 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1979/3887
K: 1979/4054
T: 08.10.1979
DAVA : Kanunsuz lokavta karar vererek işçileri toptan işten çıkarmak suretiyle 275 sayılı Kanuna muhalefetten sanık Oğuz'un yapılan yargılaması sonunda; mahkumiyetine dair (Bartın Asliye Ceza Mahkemesi) nden verilen 28.5.1979 gün ve 1978/717 esas, 1979/228 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş ve şartı depo parası ile yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : 1- Dosya kapsamına göre dava konusu olayda, işveren sanığın işyerinde çalışan 101 işçiden 57'sini topluca işten çıkardığı iddia edilmiş ve bu hareket ilgililerin müracaatı üzerine Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından kanun dışı bir lokavt olarak tesbit edilmiş ise de; sanık ve vekili işyerinde lokavt yapılmadığını, bilakis işçilerin olay tarihinde kanuni hakları verilerek iş akitleri feshedilen üç arkadaşlarının yeniden işe alınmalarını sağlamak için topluca işi bırakmalarını sağlamak için topluca işi bırakarak direnişe geçtiklerini, bunun üzerine işçilerin iş akitlerinin fesih yoluna gidilmiş olup kalan işçilerle işyeri faaliyetinin sürdürüldüğünü, hareketin bu yönü ile de lokavt sayılamayacağını beyanla bu hususları bazı tanık ve belgelerle ispat edeceklerini ileri sürmek suretiyle soruşturmanın genişletilmesi isteğinde bulunmuşlardır.
Mahkemenin ise, belirtilen savunma ve isteği yerinde görmeyerek asliye hukuk mahkemesi tesbit kararı ile yetinmek suretiyle hüküm kurduğu anlaşılmıştır.
275 sayılı Kanunun 18/1. maddesindeki tanıma göre bir hareketin lokavt sayılabilmesi için:
a) İşçilerin topluca işten uzaklaştırılması,
b) Topluca işten uzaklaştırmanın işveren veya vekili tarafından kendi teşebbüsü veya bir teşekkkülün verdiği karara uyularak yapılması,
c) İşten uzaklaştırmanın bütün faaliyeti büsbütün ortadan kaldırılacak tarzda olması gerekmektedir.
Kanun dışı lokavt iddiası ile açılan bir kamu davasında ceza mahkemesi, lokavtın sözü edilen kanuni unsurlarını gözönünde tutarak iddia ve savunmayı dengeli bir biçimde araştırmak, sahip olduğu geniş ve serbest yetkiye dayanarak bütün delilleri her yolla eksiksiz bir şekilde topladıktan sonra sonuca ulaşmak durumundadır, ceza mahkemesinin, böyle bir davada hüküm kurarken sadece hukuk mahkemesi tarafından verilen tesbit kararına dayanması savunmayı kısıtlar, ceza davasının amacı ile burada uygulanan delil sistemine ve cezadaki sorumluluk esaslarına ters düşer.
Bu itibarla mahkemece; hazırlık soruşturması sırasında ifadeleri tesbit edilmiş bulunan kişilerle dava konusu olay üzerine inceleme yaparak rapor düzenliyen Çalışma Bakanlığı Müfettişinin ve sanık ile müdafiince gösterilen ve gösterilecek olan tanıkların duruşmaya çağrılıp dinlenmesi, sanık ile vekiline olay sırasında işyeri faaliyetlerinin sürdüğünü gösteren maliyet raporları, servis fatura fişleri, ücret bordroları, saat kartları vesair belgeleri ibraz imkanının sağlanması ve tüm deliller eksiksiz bir şekilde toplandıktan sonra topluca işten çıkarmanın zorunlu ve yasal sebebe dayanıp dayanmadığı, topluca işten çıkarmanın işyerindeki bütün faaliyeti büsbütün ortadan kaldıracak tarzda olup olmadığı ve böylece hareketin 275 sayılı Kanunun 18/1. maddesinde tanımı yapılan bir lokavt hareketi sayılıp sayılamayacağı kesinlikle belirlenerek sanığın suç kastı da tartışılmak suretiyle bir karara varılması gerekirken eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- TCK.nun 22.6.1979 tarihinde, yürürlüğe giren 2248 sayılı kanunla değişik 30. maddesi açıklığına göre para cezasının tayininde lira küsurunun hesaba katılmış olması.
SONUÇ : Kanuna aykırı ve sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hüküm bu sebeplerden dolayı kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, 8.10.1979 gününde oybirliyle karar verildi.