 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1979/1944
K: 1979/2079
T: 16.10.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davanın (Denizli 1. Asliye Hukuk Hakimliği)'nce görülerek davanın reddine dair verilen 18.04.1979 tarih ve 200/337 sayılı hükmün temyizen incelenmesi davacı avukatları tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı taşaron, Denizli Çimento Fabrikası'nın 8 adet lojman binası inşaatının tamamlanması için 13.08.1977 günlü sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirdiği halde davalı şirket borçlarını ifa eylemediğinden alacak 1.308.217,71 lira hakkında ödetme kararı verilmesini davasında istemiştir.
Davalı ortaklı vekili, mukavelenin 15. maddesi ile ihtilafların hallinde İstanbul mahkemelerinin yetkisi kabul edildiğinden ve esasen şirket merkezi de İstanbul olduğundan davanın yetki yönünden reddini itirazen bildirmiştir.
Yerel mahkeme, davanın görülmesi, İstanbul mahkemelerinin yetkisi içinde bulunmakla istemin yetki yönünden reddine karar vermiştir.
Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Temyizen yapılan incelemede kanıtlar değerlendirilmiştir.
Gerçi, sözleşmenin 15. maddesi ile ihtilafların hallinde İstanbul mahkemeleri ve icra mercilerinin yetkili olduğu kabul edilmiş ise de, aynı sözleşmenin 9. maddesi istihkak tanzimi ve ödemeler konusunda takip edilecek koşulları saptayarak (... ve tediyelerle ilgili her türlü muamelelerin ve hesap kayıtları ENKA Şantiyesi'nce ifa olunur) hükmünü düzenlemiştir.
Bu durumda :
Davacı taşaron hak kazandığını bildirdiği para borcu için ödetme kararı verilmesini istediğine göre BK'nun 73. maddei buyruğu gereği (Borç bir miktar paradan ibaret ise ödeme, alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yerde vukubulur) ve HUMK'nun 10. maddesi icabı (sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinde) de dava açabilmek yetkisine yasal yönden sahiptir. Sözleşmenin yerine getirileceği ve alacaklının verme zamanında oturduğu yerde ödeme yapabileceğinden usulün 22. maddesi doğrultusunda delil sözleşmesi ile yanların özel yetkiyi kabul etmeleri, yasal yönden; genel ve özel yetki kuralını ve yararlanma halini bertaraf edemeyeceğini, Denizli Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açılmasında usulün yetki kurallarına bir aykırılık söz konusu değildir. Yetki itirazı red edilerek işin esası incelenmelidir.
Aksi düşünce ile karar verilmesi doğru bulunmadığından yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına mahkeme kararının (BOZULMASINA), ödediği peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, 16.10.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.