 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1979/1084
K: 1979/1086
T: 24.04.1979
DAVA : 1959 doğumlu olup aklen malül bulunan Zehra'nın ırzına geçmeye tam derecede teşebbüs etmekten sanık Hüseyin'in yapılan yargılanması sonunda, TCK.nun 416/1, 62 ve 59. maddeleri gereğince 3 sene 10 ay 20 gün ağır hapis cezasıyle mahkumiyetine dair Eyüp Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 9.2.1979 gün ve 1978/44 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi o yer C.Savcısı ve sanık tarafından istenilmiş ve sanık yönünden şartı yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü :
KARAR : Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, hükmün dayandığı takdire göre, sanığın sübuta ait temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, Ancak;
TCK.nun 62. maddesi hükmüne göre, suça yönelen eylemin tam teşebbüs derecesinde kaldığının kabulü için, sanıkta suç işlemek kastının bulunması, suçta elverişli vasıtaların kullanılması, failin işlemeyi kadsettiği cürmün icrasına ait bütün fiilleri bitirmesi ve fakat iradesi dışında bir sebepten dolayı o cürmün meydana gelmemesi koşullarının gerçekleşmiş olması gerekir.
Burada yasanın müeyyideye bağladığı suçun işlenmesine mani sebep failin iradesi dışında, iradesine yabancı bir sebeptir. Şayet tasarlanan eylemin gerçekleşmeme sebebi failini iradesine bağlanabiliyorsa, fail teşebbüs ettiği suçtan dolayı cezalandırılamaz. O ana kadar gerçekleşen eylemleri suç teşkil ediyorsa ona göre hüküm kurulur.
Dava konusu olayda her ne kadar hazırlık soruşturmasındaki 25.5.1979 günlü ifadesinde, mağdurenin ırzına geçtiğini bildirmişse de, bu ifade yalnız başına esas olamaz. Adli Tıp Meclisinin 25.12.1978 tarih ve 14611/19137 sayılı raporunda mağdurenin ırzına geçilmemiş ve bakire olduğu, ereksiyon halindeki penisin duhulü ile kızlığının bozulabileceği, sanığın ise, dış genital organlarının yaşına göre normal inkişaf halinde bulunduğu, nörolijik ve anatomik bir arızası görülmediğinden ırza geçmeye mani bir halinin bulunmadığı belirtilmektedir.
Adli Tıp Meclisi'nin bu raporunda açıklanan bulgulara göre, mağdurenin ırzına geçilmeye teşebüs edildiğini kabule imkan yoktur. Zira, olayda ırza geçmeye teşebbüsün varlığının kabulü için gerekli olan neticenin failin elinde olmayan bir engel yüzünden gerçekleşmediği hususunda bir iddia ve delil mevcut değildir.
Bu nedenle, gerçekleşen eyleminin ırza tasaddi niteliğinde olduğu gözetilmiyerek, yazılı şekilde hüküm kurulması;
SONUÇ : Yasaya aykırı ve C.Savcısı ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan hükmün tebliğname gibi CMUK.nun 321. maddesi gereğince bu nedenle BOZULMASINA, ve depo parasının geri verilmesine, 24.4.1979 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.