Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1979/10104
K: 1080/1334
T: 05.02.1980
  • AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİ
  • SÖZLEŞME YAPMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN
  • SINIRLARI
  • KAMULAŞTIRMA YASASI (SINIRLAMALARI - DOĞURDUĞU SONUÇLAR)
ÖZET: 1 - Yürürlükten kaldırılmış olan 3499 sayılı Yasaya oranla daha geniş bir özgürlük getirmiş olan 1136 sayılı yeni Avukatlık Yasası, yine de ücret sözleşmesi yapma özgürlüğünü sınırsız bırakmamış, hem kendi yapısında sevkettiği bazı kurallarla, hem de özel yasalarda mevcut hükümlerle sınırlamıştır.
2 - Kamu yararı düşüncesiyle ve bazı yolsuzlukları önlemek amacıyla 6830 sayılı Yasa, avukatlık ücretlerini düzenleyici ve sınırlayıcı bazı hükümler getirmiştir.
3 - 7.3.1963 gün ve 1962/286 E., 1963/53 K. sayılı Anayasa Mahkemesi Kararının gerekçesinde de açıklandığı veçhile, kamulaştırma ile ilgili davalarda vekil ile müvekkilin avukatlık ücretini serbestçe tayin etmelerini önleyen bir hüküm 6830 sayılı Yasada mevcut değildir.
4 - 1136 sayılı Yasanın 164, 463/II, 166/II, 173/1 ve 47. maddelerinin koyduğu yasakları biraz daha genişletme amacıyla yasa koycunun 6830 sayılı Yasanın 32. maddesiyle sevkettiği yasaklara gerçek amacı (kamulaştırma ile ilgili davalarda, vekil ile müvekkilin Myin edecekleri avukatlık ücretine bir sınır getirmek olmayıp), kamulaştırma faaliyeti sırasında suistimallere ve speküldsyonlara meydan vermemek, gerçek bedelin takdirini sağlamak, bu kanundan kastedilen amacın üzerinde idareyi man yük altına sokmamak tır.
5 - Bir ücret sözleşmesi 6830 sayılı Yasanın 32. maddesi hükmünce geçersiz [batıl] olunca, vekile tarife hükümlerince de ücret verilemez. Çünkü 32. maddeye aykırı davranış 6830 sayılı Yasanın 33. maddesi ile tecrim edilmiştir.
(1136 s. Av. K m. 47, 163/II, 164, 166/II, 173/1)
(6830 s. İstimlak K m. 32, 33)
(818 s. BK m. 19, 20)
Taraflar arasındaki alacak davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 86360 liranın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün taraflar avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu
1- Davacı, davalı müvekkili ile vaki anlaşma üzerine (Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi)nden 1978/946 esas sayılı "kamulaştırma bedelinin arttırılması davası açıp özenle yürütmeye başlağını, ancak davalı müvekkilin 16.10.1978 günlü azilname ile hiçbir sebep ve gerekçe göstermeksizin kendisini azlettiğini ileri sürerek, yazılı sözleşme ile kararlaştırılan 750.000 liralık ücretin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı savunmasında; yapılan yazılı ücret sözleşmesinin 6830 sayılı Kamulaştırma Yasasının 32/g bendi hükmünce geçersiz olduğunu, tarafları hukuksal yönden bağlama gücü bulunmadığını, davacı müvekkilini "suç teşkil eden bir ücret sözleşmesi yaptığı için azlettiğini , bu nedenlerle davacının hiçbir ücret istemeye hakkı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, taraflar arasında yapılmış olan yazılı ücret sözleşmesinin 6830 sayılı Yasanın 32/g bendinde sevkedilen amir hükme aykırı bulunduğu gerekçesiyle sözleşmeyi geçersiz saymış ve fakat davacı avukatı yararına tarife hükümlerince 86.360 lira ücret takdir etmiştir.
Mahkeme kararında da açıkça benimsendiği ve işaret edildiği gibi; davacının, davalı müvekkili ile aralarında vaki anlaşma üzerine verilen vekaletname ile Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde (Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine 3.093.000,00 liradan ibaret bir) kamulaştırma bedelinin artırılması davası açtığı, bu davayı dikkat ve özeniş yürütmeye başladığı, bu arada davalının 16.10.1978 günlü azilname ile ve hiç bir sebeb göstermeksizin davacıyı azlettiği, azlin haksız Olduğu anlaşılmaktadır. Esasen, bu konuda taraflar arasında da bir uyuşmazlık yoktur. Zira davalı dahi azlin davanın kavuşturulmasında ihmal gösterildiği olgusuna dayandığını savunmamıştır.
Mahkeme, davalı savunması doğrultusunda taraflar arasında mevcut yazılı, ücret sözleşmesinin 6830 sayılı Yasanın 32/g bendi hükmüne aykırı olduğunu ve bu itibarlada geçersiz bulunduğunu" kabul etmiş, ne varki buna rağmen tarifeyi uygulamak suretiyle bir kısım isteğin tahsiline karar vermiştir.
Davacı, sözleşmenin geçerli olduğu iddiası ile ve davalı da sözleşmenin geçersiz olması halinde tarifeye göre de bir ücret verilemeyeceği sebebleriyle hükmü temyiz etmişlerdir.
Hal böyle olunca, bu davada öncelikle çözümlenmesi ve yanıtlanması gereken sorun (imza ve muhtevasında ve dolayısiyle varlığında ihtilal bulunmayan) yazılı ücret sözleşmesinin geçerli olup olmadığı yönünde düğümlenmektedir. Bu sorunun çözümlenebilmesi için öncelikle yasa hükümlerinin dikkatle üzerinde durulup incelenmesi gerekir.
Bilindiği gibi, bugün yürürlükte bulunan kurallar, avukatlık ücretinin kararlaştırılmasında eskisine (3499 sayılı Yasaya) oranla büyük bir özgürlük getirmiş olmakla beraber, bu özgürlük mutlak ve sınırsız değildir. Bu sınırlamalar, 1136 sayılı Yasanın 47, 163 ve 164. maddeleriyle, alman işin niteliğine göre değişik yasalarda, mesela Kamulaştırma ve Tapulama yasalarında yer almıştır.
Mahkeme, son kararında taraflar arasındaki yazılı ücret sözleşmesinin 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164. maddesine uygun şekilde düzenlendiğini açıkça belirttiğine ve azlin de haksız olması nedeniyle aynı yasanın 174. maddesi hükmünce davacının ücretin tamamını istemesi mümkün bulunduğunu benimsediğine göre, soruna sadece 6830 sayılı Yasanın 32. maddesi hükmü yönünden yaklaşılmasında zorunluk vardır.
7.3.1963 gün ve 1962/286 E., 1963/53 K. sayılı Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde de açıkça vurgulandığı veçhile, kamulaştırma ile ilgili davalarda vekili ile müvekkilin avukatlık ücretini serbestçe tayin etmelerini önleyen bir hüküm mevcut değildir. Tarafların serbest iradeleri ile avukatlık ücretinin belirtilmesine ilişkin bir sözleşme (kamu düzenini bozacak ya da genel ahlak kavramı ile bağdaşmayacak, toplum yararına aykırı ve kişi hak ve hürriyetleriyle toplum yararı arasındaki dengeyi sarsacak) bir sonuç doğurmaz. Yasa koyucunun, 1136 sayılı Yasanın 164, 163/2, 166/2, 173/1 ve 47. maddelerinin koyduğu yasakları biraz daha genişletme amaciyle 6830 sayılı Yasanın 32. maddesiyle sevkettiği yasakların gerçek amacının kamulaştırma ile ilgili davalarda, vakfı ile müvekkilin tayin edecekleri avukatlık ücretine bir sınır getirmek olamayıp", az önce anılan Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği veçhi le "kamulaştırma faaliyeti sırasında suistimallere ve spekülasyonlara meydan vermemek, gerçek bedelin takdirini sağlamak, bu kanundan kastedilen gayenin fevkinde idareyi mali külfete maruz bırakmamak"tır. Nitekim bazı sözleşme koşullarının geçersizliğini tesbitle yetinmeyip bu davranışları tecrim etmesi de (6830 s. Kanun m. 33 ile) yasa koyucunun gerçek amacını belirlemektedir. Esasen 6830 sayılı Yasanın avukatlık ücretine sınır getiren 32. maddesinin c bendinin iptali gerekçesi de bu yorumu açıkça vurgulamaktadır.
6830 sayılı Yasanın 32/g bendinde aynen;
(Artırılan istimlak bedelinin tamamın veya bir kısmının avukat veya dava vekili veya onlar hesabına hareket edenlere ait olacağının kararlaştırılması) nın yasak olduğu açıklanmıştır.
Görülüyor ki bu madde ile getirilen yasak, 1136 sayılı Yasanın 164. maddesinin 3. fıkrası doğrultusunda bir yasaktır ve fakat ondan daha güçlü bir kısıtlama getirmektedir. Gerçekten 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 164. maddesinin 3. fıkrası ile, 6830 sayılı Kamulaştırma Yasanın 32/f ve g bendlerinde sevkedilen hükümler arasında açık bir paralellik bulunmaktadır. Nitekim 1136 sayılı Yasanın 164/3. fıkrasında aynen
(2. fıkraya göre yapılacak anlaşmalar, dava konusu olan mal, alacak veya hak gibi kıymetlerden bir kısmının aynen avukata ait olacağını ve böylece avukatın taraflardan biri imiş gibi dava konusuna doğrudan doğruya ortaklığını kapsıyamaz. Bu gibi ücret sözleşmeleri batıldır) denmiştir.
Yasa koyucunun her iki yasadaki düzenlemelerle gerçekleştirmek istediği amaç ve bu amacın gerekçesi aynıdır ve bu gerekçe hem Anayasa Mahkemesi kararında ve hemde 164/3. fıkra hükmünde açığa vurulmuştur. Bu gerekçe (avukatın menfaatlerini davanın akibetifle bağlamamasını, özellikle dava konusuna ortak olmanın etkisiyle daha fazla yarar elde etmek için gayrimeşru yollara sapmamasını) sağlamak ve bu yol ile bir kamu hizmeti olan ve adaletin yerine getirilmesine yardım eden avukatlık mesleği hakkında bir kuşku doğmasını önlemektir.
Oysa mahkeme, nihat kararında, bir taraftan taraflar arasındaki yazılı ücret sözleşmesinin (1136 sayılı yasanın 164. maddesi hükmünce geçerli olduğunu) kabul etmek, diğer taraftan da nitelikçe aynı doğrultuda olan (6830 sayılı yasanın 32/g bendi hükmünü kararına dayanak yaparak sözleşmenin batıl olduğunu) benimsemek suretiyle kendi görüşü içinde açık bir çelişkiye düşmüş bulunmaktadır. Şöyle ki;
Taraflar arasındaki yazılı ücret sözleşmesinde hiçbir veçhile (ne 1136 sayılı Yasanın 164/3 ve ne de 6830 sayılı Yasanın 32/g maddelerinde) yasaklanan bir sözleşme koşulu mevcut değildir. Daha açık bir ifade ile sözleşmede, arttırılacak kamulaştırma bedelinin tamamının ya da bir kısmının vekile ait olacağı doğrultusunda bir şart yoktur. Sözleşmede müddeabinin (tam olmamakla beraber) 0/ 251 olan 750.000 lira ücret kararlaştırılmıştır. Dava her ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın vekil bu ücreti alacaktır. 0 halde, şu ücret sözleşmesiyle- davacının menfaatını davanın sonucuna bağladığını iddia etmek mümkün değildir Mahkemenin,sözleşmeyi ters bir şekilde yorumlaması suretiyle sonuca varmak yanlıştır. Bu sözleşme (eğer 6830 sayılı Yasanın 32. maddesinin c bendi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmemiş olsaydı) ancak batıl sayılabilirdi. Amaykırı bulunması halinde o sözleşme geçersiz [batıl] sayılır. Çünkü,mek mümkün değildir. Bu bakımdan taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olduğu benimsenerek bir karar verilmek gerekirken aksi sonuca varılmış olması bozmayı gerektirir.
2- Bir sözleşme 6830 sayılı Yasanın 32. maddesi hükmüne aykırı bulunması halinde o sözleşme geçersiz {batıl] sayılır. Çünkü, 32. madde hükmüne aykırı davranış yasaklanmış ve üstelik aynı yasanın 33. maddesi hükmünce de tecrim edilmiştir. 6830 sayılı Yasada öngörülen bu hükümler, 1136 sayılı Yasa hükümlerine oranla daha özel hüküm niteliğindedir. 0 halde, davacı avukat [vekili ile müvekkil arasında yapılan dava konusu sözleşme eğer 6830 sayılı Yasanın 32/g bendine aykırı ise, o takdirde davacı, suç sayılan bir yasak (hukuka aykırı) eylem işlemiş demektir. Bu tür eylemler, avukatın meslekten çıkarılması sonucunu doğuran bir suçu oluşturduğuna göre, bu nitelikteki bir haksız eylemin yasaca korunması BK.nun 19 ve 20. mümkün değildir ve bu takdirde davacının tarife hükümlerine dayanarak ücret istemesi de düşünülemez. Bu kural dairemizde istikrarla uygulanmaktadır (4. HD. 2.3.1976 gün 6552/2180 ve yine 26.11.1976 gün 10280/10370 sayılı). Mahkemenin bir taraftan yazılı sözleşmesinin batıl olduğunu, suç niteliğinde bulunduğunu kabul etmesine karşın diğer taraftan asgari ücret tarifesini uygulama suretiyle kısmen isteğe hükmetmiş olması kabul şekli bakımından bozmayı gerektirir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, birinci bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına ve iki bentte gösterilen nedenlerle de KABUL ŞEKLİ BAKIMINDAN davalı yararına (BOZULMASINA) ve davacı yararına takdir edilen 3000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz eden davalıya yükletilmesine ve peşin harçların istek halinde geri verilmesine 5.2.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini