 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1979/7311
K: 1979/10406
T: 27.09.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davada; davacı, belediye ve yol içinde kalan dükkan karşılığı verilen yerin tamamını 40 yıla yakın bir süreden beri tasarruf etmekte iken bu yerin 318 ada, 31 parselde yarı payı davalılar murisi adına tescil olnduğundan yarı paya ait kaydın iptalini adına tescilini istemiştir.
Davalılar, yarı pay maliki Ümmügülsüm'ün payını davacıya hibe ettiğini davacının ancak yarı payda hakkı bulunduğunu, zamanaşımı olduğunu söylemişlerdir.
Davacı taşınmazın yarı payına sahip olduğu anlaşıldığından davanın reddine dair verilen kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü:
KARAR : Davacının bağış yoluyla iktisap ettiği nısıf dükkana ait Haziran 1945 tarih ve 55 nolu tapunun geldisi, yine nısıf dükkana ait olduğu belirtilen Kanunievvel 1308 tarih 20 nolu kayıttır.
Davalının dayandığı Şubat 1337 tarih ve 50 nolu tapu da keza nısıf dükkan için tesis edilmiştir.
"Nısıf dükkan, nısıf tarla, nısıf bağ yeri..." gibi terimler bir taşınmazın "ortak mülkiyet" konusu olduğunu, böyle bir tapuya dayanan kişinin taşınmazda 1/2 pay sahibi bulunduğunu göstermez. Hukukumuzda "nısıf" bir bütünden ayırılan ve bağımsızlık kazanan iki yarımdan birini anlatmak amacıyla kullanılan teknik anlam taşıyan bir sözcüktür.
Açılan bu duruma göre taraf tapuyarı bir birlerini sınır gösteren ancak nısıf dükkan sözcükleriyle ifade olunan müstakil iki ayrı dükkan için tesis edilmiştir.
Taraflara ait iki ayrı dükkanın belediyece geniişletilen yol içinde kalmış olmasından ötürü davacıya kendi dükkanına karşılık dava konusu 318 ada 31 parselin ait olduğu dükkan yeri verilmiştir.
Davalılara da yine kendi dükkanlarına karşılık 317 ada 43, 44, 45 parsel sayılı yerler verilmiş veya adlarına tescil olunmuştur. Davalılara verilen bu parseller sonradan kamulaştırma sonucu belediyeye geçmiştir.
Davacıya kendi dükkanına karşılık yerin yer kadastroca tesbit ve tescil olunurken davacı kaydındaki nısıf dükkan sözcüğü gözönünde tutularak 318 ada 31 parselin yarı payının davacı, yarı yapının da davalıların murisi Buçukoğlu Mustafa adlarına tescil edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda:
Mahkemece yukarıda belirtildiği üzere nısıf dükkan sözcüğünün, bir bütünden ayıralan ve bağımsızlık kazanan ayrı, müstakil bir taşınmazı anlatmak amacıyla kullanılan teknik bir terim olduğu düşünülerek davanın kabulü gerekirken yazılı olduğu üzere reddine karar verilmesi isabetli değildir.
Temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün yukarda anılan nedenden ötürü HUMK.nun 428 maddesi gereğince BOZULMASINA, gelen temyiz edenler vekilleri için 1400'er lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edilenlerden tahsiline, peşin harcın iadesine 27.9.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.