 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1979/2391
K: 1979/3508
T: 19.03.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davada:
Davacı Vakıflar, çekişmeli 3 parsele kayden malik olduğu halde davalı belediyenin hasımsız olarak açtığı terkin davacı ile parselli kısmın yol olarak terkin edildiğini, terkin işleminin 221 sayılı Yasaya aykırı olması nedeni ile tapunun iptalini istemiştir.
Davalı belediye, terkin işleminin yasal olduğunu savunmuş,
Mahkemece, toplanan delillere göre iki hasım kuruluşu arasında 221 sayılı Yasanın uygulanamıyacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile tapunun iptaline karar verilmiştir.
Karar süresi içinde davalı belediye vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından verilen dilekçe ile vakıf olduğu kuşkusuz bulunan taşınmazın bir bölümü hakkında belediyece 221 sayılı Yasaya dayanılarak mahkemeden alınan karar üzerine yapılan "terkin" işleminin iptali istenilmiştir.
Mahkemece vakıf olan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait bulunanbir taşınmazın 6830 sayılı Yasanın 30. maddesi uyarınca belediyece kamulaştırılması ve dolayısıyla olayda 221 sayılı Yasanın uygulanması olanağı bulunmadığı ileri sürülerek "terkin" işleminin iptaline karar verilmiştir.
Türk Toplumu'nun köklü kuruluşlarından biri olan vakıf, kaynağını uzak geçmişin sosyal ve siyasal alandaki görüş ve uygulamalarından almıştır. Vakıf, Medeni kanundan önce dahi memleketimizde varlığı ve geçerliliği tanınmış yaygın bir hukuki müessesedir.
Medeni Kanunumuzda vakfa yer verilmiş, konu şahsın hukuki kitabının üçüncü bölümünde düzenlenmiştir. MK. unn 73. maddesine göre vakıf, kişinin mal varlığında yer alan bir malın veya ekonomik değeri bulunan bir hak veya gelirin başlı başına bir mevcudiyeti -kişiliği- olmak üzre vakıf eden tarafından belli edilen bir amaca tahsis edilmesidir.
Fiili ve hukuki koşullar engel olmadığı sürece vakfedenin iradesine uyulması ve saygı gösterilmesi bir kuraldır.
Vakıf bir özel hukuk kuruluşudur. Vakfedilen şey özel maldır, yani devlet malı -kamu malı- değildir. Medeni Kanundan önceki vakıflar mazbut ve mülhak olmak üzere iki bölümde toplanmıştır. Mühhak vakıfların her biri ayrı tüzel kişiliğe, sahiptir. Mazbut vakıfların tümü bir tüzel kişilik oluşturmuş, bir şemsiye altında toplanmıştır.
Tüzel kişilikleri olan mazbut ve malhak vakıfları, Vakıflar Genel Müdürlüğü temsil eder. Vakıf mallar, Vakıflar Genel Müdürülüğü'nün, mülhak bütçeli olan bu idarenin, dolayısıyla devletin malı değildir. Temsil edilenle temsilcinin birbirlerinden ayrılması zonulduru. Temsil edilen özel hukuk alanına giren bir tüzel kişilik olduğuna ve böyle bir tüzel kişinin malları özel mal niteliği taşıdığına göre bu gibi durumlarda 6830 sayılı Yasanın 30. maddesinin uygulanması olanağı yoktur.
Vakıf mallar, bir kamu kuruluşunun tasarrufuna ancak kamulaştırma sonunda geçebilir. Kamulaştırılması gereken bir taşınmazın 221 sayılı Yasanın uygulanması olanağı vardır. Hal böyle olunca 221 sayılı Yasada, yazılı koşulların var olup olmadığı araştırılmak suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekli iken eksik soruşturmaya ve yukarıda yazılı nedene dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi yolsuzdur.
Hükmün bu nedenle HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.3.1979 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.