 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 1979/2-457
K. 1980/21
T. 21.01.1980
DAVA : Yetkili makamların kararlarına uymamaktan sanık Mehmet'in hükümlülüğüne dair ( Ilıç Sulh Ceza Mahkemesi )'nden verilen 13.02.1978 gün ve 1-8 sayılı hüküm sanığın temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nce bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 10.07.1979 gün ve 64/46 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün onanması istemini bildiren 27.09.1979 gün ve 2/6861 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığı'na gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Yetkili makamların emirlerine aykırılıktan sanık Mehmet'in TCK.'nun 526/1. maddesiyle tecziyesine ilişkin hüküm, özel dairece : ( Hükme dayanak alınan Fiyat Kontrol Komitesi Başkanlığı'nca 07.06.1978 gün ve 16309 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 34 sayılı tebliğde herne kadar pamuklu ve yünlü dokuma mamullerine uygulanacak perakende kar oranı % 18 olarak belirlenmiş bulunuyorsa da Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki 1567 sayılı Yasanın 1. maddesi Bakanlar Kuruluna sadece kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımının bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul ve bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzimi ve tahdidine ve Türk Parasının Kıymetinin korunması zımnında karar almaya yetki vermekte olmasına göre bu maddeye dayanılarak çıkarılan Bakanlar Kurulu'nun 01.101.973 gün ve 7/7202 sayılı Kararnamesinin eki 19 sayılı kararla kurulan Fiyat Kontrol Komitesi'nin, sözü edilen 1567 sayılı Yasanın 1. maddesinde tahdiden sayılan konular dışında karar almasına, özellikle eşya fiyatlarını tesbit ve kar hadlerini tayin hususunda yetkili olduğunu kabule yasal olanak bulunmadığından komitece yetki hududu aşılarak çıkarılan tebliğlere aykırı davranışın TCk.'nun 526. maddesindeki suç unsurlarını oluşturmayacağı konuyla ilgili olarak mahalli belediye encümenince de verilmiş bir karar mevcut olduğuna göre sanığın eyleminin 1580 ve 1608 sayılı Yasalar çerçevesi dahilinde mütelaası gerektiği düşünülmeden yazılı madde ile mahkumiyet hükmü kurulması... ) isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel mahkeme ise : Olayda, kamu düzenini ilgilendiren, ticari ahlak ve fiyat dengesini sağlayan ve yetkili makam tarafından yasaya uygun biçimde alınan kararlara riayet edilmediğinin anlaşıldığını, bu nedenle 526. maddedeki suç unsurlarının oluştuğunu vesaire belirterek önceki hükümde direnmeye karar vermiştir.
Dosyaya, oluşa ve delillere göre : Ilıç İlçe Merkezi'nde esnaflık yapan sanığın işyerinde olay günü görevlilerce yapılan kontrolde, Fiyat Kontrol Komitesince tayin edilen kar oranının ( % 18 ) üzerindeki bir fiyatla manifatura eşyası satışı yaptığının saptandığı anlaşılmaktadır.
Görüldüğü gibi, özel daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, Fiyat Kontrol Komitesi'nin tesbit ettiği fiyatlara aykırılığın TCK.'nun 526. maddesinde yazılı suçu oluşturup oluşturmayacağı konusundadır.
TCK.'nun 526. maddesi ile, yetkili makamlar tarafından adli işlemler dolayısıyla yahut kamu güvenliği veya kamu düzeni veya genel sağlık düşüncesiyle kanun ve nizamlara aykırı olmayarak verilen bir emre itaat etmeyen veya bu yolda alınmış bir tedbire riayet etmeyenler ceza yaptırımına tabi tutulmuşlardır. Buna göre, riayet edilmediği takdirde suç sayılacak emir veya tedbirlerin ( yetkili makamlar ) tarafından ( kanun ve nizamlara aykırı ) olmayacak biçimde ( belirli hallere ) ilişkin olarak verilmiş veya alınmış bulunması gerekmektedir. Eşya fiyatlarının tesbitinin kamu düzenini ilgilendirdiğinde kuşku yoktur. Ancak Fiyat Kontrol Komitesi'nin bu konudaki emir veya tedbirlerine riayetsizliğin TCK.'nun 526. maddesindeki suçu oluşturup oluşturmayacağının incelenmesinde zorunluluk vardır. O halde öncelikle bu komitenin hukuki durumun saptamak gerekir.
Anılan komite, 1567 sayılı Yasanın 1. maddesine dayanılarak çıkarılan Bakanlar Kurulu'nun 01.10.1973 gün ve 7/7202 sayılı kararnamesinin eki olan 19 sayılı kararla kurulmuştur. Bu kararın 1. maddesinde : "Türk Parasının kıymetini Koruma Hakkında 1567 sayılı Kanun değişik 1. maddesi gereğince okonomik istikrarın korunması için mamul madde fiyatlarını kontrol etmek üzere aşağıdaki üyelerden meydana gelen bir komite kurulmuştur" denildikten sonra 2. maddesinde komitenin hangi üyelerden oluşacağı; 3. maddesinde mamul madde fiyatlarının artırılabilmesi için bu komitenin ön müsaadesine lüzum olduğu 25.03.1974 gün ve 7/7933 sayılı kararla değişik 4. maddesinde ise : Komite kararlarına aykırı hareketin bi karar hükümlerine aykırı hareket sayılacağı, komitenin aykırı hareketi bildirmesi üzerine, gerekli hallerde, ilgili yetkili mercilerce sair hukuki, idari ve ekonomik tedbirlerin alınacağı; 6. maddesinde de kendine yardımcı alt komitenin 07.,06.1978 gün ve 16309 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 34 sayılı tebliği ile pamuklu ve yünlü dokuma mamüllerinde perakende kar oranı % 18 olarak saptanmıştır. Böylece, Ilıç İlçe Merkezi'nde bakkallık ( esnaflık ) yapan sanık bu tebliğe aykırı davranmak suretiyle TCK.'nun 526. maddesinde suçu işlediği iddiasıyla mahkeme önüne çıkarılmış ve bu madde ile cezalandırılmıştır.
Bu açıklamadan sonra 1567 sayılı Yasanın amacının ne olduğunun, hangi konularda Bakanlar Kuruluna düzenleyici tasarruf yapma yetkili verdiğinin saptanması gerekir.
1567 sayılı Yasanın 1. maddesinde : "Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımını ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nev'i eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında karar ittihazına, İcra Vekilleri Heyet selahiyetlidir" hükmü yer almış, 3. maddesinde ise : "İcra Vekilleri Heyetince 1. maddeye istinaden ittihaz edilecek kararlara aykırı hareket edenlere..." verilecek cezalar saptanmıştır.
Görüldüğü gibi, 1. madde ile Bakanlar Kurulu'na belirle konularda düzenleyici kararlar almak üzere yetki verilmiştir. bu madde kapsamı dışında kalan konularda Bakanlar Kurulu bu yasaya dayanarak karar almaya yetkili değildir. 21.04.1975 gün ve 71/88 saılı Ceza Genel Kurulu kararında da belirtildiği gibi, bu yasanın güttüğü amaç, Türk Parasının dış değerinin korunmasından ibarettir. Bakanlar Kurulunun sözü edilen 1. maddeye göre Türk Parasının Kıymetinin Korunması için alacağı önlemler ancak bu maddede tahdiden sayılan hususlara yani Türk Parasının dış değerinin korunması amacına yönelik olabilir. Nitekim, 3003 sayılı Endüstriyel Mamulatın Maliyet ve Satış Fiyatlarının Kontrolü ve Tesbiti Hakkındaki Yasanın 1. maddesi, dahildeki fiyat ayarlamalarının tesbiti zımnında ( İktisat Vekilliğine endüstri şubeleri mamulatından lüzum gördüklerinin maliyet ve toptan satış fiyatlarını kontrol ve tesbit etmeye... ) yetki vermesinden ve esasen mevcut olan Milli Korunma Kanunun 1567 sayılı Kanun yürürlükte iken çıkarılmış olmasından: 79 sayılı ve 10.09.1960 tarihli Milli korunma Suçlarının Affına, Milli Korunma Teşkilat, Sermaye ve Fon Hesaplarının Tasfiyesine ve Bazı Hükümler İhdasına Dair Kanunun 5. maddesiyle petrol ve petrol müştaklarının yurt içindeki perakende satış fiyatlarının saptanması hususunda hükümete yetki vermesine, yine aynı Yasanın 10. maddesi ile çimento satış fiyatlarını düzenleyen K ( 1164 ve K/1180 sayılı kararların uygulanmasına devam olunacağını belirtmesinden de kanun koyucunun yurt içindeki fiyat kontrollerini 1567 sayılı yasa dışında düşündüğü açık ve seçik bir biçimde anlaşılmaktadır. Halbuki, yukarıda açıklandığı gibi, 19 sayılı karar, Türk Parasının dış değeri ile bazı değerlerin ithal ve ihracı gibi konuları düzenleyen bir karar olmayıp yurt içinde ekonomik istikrarın korunması için mamul madde-fiyatlarını kontrol etmeyi enflasyonu frenlemeyi kısaca paranın iç değerini korumayı amaçlayan bir karardır. Bu niteliği ile bu kararın 1567 sayılı Yasanın amacını aşan bir hal ortaya çıkmış bulunmaktadır. Yasanın yetki vermediği bir konuda Bakanlar Kurulunca karar alınmış, komite kurulmuş ve bu komiteye de ait komiteler kurma ve düzenlemeler yapma yetkisi verilmiştir. "Tanzim tasarrufları ile suç ihdas edilebilmesi için genellikle kabul edilen şartlardan birinde, bu tasarrufları yapacak organın, bu konuda, yani suç yaratma konusunda bir kanun tarafından açıkçça yetkili kılınmış olmasıdır... Söz konusu organın bu yetkisinin tamamını veya bir kısmını başka bir organa devretmesi caiz değildir. Böyle bir durumda yetki devrolurnan organ, bu yetkiyi kanundan, yani yasama organından almadığı için, onun suç yaratması mümkün olamaz" ( Prof. Dr. Sahir Erman, Döviz Suçları, Sayfa 5, İstanbul-1978 ).
Öte yandan: 17.09.1978 gün ve 16407 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Bakanlar kurulu'nun 14.09.1978 gün ve 7/16374 sayılı kararnamesinin eki olan kararın 1. maddesinde : "Her türla yapay mal darlığı ve haksız fiyat artışlarını önlemek amacı ile yürürlükteki mevzuata göre çeşitli mercilerce yürütülmekte olan fiyat saptama ve denetim işlerinin daha etkin ve uyumlu biçimde görülmesini sağlamak ve konuyu tüm yönleriyle düzenleyen yasa çıkıncaya kadar hizmet görmek üzere..." 1567 sayılı Yasanın 1 ve 3614 sayılı Yasanın 1, 6 ve 8. maddelerine dayanılarak "Fiyat Saptama Kontrol - Koordinasyon komitesi" kurulduğu belirlenmiştir. 1567 sayılı Yasanın yurt içindeki eşya fiyatlarının saptanması ve denetimi hususunda Bakanlar Kurulu'na yetki vermediği yukarıda açıklanmıştır. 3614 sayılı Ticaret Vekalet Teşkilat ve Vazifelerine Dair Kanunda da, bu konuda düzenleyici tasarruflar yapması için Bakanlar Kurulu'nun yetkili kılındığını gösterir hiç bir hüküm yoktur. İçişleri Bakanlığının 07.03.1978 gün ve 6677 sayılı genelgeis ile 3614 sayılı Yasaya göre kurulan il ve ilçe fiyat denetim kurulları için de aynı düşünceler tekrarlanabilir.
Bu açıklamalar kül halinde ele alındığında; gerek Fiyat Kontrol Komitesinin, gerekse Fiyat Saptama - Kontrol, Koordinasyon Komitesi ile il ve ilçe fiyat denetim kurullarının perakende eşya satış fiyatlarının tesbiti konusundaki emir veya tedbirlerine riayetsizliğin, kuruluşlarına dayanak alınan yasanın amacı ve kapsamı yönünden TCK.'nun 526. maddesinde yazılı suçu oluşturmadığını kabul etmek zorunluluğu vardır. Özel daire kararında da belirtildiği gibi, konu ile ilgili olarak mahalli belediye encümenince de verilmiş bir karar mevcut olduğuna göre sanığın eylemi 1580 ve 1608 sayılı Yasalar çerçevesi dahilinde mütalaa edilebilir.
Bu nedenlerle, özel daire bozma ilamı yerinde olup uyulmak gerekirken yazılı biçimde önceki hükümde direnmeye karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden sanığın temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk kararına karşı olan üyelerden A.R. Önder ve B. Akmanlar ise : Hukuk Devleti niteliğinde bulunup yazılı hukuk ilkelerine bağlı olan ülkelerde ana sorunlardan birisi, sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişimin aşırı hızına karşın, adaletin buna oranla daha az hızlı ve yasaların da çok ağır bir süreç içinde bulunmaları gerçeğidir. kamu düzenini olumsuz yönde etkileyen ekonomik sorunlara bağlı olarak artış gösteren ekonomik suçların yasal önlemlerinin alınmasında yeterli duyarlılık ve çaba gösterilemiyorsa hukuk devletinin düşünce ve eylem gücünü oluşturan yargının yürürlükteki yasaları zorlama görevini yerine getirmesi kaçınılmaz olduğu kadar kendi varlığının da nedenidir. Yasamanın bu ağırlığını bir ölçüde gidermek amacı ile yürütmenin yetkili makam olarak kamu düzenini sağlayıcı nitelikte aldığı ve Anayasa ile yürürlükteki yasalara aykırı bulunmayan kararlarına işlerlik ve uygulama olanağı kazandırmak için yargının düşünce ve eylem gücünü kullanımasına yasal engel de yoktur.
Bu durumda, Bakanlar Kurulu'nun 01.10.1973 gün ve 7/7202 sayılı kararnamesinin eki 19 sayılı kararla kurulan ve bu nedenle yetkili makam sayılan Fiyat Kontrol Komitesi'nin kamu düzenini korumak düşüncesi ile eşya fiyatını saptaması ve kar sınırlarını belirlemesinin yasalara aykırı sayılamayacağı ve bu komite kararlarına aykırı davranışlarda TCK.'nun 526. maddesinin uygulanmasının yerinde bulunduğu belirtilerek direnme hükmünün onanması gerektiği yolunda oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, direnme hükmünün ( BOZULMASINA ), depo parasının geri verilmesine 21.01.1980 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.