 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1979/12840
K: 1980/2233
T: 21.02.1980
- BEDENSEL BÜTÜNLÜĞÜN BOZULMASI (DOĞAN ZARAR) (NİTELİĞİ - KAPSAMI - KOŞULU)
ÖZET: 1- Cismani zarara uğrayan kişi, yitirdiği sağlığını ve çalışma gücünü tekrar kazanmak için katlanmak zorunda kaldığı ya da zaman içinde kalacağı (bütün giderleri), BK.nun 46/1. maddesi hükmünce isteyebilir. Hatta, mağdurun yapmış olduğu ya da yapması gereken bu giderlerin zorunlu olması da şart değildir. Keza iyileşme olanağı olamasa dahi yine bu giderler istenebilir.
2- Ancak, iyiniyet kurallarına aykırı olarak yapılan, sorumlu kişiyi zararlandırma amacı güden ve akla yakın olmıyan giderlerin ödetilmesi istenemez.
3- Zarara uğrayanın yaptığı ve ilerde yapması gereken giderlerin kapsamı her türlü delil ile (belge, tanık, bilirkişi) ispatlanabilir.
4- Talep ve muvafakat olmadıkça Hakim resen "davanın atiye bırakılmasına" karar veremez.
(818 s. BK m. 41, 42, 46/1)
(1086 s. HUMK m. 409, 425)
Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 434894 lira 78 kuruşun faiziyle birlikte davalı Meşrubat Şirketi ve Şerif'ten alınarak davacı H. İbrahime velayeten davacı babaya ödenmesine ilişkin hükmün davacılar avukatı tarafından duruşmalı, davalılardan Meşrubat Şirketi avukatı tarafından da duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu
1 - Cismani zarara uğrayan küçük H. İbrahim için ayrıca 150000 lira tedavi gideri istenmiştir. Dava dilekçesinin dördüncü paragrafındaki açıklamaya göre bu tazminatın, iler ki yıllarda gerekli tedavi giderleri karşılığı olduğu açıklanmıştır. Yerel mahkeme (kararını n gerekçe bölümünün iki ve hüküm bölümünün keza ikinci paragrafında) bir gerekçe de göstermeksizin (davacı çocuk için ilerde yapılması muhtemel tedavi giderleri hakkındaki davanın atiye bırakılarak davacının dava açmakta muhtariyetine) karar vermiştir. Oysa böyle bir gerekçeye katılmak ve buna hukuksal bir dayanak bulmak mümkün değildir. Şöyleki
Davacı küçüğün tazminat isteği BK.nun 46/1. maddesinden kaynaklanmaktadır. Anı lan madde hükmünce zarara uğrayan yitirdiği sağlığını ve çalışma gücünü tekrar kazanmak için katlanmak zorunda kaldığı ya da kalacağı bütün giderleri istemesi mümkündür. Çünkü BK.nun anılan maddesinde öngörülen (bütün masraflar) değimi çok geniş kapsamlıdır. Bunları örnek vermek, suretiyle tekrarlamakta yarar yoktur. Ancak bu masraflar kapsamına, zarara uğrayanın dava tarihine kadar yapmış olduğu ve ayrıca dava tarihinden ölünceye kadar yapması gereken giderler de dahildir. Hatta mağdurun yapmış olduğu ya da yapması gereken bu giderlerin zorunlu olması da şart değildir. Keza iyileşme olanağı olmasa., ya da bulunmasa dahi yine bu giderler istenebilir. Ancak iyiniyet kurallarına aykırı olarak yapılan, sorumlu kişiyi zararlandırma amacı güden ve akla yakın olmayan giderlerin ödetilmesi istenemez. Öte yandan uğranılan cismani zarar nedeni ile yapılan ve gelecekte yapılması gereken giderlerin her türlü delille ispatlanması mümkündür. Özellikle bu konuda bilirkişi incelenmesi yaptılmak suretiyle zararın kapsamı belirlenebilir. Davaya konu olan bu olayda davacı küçüğün iyileşmesine imkan olmayacak şekilde ve kapsamda cismani zarara uğradığı görülmektedir. Elbette bu kapsamda bir cismani zararın ömür boyu bir takım tedavi giderlerini gerektireceği kuşkusuzudur. Hiç olmazsa ilerde davacı küçüğün bir tedavi ihtiyacı içine düşüp düşmeyeceği düşecekse bu tedavinin ne gibi giderleri gerektireceği bilirkişiler eliyle tesbit ettirilebilir. Kaldı ki, bu davada bu yön açıklığa kavuşmuş ve 4.6.1979 günlü raporda "davacı küçüğün ilerki tarihlerde de (hijyenik ve ortopedik) tedavisinin devam etmesi gereğine" işaret edilmiştir. Saniyen tedavi için gerekli giderlerin ancak yapıldıktan sonra dava edilebileceği konusunda bir kural da mevcut değildir. Bilakis gerçekleşecek muhtemel tedavi giderlerinin her zaman dava edilmesi mümkündür. Olayımızda koşulları gerçekleşmediği cihetle BK.nun 46/2. maddesinin uygulanması da düşünülemez. Özellikle mahkemenin kabulü hilafına, davacının bu kalem tazminat isteğine ilişkin davasını talep ve muvafakat olmadıkça atiye terk etmekte mümkün değildir. 0 halde, mahkemenin bir bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle davacı küçüğün yaşam boyu katlanması gereken hijyenik ve ortopetik tedavisi için gerekli giderler tesbit edilip, istekte gözetilerek bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
2 - Davacı olay tarihinden faiz istemiş olmasına rağmen dava tarihinden faiz yürütülmüş olması yasaya aykırıdır.
3 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre davacıların sair davalıların bütün temyiz itirazlarının reddi gerektir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın birinci ve ikinci bentlerde gösterilen nedenle davacılar yararına (BOZULMASINA), üçüncü bentde gösterilen nedenle davacıların sair davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine ve davacılar yararına takdir edilen 3000 lira duruşma avukatlık parasının davalılar ... Meşrubat Dağıtım TAŞ. ve Şerif'e yükletilmesine ve peşin harçların istek halinde geri verilmesine 21.2.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.