 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1979/3558
K: 1979/3591
T: 04.10.1979
DAVA : Fahrettin'i silahla yaralıyarak öldürmekten ve izinsiz silah taşımaktan sanık Fahri'nin yapılan yargılanması sonunda; suçlarının sübutuna ve ölümün sanığın iradesinden hariç gayri melhuz esbabın inzimamı ile meydana
geldiğinin anlaşılmasına ve hakkında takdiri azaltıcı sebebin kabulüne mebni TCK.nun 448, 451, 59 ve 6136 sayılı Kanunun 1308 sayılı Kanunla değişik 13. maddeleri gereğince öldürmekten 8 sene 4 ay ağır hapis silah taşımaktan 10 ay hapis ve 416 lira 60 kuruş ağır para cezalariyle hükümlülüğüne ve hakkında TCK.nun 31, 33. maddelerinin uygulanmasına ve 19700 kuruş yargılama giderinin sanıktan tahsiline ve diğer sanıklar Abdulvahap ve Kifaye'nin müsnet suçtan beraatlerine ilişkin (Malatya Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 9.7.1979 gün ve 258/112 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil Mehmet Ali tarafından istenilmiş ve koşulu yerine getirilmiş olduğundan dava dosyası C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : 1 - Müdahillerin silahtan verilen hükmü temyize yetkisi bulunmadığından bu yönden verilen hüküm inceleme dışı bırakılmıştır.
2 - Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Fahri'nin öldürme suçunun sübutu kabul kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanıklardan Abdulvahap ve kifaye'nin hükümlülüklerine yeter nitelik ve derecede delil elde edilmemeşi, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebebleri hariç bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan müdahilin vasfa ve beraat kararının doğru olmadığına vesaireye ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanıklardan Kifaye ve Abdulvahap haklarında verilen beraat hükmünün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, Ancak;
A) TCK.nun 451. maddesinin uygulanabilmesi için ölümü intaç eden yaranın bizatihi öldürücü nitelikte olmaması ve inziman eden sebeb yüzünden ölümün vukua gelmiş olması ve ayrıca bu sebebin gayri melhuz yani umulmayan bir neden olmaması gerekmekte olduğu halde olayımızda ölümü tevlit eden yara bizaihi öldürücü niteliktedir. Bu bakımdan bu yara sadece ameliyatın geç yapılması yüzünden değil, yaranın bizatihi öldürü nitelikte olması nedeniyle ölümü tevlit etmiştir. Ve inzimam eden sebeb olarak kabul edilen hastanede geç müdahale edilmesi hali de gayri melhuz bir sebeb de değildir. Ameliyatın hiç yapılmaması veya geç yapılabilmesi yahut ameliyatın kötü sonuç vermesi her zaman olagelen bir ihtimaldir. Yaralanan bir kişinin geç ameliyata mazhar olmasının gayri melhuz bir sebeb olarak kabulü halinde, dağbaşlarında yaralanıp hiç bir tıbbi müdahaleye mazhar olamadan ölenlerle geç tıbbi müdahaleye mazhar olanlar arasında bir fark gözetilmesini gerektirirki bu halin eşitliği ihlal edeceği şüphesizdir. Ve yasal olarak kabulü de mümkün değildir. Bundan başka geç müdahalenin inzimam eden sebep olarak kabulü halinde TCK.nun 448, 451. maddelere göre verilecek ceza, suça hedef olan kişinin hayatının kurtarılması halinde 448, 62. maddelere göre verilecek cezadan da az olması gibi mantık dışı bir sonuç da meydana getirecektir ki bunu da kanun koyucunun hiçbir şekilde tecviz edeceği düşünülemez. Bütün bu nedenlerle 451. maddenin uygulanmaması gerektiği halde isabetsiz bazı gerekçelerle Adli Tıp Meclisi'nin mütalaasına dayanılarak sanık Fahri hakkında 451. maddeninin uygulanması,
B) Sanık Fahri savunmalarında yiğenlerine maktülün hakaret ettiğini ileri sürmesine ve bir kısım tanıklarda savunmayı doğrulamasına göre sanık lehine 51/1 maddenin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, yasaya aykırıdır ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Müdahilin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama isteğinin reddi ile öldürmeden verilen hükmün gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 4.10.1979 gününde oyçokluğu ile karar verildi.