 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1979/925
K: 1979/1056
T: 07.05.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davanın (Ankara 13. Asliye Hukuk Hakimliği)'nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 2.10.1975 tarih ve 353-503 sayılı hükmün temyizen incelenmesi davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde olduğu anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı Turizm ve Tanıtma Bakanlığı vekili 9.4.1971 günlü dilekçesi ile 121.172 liranın faiziyle birlikte ödetilmesini istemiş, davalı ........... ve Matbaacılık Sanayii Limited Şirketi vekili 27.4.1971 günlü cevap dilekçelerinde BK'nun 362. maddesince iş -eser- kabul edildiğinden "..... diğer taraftan BK'nun 363/1. maddesi delaletiyle 207. maddesi gereğince yapılan şeyin kusurlu olmasından dolayı iş sahibinin tesliminden itibaren bir sene geçmekle sakıt olur. Teslim tarihi 19.10.1967 ve 17.2.1968 günü ve bakanlığın son kabul yazısının tarihi ise 4.5.1968 tarihi olup buna göre olayda zamanaşımı da" cereyan ettiğinden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece "..... davalı kasten hareketle Türkiye albümünü gereken evsaf ve sayfa ile basmamış ancak albümün şeklen uygunluğunun kabulü ile sonradan anlaşılan ve gizli kalan kusurlu davranış ile fazla kar sağlama maksadına matuf savunması yerinde görülmemiş, gizli ve kusurlu yapılmış işe taalluk etmiş olmakla zamanaşımı iddiası da kabul edilmediğinden" 120.812 liranın ödetilmesine karar vermiş davalı vekilinin temyiz üzerine Yargıtay Obirinici Hukuk Dairesi'nin 13.12.1974 gün 2146/3619 sayılı ilamiyle ödetme kararı davalı yararına bozulmuştur.
Yerel mahkemenin 2.10.1975 gün 353/503 sayılı direnme kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 6.5.1977 tarih E.1976/11-1668, K. 1977/458 sayılı ilamıyla "... dava konusunun eser sözleşmesine taalluk etmesi itibariyle 5 yıllık zamanaşımına tabi olup dosyadaki kağıtlara göre, bu süre dolmadan dava açıldığı anlaşılmaktadır. O halde, zamanaşımına ilişkin, direnme uygun bulunduğundan direnmeye yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, diğer yönler incelenmek üzere özel daireye gönderilmesine" karar verilmiş davalı vekilinin karar düzeltme istemi de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 24.1.1979 gün E. 1977/11-1009 - K. 1979/45 sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
Dava konusu Renkli Türkiye Albümü adlı eserin 50.000 adet birinci partisinin dava dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere 19.10.1967 tarihinde hiçbir koşul ileri sürmeksizin (hiç bir ihtirazi kayıt), ikinci 50.000 adetlik partisinin de 17.2.1968'de davacı Turizm ve Tanıtma Bakanlığı tarafından teslim alındığında bir uyuşmazlık yoktur.
Davacı bakanlık "... her bir albüm 106 kuşe sayfa muhtevi olup 14 sayfa eksikliği 3 yaprak soğan kağıdını ihtiva edip iki yaprak soğan kağıdı eksiği nedeni ile basılan 100.000 adet albümde 121.172 liralık bir kıymet noksan meydana geldiğini iddia etmiş bu suretle davalının sözleşme şartlarına aykırı davranışını davasına dayanak tutmuştur.
Yapılan şeyin tesliminden sonra iş sahibi, işlerin alışılmış, her zamanki gidişine göre, imkanını bulur bulmaz o şeyi gözden geçirmeye ve ayıpları (kusur) varsa bunları yükleniciye bildirmekle zorunludur. Kanunda öngörülen bu gözden geçirme ve ayıpları bildirme iş sahibinin bir borcu değil aksine olarak yerine getirmekle zorunlu olduğu bir ödevidir.
Eser (istisna) sözleşmesine dair hükümler BK'nun 355-371. maddelerinde yazılıdır. Sözü geçen kanunun (işin kabulü) başlıklı 362. maddesinde yapılan şeyin açıkca veya üstü kapalıca (zımmen) kabulünden sonra yüklenici her çeşit sorumluluktan kurtulmuş olur. Ancak yüklenicinin bilerek, isteyerek (kasten) sakladığı (gizlediği) usulü veçhile gözden geçirilmesinde görülemeyecek olan ayıplar (kusur) hakkında sorumluluğu bakidir.
İş sahibi kanunen belirtilen gözden geçirme ve bildirme borcunu savsaklarsa eseri kapalıca kabul etmiş sayılır.
Renkli Türkiye Albümü adındaki eserin sayfa adedinin 120 yerine 016 olması, metin kısmının kuşe kağıdına basılmaması ve sayfa aralarına soğan kağıdı konulmaması gizli ayıp (kusur) niteliğinde değildir. Gizli ayıp (kusur, bozukluk) teslim alınan eserin usulüne uygun gözden geçirilmesinde görülemeyen ayıplardır. Davacının dava dilekçesinde sözünü ettiği ayıplar (kusur) en küçük bir dikkatle, gözden geçirme ile kolaylıkla görülebilecek ayıplardan olduğunda duraksama yoktur. Sayfa adedindeki eksiklik, sayfa aralarına soğan kağıdı konulmaması, metin kısmının kuşe kağıdına basılmamış olması gibi ayıplar "sonradan meydana çıkan" ayıp sayılamaz.
Baskı işi tamamlandıktan sonra 50.000 adetlik birinci parti eser 19.10.1967'de, 50.000 adetlik ikinci parti renkli Türkiye Albümü'nün de 17.2.1968 tarihinde davacı bakanlık tarafından teslim alınmasından sonra, Turizm ve Tanıtma Bakanı'nın 4.5.1968 gün 79/6117 sayılı yazılarında "yapılan tahkikat, düzenlenen raporlar ve müşavir heyetinin görüş ve mütelaaları neticesinde baskı işinde şartnameye aykırı bir durum olmadığı kanaatına varılmış bulunmaktadır.
İhbar konusu olan ve bir çok yerli ve yabancının takdirini toplamış böylesine bir eseri kazandırdığı için .......... Matbaacılık Sanayii Limited Şirketi mensuplarına" teşekkür edilerek verimli çalışmalarında başarılarının devamı temennisinde bulunmuştur.
Yapılan şeyin açıkca kabul edilmesine, iddia olunan ayıpların (kusur) gizli ayıp niteliğinde olmamasına, esasen davacı davasını gizli ayıba dayandırmamış, 9.4.1971 günlü dava dilekçesinde "yapılan tetkik neticesinde basılan albümlerle şartname arasında aykırılık olduğu" sebebiyle açık ayıptan ötürü ödetme isteminde bulunulduğundan BK'nun 359 ve 362. maddelerince davanın reddedilmesi gerekirken kabulü ile ödetme kararı verilmesi yanlıştır.
Mahkemenin bütün bu yönleri gözden kaçırması usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde davalıya iadesine 7.5.1979 gününde oybirliği ile karar verildi.