 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1979/522
K: 1979/588
T: 24.12.1979
DAVA : 677 sayılı yasaya aykırı davranıştan sanık Kemal Hayırlıoğlu'nun hükümlülüğüne dair Altındağ 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 31.5.1979 gün ve 212/259 sayılı hüküm sanığın temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince incelenerek 16.10.1979 gün ve 6360/6557 sayılı ilamıyle onanmasına karar verilmiştir.
C.Başsavcılığının CMUK'nun 322. maddesi uyarınca Özel Dairenin onama kararına itiraz etmesi ve onama kararının kaldırılmasını ve hükmün bozulmasını isteyen 19.111.1979 gün ve 7/105 sayılı itiraznamesiyle dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 677 sayılı yasaya muhalefet suçundan sanık Kemal Hayırlıoğlu'nun, anılan yasanın 1. maddesinin birinci fıkrası gereğince 3 ay hapis ve 250 lira ağır para cezasıyla tecziyesine ilişkin hükmü, Özel Daire: (muska yazmak maksadı ile paranın alınmış olması suçun tamamlandığının kabulünü gerektireceğinden tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmediği) gerekçesiyle onanmıştır.
Özel Daire onama kararına karşı itiraz yoluna başvuran C.Başsavcılığı: (olayı özetledikten sonra: sanığın eyleminin bir hafta sonra yazacağı nüha için müşterisi hakkında defterinde not almaktan ibaret kaldığını; kararlaştırıldığı günde nüsha yazmayan ve ilgilisine vermeyen bir şahsın eyleminin nüshacılığa teşebbüs suçunu oluşturulup oluşturmıyacağının dahi bilimsel yönden tartışma konusu olabileceğini; bununla beraber sanığın, ileride yazacağı nüsha için not almakla nüshacılık suçunu icraya başladığı elinde olmayan sebeplerle suçun husulüne muktazi fiilleri ikmal edemediği bilnetice eyleminin teşebbüs derecesinde kaldığını kabul etmenin zorunlu olduğunu Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 15.10.1955 gün 11245/8987 ve 23.1.1947 gün 6689/583 sayılı kararlarınında bu görüşlerini doğruladığını) ileri sürerek 7. Ceza Dairesinin onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasını talep etmiştir.
Dosyaya, oluşa ve mevcut delillere göre:
Sanığın evinde muskacılık ve üfürükcülük yaptığının zabıtaya ihbar edilmesi üzerine, ilgili mahkemeden arama kararı alındıktan sonra, suç delili olmak üzere zabıtaca numarası tesbit edilen 100 lirayı yanlarına lan sivil kıyafetteki polis memurları Hülya Gürser ve kardeşi olarak tanıttığı Kuddusi Uzun'un evine gittikleri sanığın, 1000 lira karşılığı sırası gelenlerin dertlerini dinleyip tavsiyelerde bulunduğunu gözledikleri, sıra kendilerine gelince polis memuru Hülya'nın saralı olduğunu söylemesi üzerine Kuddusi'yi dışarıya çıkartan sanığın, Hülya'ya özel hayatı ile ilgili bir takım sualler sorduğu; eşinin, kendisinin doğum tarihi, doğum yeri, ana ve baba adlarını yazdığı, polis memuru Kudusi'yi tekrar çağırtıp "hamam suyu alacağım" diye 100 lira aldığı, ayrıca muska yazmak için randevu verip o zaman 500 liranızı alırım dediği, evinde yapılan aromada numarası alınmış para ile 3 ayrı torba içinde büyücülükte kullanıldığı bilirkişi tarafından açıklanan sabun, asma kilit, makaralar, aynalar, çakı bıçağı gibi eşyalar ve randevularını yazdığı defterin elde edildiği anlaşılmıştır. C.Başsavcılığının itirazına dayanak yaptığı 3. Ceza Dairesinin kararları 23.1.1947 ve 15.10.1953 tarihlidir.
6.7.1955 gün 9/17 sayılı İçtihadi Birleştirme kararında: 677 sayılı kanunun ruh ve maksadı; cemiyeti hurafelerden ve halkın bu yüzden istismar edilmesini önlemekten ibaret olduğuna göre, üfürükcülük ve nüshacılık suçlarının kanunun maksadı dairesinde teşekkül için bu fiillerin menfaat temini maksadına müstenit olarak mutad meşgale haline getirmeleri ve bunlara muhsus ünvan ve sıfatları kullanmaları kabil olduğundan suçun tekevvünü için bu fiillerin medari maişet ittihaz edilmesinin meşrut olmadığı hüküm atına alınmıştır.
Sanığın menfaat temini amacıyla nüsha yazmayı mutad meşgale haline getirdiğini ve hal arasında da nüshacı ünvan ve sıfatıyla tanınmış bulunduğu toplanan delillerden anlaşılmış olup, yukarıda açıklanan içtihadı birleştirme kararının ışığında, C.Başsavcılığının yerinde görülmeyen itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, C.Başsavcılığının itirazının reddine 24.12.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.