 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1979/4064
K: 1979/403
T: 21.02.1979
DAVA : Oluşa göre, Hükümet Tabipliği Merkez Sağlık Memuru olan sanığın aşı için müracaat eden hacı adaylarından, aşılarının yapılması sırasında dairenin bir kısım ihtiyaçlarını karşılamak ve piyasaya olan araç tamir borcunu ödeyebilmek için 200'er lira aldığı, ancak bu ödemenin yasal olduğunu inandırmak için hacı adaylarına karşı aldatıcı aktif hiçbir hareketi olmadığı gibi bu yolda beyanda da bulunmadığı, aldığı para karşılığında hacı adaylarına ayrı ayrı özel makbuz verdiği anlaşılmış, olay mahkemece de bu şekilde kabul edilmiş olduğu halde sanığın eylemi ikna suretiyle irtikap olarak nitelendirilerek o surette cezalandırılması cihetine gidilmiştir.
Halbuki T.C.K.'nun 210. maddesinde tarifi yapılan ikna suretiyle irtikap suçu, yasal olarak ödenmesi gerekmeyen paranın ödenmesi lüzumuna memurun ferdi ikna etmesiyle oluşur. Fert, ödediği paranın gayrimeşru olduğunu bilmez, memurun yalan beyanları veya aldatıcı aktif hareketleri ile rızası elde edilir. Sanığın, paranın ödenmesi lüzumuna ferdi yalan beyanları ile veya inandırıcı aktif davranışlarıyla ikna etmiş olduğu kabul edilse dahi, olayımızda irtikap suçunun unsurları oluşmaz. zira; gözlenen menfaatin sanığın "kendisine" veya "başkasına" ait olması gerekir. Kanunda yazılı "başkası" özel veya tüzel kişi olabilirse de T.C.K.'nun "Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümler" başlığını taşıyan üçüncü babında yer alan "irtikap cürümlerininde" yazılı "başkası"nın "Devlet" olacağı düşünülemez. Majno da alınan paranın Hazineye irad kaydı halinde irtikap cürmünün oluşmayacağı görüşündedir. Olayımızda toplanan paranın hazineye resmen irad kaydı söz konusu olmamakla beraber esasen Devlete bir menfaat sağlanmış da değildir. İtalyan Yargıtayına göre de, sağlanan menfaatin idareye ait olması halinde, eylem irtikap değil, memuriyet görevini kötüye kullanılması suçunu oluşturur. Gerçekten, kendisine menfaat sağlananın Devlet İdaresi olması halinde, fiili memurun gayretkeşliği olarak kabul etmek gerekir.
Sonuç olarak, sanığın bu tür davranışlarıyla Devlet İdaresi lehine menfaatler sağlamak amacına yönelik eyleminde irtikap suçunun unsurları bulunmadığı halde, TCK.'nun 210. maddesiyle hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.