Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:1979/5480
K:1979/9818
T:18.09.1979
  • BEDEN, RUH TAMLIĞININ İHLALİ [CİSMANİ ZARAR]
  • EKONOMİK GELECEĞİN SARSILMASI
  • MAĞDURDAN AMELİYAT OLMASININ BEKLENMESİNİN KOŞULLARI AMELİYAT VE TEDAVİDEN KAÇINAN MAĞDURUN ZARARININ KAPSAMI
ÖZET : 1- Beden ve ruh tamlığının halele uğratılması durumlarında, zarara uğrayanın hem çalışma gücünü tamamen ya da bir oranda yitirdiği ve hem de bunun doğal sonucu olarak ayrıca ekonomik geleceğinin sarsıldığı kuşkusuzdur.
2 - Mağdurdan ameliyata rıza göstermesinin beklenebilmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekir. Bu koşullar gerçekleşmedikçe ve özellikle ameliyat giderleri sorumlu kişi tarafından önceden ödenmedikçe, mağdurdan ameliyat olması beklenemez. Bu kural özel bir tedavi [kör] için de geçerlidir.
3 - Koşulların gerçekleşmesine rağmen mağdur ameliyat ve tedaviden kaçınırsa, bu davranışı (tıpkı meslek değiştirmeyi haklı bir neden olmaksızın reddetmede olduğu gibi) birlikte kusur sayılır ve dolayısiyle zarardan indirim yapılır.
4 - Buna karşın eğer ameliyat ve tedavi umulan sonucu vermez, aksine mağdurun durumunu büsbütün kötüleştirirse,. (illiyet bağı kesilmemek kaydiyle) sorumlu kişi bu kötüleşmeden doğan zararı da ayrıca tazmin ile yükümlüdür.
(818 s. BK m. 44, 46)
Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 2000 lira manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine ve maddi tazminat isteğinin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu
Davacı, davalı Mehmet Ali'ye ait olan ve diğer davalı ehliyetsiz şoför Mehmet'in sevk ve idaresinde bulunan 16 DP 475 plaka numaralı B. M. C. kamyonun 16.9. 1975 günü kendisine çarpıp cismani zarara uğramasına ve bu meyanda sağ kulağının duyma hassasını yitirmesine sebebiyet verdiğinden bahisle (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) 8000 lira maddi ve 2000 lira manevi tazminat istemiş; 23.8. 1977 günü açtığı 1977/735 esas sayılı ikinci davasında da mahfuz tuttuğu 77.392.80 liranın ayrıca ödettirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının, cismani zarara uğramasıyla sonuçlanan olayda davalı şoförün 8/8 kusurlu bulunduğu ve diğer davalının da aracın işleticisi ve maliki olduğu gerçekleşmiştir. Nitekim, davalı şoför ceza mahkemesinde mahkum olmuştur.
Davacının olay günü maruz kaldığı cismani zarar nedeniyle 25.9.1976 günü S.S.K. Hastahanesi'ne (mandıbula kırığı) teşhisi ile yatırıldığı ve 11.10.1976 günü de salah ile İstanbul Çene Cerrahisi'ne sevk olunduğu, dosyaya mübrez hastahane kayıtları ile anlaşılmaktadır. Dava sırasında davacıyı muayene eden S.S.K. Bursa Hastahanesi Kulak Burun Boğaz Mütehassısı tarafından verilen 20.5. 1977 günlü raporda "davacının geçirdiği trafik kazası sonunda sağ kulak yolu mecrasında meydana gelen cilt yırtığının, iyileşme süresinde birbirine yapışarak kapanın iş olduğu" bildirilmiştir. Ayrıca Mahkemece seçilen bilirkişi, Adli Tıp Mütehassısı Dr. (S. K. Y.) tarafından verilen 28.6. 1977 günlü raporda, "kulaktaki bu arıza nedeniyle davacının % 13 oranında beden gücü kaybına maruz kaldığı" açıklanmıştır. Bu raporun dosyadaki maddi olgulara ve gerçek verilere, bulgulara dayandığı anlaşılmıştır. Bu rapora davalı Mehmet Ali'nin itirazı üzerine aynı bilirkişiden ek mütalaa alınmıştır. 20. 1. 1978 günlü bu raporda "davacının kulağındaki yırtığın sadece cilt yırtığı şeklinde ve küçük bir ameliyatla ortadan kaldırılabilecek basit bir arıza olmadığı, bilakis önceki raporun 3. paragrafında açıklandığı gibi, parietal kemikte orta kulaktan geçen kırık mevcut olduğu, dosyadaki müşahade kağıtları ve raporlara dayanılarak özellikle 5. 5. K. Sağlık İşlemleri Tüzüğü gözetilerek malüliyet oranının tesbit olunduğu" vurgulanmıştır.
Daha sonra davacı, (sağ kulağın duyma hissini kaybedip kaybetmediğini tesbit) sadedinde yeniden S. S. K. Bursa Hastahanesi'ne sevk olunmuş ve yapılan muayenesi sonunda düzenlenen 22.3.1977 gün ve 1867 sayılı raporda; "adı geçenin sağ kulak yolunun kapalı olduğu, kat'i raporun ise ilk muayeneyi ve tedaviyi yapan doktor tarafından verilmesi" gerektiği bildirilmiştir. Bunun üzerine davacı, ilk muayene ve tedaviyi yapan Op. Dr. (M. G.) ye muayene ettirilmiştir. Adı geçen yetkili tabib tarafından verilen 12.4. 1978 günlü raporda (sağ kulak mecrası geçirdiği trafik kazası sonucu dış kulak yolu cildinin yanlış kaynaması ile kapanan kulak yolu mecrasının, hastanın ne kadar işitmesini engellediğinin kat'i olarak tesbiti için odyolojik test yapılması gerektiği; ayrıca hastanın kulağındaki bu arazin plastik ameliyatla düzelebileceği) kanaatının ileri sürüldüğü görülmektedir. Bu rapor üzerine bu kerre davacı odyolojik test için tekrar hastahaneye sevkedilmiş ve fakat davacının sigortalı olmaması nedeniyle bu testin yapılması için hastahaneye sevkedilemesiği görülmüştür.
Bu aşamada davalı Mehmet Ali vekili, davacının kulağındaki arızanın plastik ameliyatla düzelebileceğini, bu bakımdan bu ameliyatı yaptırmadıkça davacının dava açamıyacağını bildirmiş; davacı vekili ise 23.10.1978 günlü oturumda "müvekkilinin mali gücü olmadığından odyolojik test ve plastik ameliyat yaptıramayacaklarını" açıklamıştır. Bundan sonra yerel Mahkeme ayrıca bir araştırma ve inceleme yapmamış ve davacının maddi tazminatla ilgili isteğini "davacı odyolojik test ve plastik ameliyat yaptıramıyacağını bildirmiş olduğu" gerekçesiyle reddetmiştir.
Oysa, böyle bir gerekçeye dayanak bulmak bugünkü tazminat hukukunda asla mümkün değildir. Şöyle ki;
1-Davacının, davalıların kusurlu davranışı yüzünden meydana gelen bir trafik kazası sonunda cismani zarara uğradığı kesin kanıtlarla gerçekleşmiştir. Esasen bu yön mahkemece de kabul edilmektedir. O halde, bu davada çözümlenmesi gereken sorun, ancak ve sadece maddi zararın kapsamı ile ilgilidir. Genellikle vücut ve ruh tamlığının halele uğratılması durumlarında zarara uğrayanın hem çalışma gücünü tamamen ya da bir oranda yitirdiği ve hem de ayrıca pek doğal olarak ekonomik geleceğinin sarsıldığı kuşkusuzdur. Uygulamada, çalışma gücünden yoksun kalma nedenine dayanan zararla, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararı birbirinden ayırmak her zaman kolay olmaz; bu takdirde her iki nedenden doğan zarar tek bir kalem halinde tayin olunmalıdır. Ancak, bazı durumlarda beden ve ruh tamlığının, yani cismani bütünlüğün ihlali, çalışma gücünü hiçbir şekilde etkilememiş olmasına rağmen, mağdurun ekonomik ve mesleki alanda geleceğini, gelişme ve ilerlemesini tehlikeye koyabilir; o kimsenin çalışma gücünden tamamiyle yararlanmasına engel olabilir. Bu durumda örnek olarak; vücut tamlığının ihlalinden doğan çirkinleşme, kötürüm kalma, akıl hastalığı ya da zayıflığa, görme, işitme duygularının azalması ya da bozuklukları gösterilebilir. Olayımızda, davacının sağ kulağının duyma hassasını kısmen yitirdiği (oranı kesin olmamakla beraber) gerçekleşmiştir. Bu nitelikteki bir beden gücü kaybının davacının çalışma gücünü o oranda etkileyeceği ve özellikle bu arazin ekonomik geleceğini sarsacağı kuşkusuzdur. Bunun tartışmasına girmek dahi olanaksızdır. O halde, bu davada çözümlenmesi gereken bütün sorun, davacının malüliyet derecesinin kesinlikle tesbitinden sonra, her iki yönden zararın (gerçeğe en yakın bir şekilde) kapsamını belirlemek olmalıydı. Davacı iddiasını raporlarla kanıtlamıştır. Bilirkişi de malüliyet oranını saptamıştır. Bu rapora davalı itiraz ettiğine göre, yeniden yapılması gereken inceleme için sarfı lüzumlu bütün giderlere davalının katlanması zorunludur. Bu usul yasasının bir kuralıdır.
2 - Kaldı ki, soruna esas hukuku, yani tazminat hukuku yönünden bakılması halinde de sonuç değişmeyecektir.
Gerçekten, zararın ve dolayısiyle tazminatın belirlenmesinde, mağdurun çalışma gücünden yoksun kalmasını azaltacak bir ameliyata ya da tedaviye rıza gösterip göstermemesi yönü, özellikle göz önünde tutulması gereken bir husustur. Ancak, mağdurdan ameliyata rıza göstermesinin beklenebilmesi için,
a) Ameliyatın tehlikeli olmaması,
b) Ameliyatın çok ızdırap verici olmaması,
c) Mağdurun ameliyat sonunda iyileşmesinin kuvvetle umulur, beklenir olması,
d) Özellikle de, ameliyat giderlerinin sorumlu kişi tarafından önceden ödenmiş bulunması, şarttır.
Bu şartların tamamı gerçekleşmedikçe mağdurdan ameliyat olması asla beklenemez. Bu şartlar mutad olmayan tedavi metodları için de geçerlidir. Mağdurun ayrıca bir tedaviye (küre) rıza göstermesi ancak, haksız eylemi işleyenin tedavi giderlerini avans olarak peşinen vermesi halinde istenebilir ve beklenebilir. Eğer mağdur, şartlar tahakkuk etmesine rağmen ameliyat ya da tedaviden kaçınırsa, bu davranışı (tıpkı meslek değiştirmeyi haklı bir neden olmaksızın reddetmede olduğu gibi) birlikte bir kusur sayılır ve dolayısiyle zararın artmasına neden olduğu cihetle zarardan indirim yapılır (Haluk Tandoğan-Türk Mes'uliyet Hukuku-Ankara 1961 - sayfa 288 vd.). Yoksa yerel mahkemenin kabul ettiği gibi maddi tazminat isteğinin tümü reddedilmez. 0 halde, Tandoğan'ın da belirttiği gibi (age-289); muhik bir neden olmaksızın ameliyat ya da tedaviden kaçınan mağdurun zararı şu unsurların toplanması suretiyle hesaplanmalıdır. Ameliyat veya tedavi ile iyileşmesinin muhtemel süresince çalışma iktidarından yoksunluğu dolayısiyle uğrayacağı zarar ameliyat ve tedavi giderlerinin büyük bir olasılıkla baliğ olacağı miktar ameliyat ve tedaviye rağmen çalışma gücünde husule gelmesi muhtemel noksanlık yüzünden uğrayacağı zarar toplamı, mağdurun gerçek zararıdır.
Şayet, ameliyat ve tedavi sonucunda mağdurun tamamen iyileşmesi muhtemel ise, bu takdirde mağdurun zararı yukarıda belirtilen son kalem hariç, diğer iki kalem zararın toplamından ibaret olacaktır.
Buna karşılık, eğer ameliyat ya da tedavi umulan sonucu vermez, aksine mağdurun durumunu büsbütün kötüleştirirse (haksız eylemle zarar arasındaki illiyed bağı; doktorun, bakıcıların kusuru ya da bir mücbir neden yüzünden kesilmedikçe) cismani bütünlüğün ihlalinden sorumlu olan kişi, bu kötüleşmeden doğan zararı da ayrıca tazmin ile yükümlü olacaktır.
Yukarıda yapılan şu açıklamalar karşısında, davacının odyolojik muayene olmaması ve özellikle ameliyat yaptırmamış olması başlıbaşına maddi tazminatın reddine sebeb teşkil etmez. Kaldı ki hakim, zararın gerçek kapsamını resen araştırıp tesbit etmekle yükümlüdür. Bundan başka yerel mahkeme, ameliyat için gerekli diğer koşulların da var olup olmadığını araştırmakla görevlidir. Bu davada incelemenin tamamen eksik bırakıldığı ilk nazarda görülmektedir. O halde, yukarıda etraflıca izah edilen biçim ve kapsamdan gerekli araştırma ve incelemenin yapılması suretiyle davacının cismani zararının gerçek kapsamının belirlenmesi ve ameliyat konusunda ayrıca bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp, ameliyata gerek görülür ve diğer koşullarda gerçekleşirse, ameliyat giderleri davalıdan alınmak suretiyle davacıya ameliyat için uygun önel verilmesi ve hasıl olacak sonuç uyarınca da yine yeniden yaptırılacak bir bilirkişi incelemesi ile gerçek zararın saptanması ve bir tazminata hükmedilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Sonuç : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA) ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 18.9.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini