 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1979/8998
K: 1980/5070
T: 17.04.1980
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 9095 lira 62 kuruşun faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı; kendisine ait araçla, davalıya ait aracın çarpışması sonunda, doğan zararın ödetilmesini istemiş; davalı da harcını vermek suretiyle açtığı karşılık davasında, aracında meydana gelen zararın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme davacı iseteği doğrultusunda karar vermiş; ancak olayın meydana geldiği tarih ile karşılık davanın açıldığı tarih arasında Trafik Yasasının 50. maddesinde öngörülen iki yıllık zamanaşımının geçtiğinden bahisle, karşılık davanın reddine karar vermiştir. Davalı bu karar aleyhine BK.nun 118/3. maddesi hükmünden söz ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
Bilindiği gibi takas, bir birine karşı aynı cinsten edimleri borçlanan tarafları bu karşılıklı borçları fiilen ödemek külfetinden kurtaran bir yoldur. İşte bu niteliği ve özelliği itibariyle takas mahsuptan ayrılmaktadır. Bir diğer ifade ile takas, genel olarak taraflardan birinin yenilik doğrucu nitelikteki takas ile karşılıklı iki alacağından sona ermesini sağlayan bir sukut sebebidir. Şu halde az yukarıda belirtildiği gibi, karşılıklı alacakların takas yolu ile ortadan kalkmaları takas hakkının doğması ile değil, kullanılması ile gerçekleşir (BK. nun 122). Yasa hükümleri, karşı tarafa ulaştığı andan hukuki hüküm ve sonuç doğurarak bu tek taraflı irade beyanını bir geçerlik şekline tabi tutmamıştır. Bu irade beyanı, dava dışı bir yolla karşı tarafa ulaştırılabileceği gibi, dava içinde de iki yol ile karşı tarafa ulaştırılabilir. Bu yollardan bir tanesi karşılık dava yolu, diğeride savunma suretiyledir. O halde, takas iradesinin dava sırasında karşı tarafa ulaştırılması için bir karşılık dava açılmasına gerek yoktur. Bu itibarlardır ki, takas iradesinin karşı tarafa karşılık dava yolu ile ulaştırılmasıyla, def'i olarak ileri sürülmesi arasında ne usul ve nede esas hukuku bakımından bir fark meydana getirmez. yani her iki yol vaki takas taleplerinin doğuracağı hukuksal sonuçlar bakımından ve özellikle 118/3. maddesi yönünden bir fark söz konusu değildir.
Öte yandan, gerek davacı ve gerekse davalının taleplerine konu ettikleri alacak haksız eylemen doğan alacaklardandır. Kural olarak haksız eylemden doğan bir alacak, haksız eylemin işlendiği tarihte muaccel olur; bu bakımdan haksız fiillerden doğan alacaklardan ötürü karşı tarafın temerrüde düşürülmesine ygerek yoktur. Davacı tarafından açılan tahsil davasına ait dilekçenin davalı tarafa ulaştığı anda davalının mukabil alacağı zamanaşımına uğramış idi. Ne varki BK.nun 118/3. maddesi hükmü; bu konuda bir istisna getirmiş ve (zamanaşımına uğramış alacağın karşı alacakla yani davacının alacağı ile) takas edilebileceği tarihte (yani haksız eylemin işlendiği günde) henüz zamanaşımına uğramamış ise, takas edilmesine imkan sağlamıştır. O halde 118/3. maddesinin açık hükmü karşısında takas iradesinin" karşılık dava ya da def'i yolu ile ileri sürülmesi arasında" bir ayırım yapılmadığı gözetilerek davalının takas iradesi doğrultusunda gerekli inceleme araştırma yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, takas iradesinin karşılık dava şeklinde ileri sürüldüğünden ve karşılık davada takas talep edilmediğinden bahisle ve ıslah dikkat nazara alınmaksızın isteğin reddine karar verilmiş olması, usule ve yasaya aykırı olup, hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
2 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre davalının yukarıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerektir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın birinci bentte gösterilen nedenlerle davalı ve karşılık davacı Yedvart yararına BOZULMASINA ve davalının sair itirazlarının ikinci bentde gösterilen nedenle reddine ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 17.4.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.