 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1979/990
K: 1979/2557
T: 29.03.1979
DAVA : Ali ve arkadaşları ile Mustafa arasındaki iade davasının yapılan muhakemesi sonunda verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davalılar tarafından istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1 - Mirasta iade davasından söz edilebilmesi için ilk şart, "Miras payına mahusuben" bir şeyin verildiğinin ispat edilmiş olmasıdır. bu konuda her çeşit delile başvurulabilir. Çünkü davacı kazandırma işleminin dışında olup, davasını halef sıfatıyla değil, kendi hakkının korunması amacıyle açmaktadır.
Davacı tanıklarının sözleri, dava konusu taşınmazın miras payına mahsuben verildiğini ispata yeterli ve elverişli olmayıp, sadece bir bağışlamanın varlığını ve bundan da pişmanlık duyulduğunu anlatmaktan ibarettir. Esasen miras bırakanın davalıların miras payına karşılık bir kazandırma yapmadığı olayların gelişiminden açıkca anlaşılmaktadır. Şöyleki: Davalılara bağışlanan yer, terekenin tümüne yaklaşan değer ve miktardadır. Oysa davalıların miras payı toplam olarak 6/16'dır, şu halde miras payına mahsuben bir kazandırma yoktur. Olayların akış da MK. nun 603. maddesinin şartlarının bulunmadığını göstermektedir. Öyle ise davanın reddi gerekirken yazılı şekklide hüküm verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Miras payına karşılık bir kazandırmanın yapıldığı ispat olunduğu takdirde, davalılar füru olduğu için geri vermemek, (terekeye iade edilmemek)şartı ile bir teberru yapıldığını ispat yükü fürua düşer. Bu yolda bir işlemyapılmamış olması kabul şekli bakımından usul ve kanuna aykırıdır.
3 - MK.nun 605. maddesi uyarınca davalı taraftan seçme hakkının sorulmamış olması da kabul şekli bakımından bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA ve duruşma için takdir olunan bindörtyüz lira vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, 29.3.1979 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.