 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1979/204
K: 1979/291
T: 18.06.1979
DAVA : Görevli memura mukavemet ve 6831 sayılı Kanuna muhalefetten sanık Ali'nin hükümlülüğüne dair (Turhal Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 15.12.1978 gün ve 65/383 sayılı hüküm sanığın temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce incelenerek 27.3.1979 gün ve 1582/1583 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın CMUK.nun 322. maddesi uyarınca özel daire onama kararına itiraz etmesi, onama kararının kaldırılması ve hükmün bozulması istemini bildiren 2.5.1979 gün ve 40 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Orman Kanununa muhalefet ve görevli orman muhafaza memuruna mukavemetten sanık Ali'nin mahkumiyetine ilişkin turhal Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen hükmü özel daire tebliğnamedeki her iki davanın birlikte görülmesi usulsüzlüğüne dair bozma isteğini reddederek onamıştır.
C. Başsavcılığı 2.5.1979 gün ve 40 sayılı itiraz yazısında özet olarak; 6831 sayılı Yasanın 83. maddesi usule ilişkin özel bir hüküm getirdiğini ve maddede bu konuda cezaları tayin edilen orman suçlarına müteallik davalar sulh ceza mahkemesinde görülür. Orman suçlarına ait davalar mahkemelerce acele mevattan sayılır (kuralı ile bunun açıkça belirtildiği, milli servet olan ormanların korunması amacına yönelik bu kuralın bir usul kuralı olması nedeniyle kamu düzenini ilgilendirdiğini, genel hükümlere göre açılıp yürütülen ve ayrı usul hükümlerine bağlı bu davaların birlikte görülemeyeceğini ileri sürerek, özel daire onama kararının kaldırılmasını, yerel mahkeme hükmünün tebliğnamedeki istek gibi bozulmasını istemektedir.
Konuyu açıklığa kavuşturmak yönünden birleştirme olanağı olmayan davalardan örnekler vermek gerekir. CMUK.nun 352/1. fıkrasında şahsi dava yoluyla takip olunan bir iş ağır ceza işlerini gören mahkemede takip olunan bir cürümle birleştirilemez) ve Kaçakçılık Kanununun 58/3. fıkrasında maznunların duruşma sırasında diğer bir suçu olduğu anlaşılsa bile, bu hal davaların birleştirilmesine sebep teşkil etmez) hükümleri örnek olarak gösterebilir.
Buna karşılık itirazda bahsolunan 6831 sayılı Orman Kanununun 83. maddesinde ise bu kanunda cezaları tayin edilen orman suçlarına müteallik davalar sulh ceza mahkemelerinde görülür.
Orman suçlarına ait davalar mahkemelerce acele mevaddan sayılacağı açıklanmıştır. Bu maddede orman suçlarına ilişkin davaların başka davalarla birlikte görülemeyeceğine dair kesin bir hüküm yoktur. Yasa koyucu orman davalarının ivedi davalardan olduğunu belirtmekle yetinmiş, birleştirmeyi engelleyen bir hüküm getirmemiştir.
Olayımızda sanık Orman Yasasına aykırı davranışı sırasında görevli orman muhafaza memuruna müsbet mukavemette de bulunmuştur. Bu nedenle 6831 sayılı Orman Kanununun 91/1, 108 son ve TCK.nun 258/1, 3. maddeleri ile cezalandırılması için Turhal Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açılmış ve dava mahkumiyetle sonuçlandırılmıştır.
İtirazın kabulü halinde anılan iki dava ayrılarak yeniden yargılama yapılacaktır ki, bu da orman davalarının ivedi olarak sonuçlandırılacağına ilişkin 83. maddesine ters düşecektir.
Bu itibarla itirazın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle itirazın REDDİNE, gereği için dosyanın C. Başsavcılığı'na tevdiine 18.6.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.