 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1979/5390
K: 1979/6436
T: 07.06.1979
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, tetkik hakiminin açıklaması dinlendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında, temyiz konusu olan 908 parsel sayıl 1413 m2. yüzölçümündeki taşınmaz. Devletin hükmü ve tasarufu altında bulunan yerlerde olduğundan hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından red edilen davacı Halil kazandırıcı zanamaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, duruşma sırasında vegi kaydına dayanmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 113 m2. lik yüzölçümündeki bölümü davalı Hazine bunun dışında kalan ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 1300 m2. lik bölümün davacı Halil adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Deniz sınırı kesinlikle genişletilmeye elverişli sınırlardan değildir. Ancak, tapu ya da vergi kaydına gösterilen deniz sınırının saptanması mümkün değil ise o takdirde genişletilmeye elverişli sınır olarak kabul edilebilir. deniz sınırını saptamak jeolog uzman bilirkişinin o bölgenin olağan metrolojik olaylarına göre denizin etkisinde kalan ve bu olaylar etkisi ile denizin oluşturduğu kumluk, çakıllık, taşlık, çalılık, kamışlık, sazlık, bataklık gibi yerler ile kültür arazisinin ya da yukarda sayılan nitelikleri taşımayan arsa gibi taşınmazın birleşim hattı deniz sınırı olarak kabul edilmek gerekir. Kuşkusuz kültür arazisinin ya da arsanın yapay biçimde meydana getirilmemiş, daha açık bir deyimle denizden doldurulmamış olması şarttır. Uzman jeolog bilirkişinin raporunda yukarda açıklandığı biçimde bir inceleme yapılmak suretiyle ve bu koşullar aranılarak deniz sınırı saptanmamıştır. Bu itibarla uzman bilirkişinin raporu hükme yeterli sayılamaz. Mahkemenin bu yönü gözönünde tutarak gerekli inceleme yaptırmak suretiyle sonuca varması zorunludur. Bu nedenlerle temyiz itirazı yerinde olduğu gibi; kabul biçimine göre de, bu tür yerler Tapulama Kanunun 2. maddesi hükmünce tapulama bırakılması gerektiği halde Hazine adına tescil kararı verilmesi dahi isabetsiz bu itibarla temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 766 sayılı Tapulama Kanunun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 7.6.1979 gününde oybirliği ile karar verildi.