 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1979/253
K: 1979/507
T: 19.11.1979
DAVA :İzrardan sanık Abdülhamitin beraatine dair (Diyadin Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 6.7.1978 gün ve 43/38 sayılı hüküm müdahilin temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 29.3.1979 gün ve 100/20 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş ve koşuluda yerine getirilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması isteminli bildiren 24.5.1979 gün ve 6/3907 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Hakkı olmayan yere tecavüzden sanık Abdülhamit ve 21 arkadaşı hakkında verilen beraat hükmünü özel daire (Müdahil-müştekinin arazisine hayvan sokmak suretiyle zarar iras eden kişilerin sanıkların sahibi bulundukları hayvanları güden çobanlar olduğu oluşa uygun bir şekilde kabul edilmiş olmasına göre, suça iştirak etmediklerinin anlaşılmasından ötürü haklarında beraat kararı verilmiş olmasına rağmen TCK.nun 519. maddesinin açık hükmü gereğince zarar yapan hayvanların sahibi bulundukları kesin surette araştırılıp saptadıktan sonra haklarında husule gelen zararın tazminine karar verilmesi gerekeceğinin düşünülmemesi) isabetsizliğinden bozmuş, yerel mahkeme ise, sanıkların üzerlerine atılan suç TCK.nun 519/ilk maddesindeki eylemden ibarettir. 519. maddeye göre tazminat 518/2 ve 3 fıkralardaki suçlarda ve çobanlar hakkında dava açılması koşuluyla verilebilir gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Sanıklar hakkında cebir ve şiddet kullanarak taşınmaz maldan faydalanmaya engel olmaktan dolayı TCK.nun 515/2. maddesince dava açılmıştır. Yerel Mahkeme katılanın başvurması üzerine mahkemece delil tesbiti yapılarak koyun çobanlarının katılanının taşınmazında koyun otlattıklarının tesbit edildiğini buna rağmen çobanlar hakkında bir dava açılmadığını, müdahil tarafından çomanları azmettirdikleri ileri sürülen dava sahibi sanıklar hakkında dava açıldığını ancak bu iddianında doğrulanmadığı gerekçesiyle beraate karar vermiştir. Direnme kararında ise çobanlar hakkında TCK.nun 518/2,3 maddesine muhalefetten bir dava açılmadığından dolayı mal sahipleri hakkında TCK.nun 519. maddesince tazminata hükmedilemiyeceği görüşüne yer vermiştir.
TCK.nun 519. maddesinde (Yukarıdaki maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı fiillerden tevellüt eden zarar hayvanı sokan veya girmesine sebep olan şahsa müracaat hakkı olmak üzere hayvan sahibine tazmin ettirilir...) hükmü yer almıştır.
Bu madde kanunumuzun aslında bulunmayıp yasa koyucu tarafından 518. maddeye ek olarak kabul edilmiştir. 519. maddeye göre otlatmak amacı ile veya ihmal ve kayıtsızlıkla başkasının arazisine sokulan hayvanın neden olduğu zarardan hayvan sahibinin sorumlu olacağı ve ancak hayvanı sokan veya girmesine neden olan kimseden ödediği tazminat bedelini isteyebileceği ilkesi getirilmiştir.
Bu iki madde birbirin tamamlamaktadır. Başka bir deyimle TCK.nun 519. maddesinin uygulanabilmesi için öncelikle hayvan sokan veya girmesine neden olan kişi hakkında aynı yasanın 518. maddesine göre dava açılmış ve yasak eylemin sübutu ile mahkumiyet hükmü verilmesi gerekmektedir. Halbuki asıl fail çobanlar hakkında dava açılmamış ve eylemleri tesbit olunmamıştır. Hal böyle olunca hayvan sahipleri hakkında anılan 510. maddenin uygulanmasına olanak yoktur.
Bu itibarla davaya katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : yukarıda açıklanan nedenlerle direnme hükmünün tebliğnamedeki bozma düşüncesinin reddiyel ONANMASINA, depo parasının gelir yazılmasına 19.11.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.