 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1979/751
K: 1979/2110
T: 09.05.1979
DAVA : Esasın incelenmesinde: Sanıklar Mustafa Nazmi Şaşmaztin ve Mehmet Sabri Değerliyurt'un durumu:
Bu iki sanık Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı ortadan kaldırmak, Anayasal düzeni silah zoruyla devirerek yerine Marksist-Leninist görüşe dayanan bir devlet düzeni getirmek için kurulmuş THKP-C adlı yasa dışı örgütün THKP/C eylem birliği Ünitesine katılmışlardır. Bu örgütün 24.5.1977'de giriştiği Çabdibi Türk Ticaret Bankası soygununda bir kısım faillerin yakalanarak tutuklanması ve soruşturmanın derinleştirilmesi üzerine örgütte dağılma başgöstermiştir. Bu dağılmayı önlemek, dağlanları toplamak ve ekonomik güçlerini arttırmak için çalışmaya başlamışlardır. Bu cümleden olmak üzere, Karşıyaka Lise - De Derneğini örgütsel çalışmanın eğitim merkezi haline getirerek teorik çalışmaların tamamlanmasından sonra oluşturulan eylem birimi mensuplarının kapalı isimleri (Kot) ve görevleri saptanmış, gerekli silah bağlanmış ve atış talimleri yapılarak kesin ve gerçekleştirici eyleme hazır olduklarının anlaşılması üzerine yakalanamayan diğer arkadaşları ile birlikte İş Bankası Üçkuyular Şubesine ekonomik eylem koymayı planlamışlardır. Bu amaçla 34 NT 038 plakalı otomobilin camını kırıp kapısını açarak anahtar uydurmak suretiyle aldıktan sonra sözü edilen bankaya girip, orada bulunanları silahla etkisiz hale getirerek hatta veznedar Cengiz Kocabaş'ı göğsünden vurarak bulabildikleri parayı alıp kaçmışlardır. Bu hususlar Sanık Mustafa Nazmi'nin yetkili merciler huzurundaki beyanları, şahitler Emine Şah ve Gönül Güler'in teşhis tutanağını doğrulayan duruşmadaki bildirimleri, sanıklara ait silahların ele geçmesi gibi delillerden ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış olmakla sübuta yöneltilen itirazlar yerinde görülmemiştir.
Sanıkların giriştikleri eylemlerin tümü birlikte ve amaç doğrultusunda değerlendirildiğinde, TCK.'nun 141. maddesini kapsamını aşan bir nitelik gösterdiği gibi, hırsızlık ve soygun fiilleri mal aleyhine, öldürmeye teşebbüs eylemleri de şahıslara karşı işlenen suçlara yönelik cürüm kastının dışında bulunmuştur. Devamlılığı asıl olan, düzeni zorlayıp çökertici bu girişimleriyle sarsıp yıkacakları Anayasal düzenin yerine, kendi Anayasalarını ve iktidarlarını getirmeyi sağlıyacak hareketler TCK.'nun 146. maddesindeki kast ve unsurları oluşturur nitelikte bulunmuştur.
Bu maddenin uygulanması için, mutlaka silahlanmış güçlerin tüm Anayasal kuruluşlara yönelik topluk bir hareketi gerekmez. Yukarıda açıklandığı üzere yasa dışı örgütün kendi iktidarlarının gerçekleşmesi için yaptıkları var olan düzeni esaslı biçimde zorlayıcı silahlı eylemlerin de TCK.'nun 146. maddesindeki (Cebri - icra) zorla yaptırım unsuru kesinlikle oluştuğundan suç niteliğine yönelen itirazları da yerinde görülmemiştir.