 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1979/11409
K: 1979/11932
T: 03.12.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davada; Davacı, deniz kumluğu 161 parsel olarak davalı adına tescil olunduğundan kaydın iptalini, inşaatın kal'ini, elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı, nizalı yerin belediyece ihale senedi ile 3 kişiye haricen satıldığını ve bu satıştanda kendisinin haricen satın aldığını ve tapulamaca 161 parsel olarak adına tescil olunduğunu ve bu yer hakkında kesin hükmün bulunduğunu söylemiştir.
24.1.1968 gün ve 12/30 sayılı ilamla kesin hüküm bulunduğundan davanın bu nedenle reddine dair verilen kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı hazine vekili tarafından istenilmekle, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmaz, Hazineye ait metruk köy yeri olduğundan bahisle Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün 6.10.1955 tarih 1251 sayılı yazısı üzerine senetsizden 30.6.1959 tarih 116 numara ile Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Hazine, tescil işleminden sonra 90 bin m2 yüzölçümünde bulunan taşınmazın tümünü "plaj ve turistik tesisler yapmak koşulu ile" Karacabey Belediyesi'ne 5.3.1964 tarih 8 nolu tapu ile satış suretiyle devir ve temlik etmiştir.
Balediye, bu koşulla temellük ettiği taşınmazın 30 bin m2 lik kısmını ifraz ederek 16.6.1964 tarih ve 54 nolu tapu ile Karacabey Turizm Derneğine satmış, geri kalan 60 bin m2.lik kısmını ise uhtesinde alıkıymuştur.
Belediye uhtesinde kalan kısım, sonradan parça parça, ihale yoluyla 3. kişilere satılmak suretiyle el değiştirmiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı belediyeden satın alan üçüncü kişiden satın almak suretiyle iktisap etmiştir. Taşınmaz sonradan 6.4.1978 tarihinde Tapulamaca 161 parsel numarası altında davalı adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, 30.12.1966tarihinde Belediye aleyhine açtığı dava belediyenin taşınmazı satışta öngörülen koşullara uygun olarak kullanmadığını ileri sürerek iptal isteğinde bulunmuş; Ancak, dava sırasında davadan feragat etmiştir.
Böylece, Hazine Tarafından Belediye aleyhinde açılan iptal davası feragat nedeniyle red edilmiş ve redde ilişkin hüküm temyiz edilmeyerek 16.3.1968 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı Hazine, bu kez davalı aleyhinde açtığı bu davada, tapulamaca davalı adına tesbit edilen 161 parsel sayılı dava konusu taşınmazın denizel nitelilkte kumluk yer olduğundan bahisle kaydın iptalini, binanın kal'i suretiyle el atmanın önlenmesini istemiştir.
Dava, Mahkemece,e feragatla sonuçlanan önceki davaya ilişkin kararın kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle red edilmiştir.
Davalı, davacı hazinenin, belediye aleyhinde açtığı önceki davada, taraf olmadığı gibi; o davada dayanılan hukuki sebep de değişiktir. Hazine önceki davada, belediyenin satışta öngörülen koşulu uymadığını ileri sürmek suretiyle iptal istemiştir. Bu kez açtığı davada ise, nizalı yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, özelmülkiyete konu teşkil etmeyen kumluk yer olduğundan bahisle iptal isteğinde bulunmuştur. Bu nedenle öneki hükmün bu dava yönünden kesin hüküm olarak nitelendirilmesi olanaksızdır.
Hal böyle olunca, nizalı 161 parsele ait tesbit tutanağının getirtilmesi, taşınmazın toprak yapısı itibariyle niteliğinin jeolog uzman bilirkişilere incelettirilerek, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, özel mülkiyete konu teşkil etmiyen yerlerden olup olmadığının kesinlikle saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekli iken yazılı olduğu üzere davanın red edilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, gelen temyiz eden vekili için 1400 lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edilenden tahsiline, peşin harcın iadesine 3.12.1979 tarihinde oybirliği ile karar verildi.