 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1979/1806
K: 1979/1743
T: 13.09.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davanın (Denizli 2. Asliye Hukuk Hakimliği)'nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 18.12.1978 tarih ve 403-648 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatı tarafından istenilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı İsmet vekili 28.05.1976 günlü dava dilekçesi ile Denizli 2. Noterliği'nde imzalanan 07.02.1973 gün 2493 sayılı mukaveleye dayanarak "... mukavele hükümlerinin yerine getirilmesi ve bodrum, 2. katın ön dairesi, 5 katın yani en son katın dairelerinin arsa paylarının ve adı geçen dairelerin müvekkil adına tescilinin yapılmasını" istemiştir.
Dava konusu gayrimenkul, Denizli Merkez Çaybaşı Mahallesi Kışla Mevkii'nde pafta 58, ada 268, parsel 36'da 177.50 metrekare miktarında olup davalı Osman kızı Meliha adına kayıtlıdır.
07.02.1973 gün 2493 sayılı mukavelenin tarafları Meliha ile İkbal olup İzmir 5. Noterliği'nin 10.11.1970 gün 20854 sayılı umumi vekaletnamesine müsteniden ikbal adına vekili İsmet arasında imzalanmıştır.
Mukavelenin 1. maddesinde kışla sokağında kain tapuda yazılı hudutları ile tamamı 177.50 metrekare miktarındaki bir ev müteahhit firma ikbal tarafından yıkıldıktan sonra imar durumuna göre her katta çift daire plan çizilmek suretiyle "önde bir daire, arkada bir daire olmak üzere zemin kat hariç üçüncü katın tamamının yani üçüncü katın iki dairesi Meliha'ya bırakılması, mukavelenin 5. maddesinde ise "... mal sahibine üçüncü kat verildikten sonra bütün binanın bodrum, normal katlar, çatı katı dahil ikbale ait olacağını" 14. madde ile de "mal sahibi Malia ileride 3. katın arsa payı hariç diğer katların müteahhit firma adına tapuda intikalini yaptırmayı veya müteahit firma göstereceği üçüncü şahıslar adına ferağını bizzat veya bilvekalet vermeyi" kabul edilmiştir.
BK'nun 355-371. maddelerinde yazılı eser sözleşmesinde (istisna akdi) yüklenici bir ücret (semen) karşılığında bir eser meydana getirmeyi yüklenmektedir.
Bir davanın esası bakımından başarı elde edebilmesi için kimlerin taraf olabileceği, kimlerin davayı takip edebilecekleri, davada taraf olarak gösterilen kimsenin gerçekten o dava ile ilgili olup olmadığı üzerinde dikkatle durulmasını gerektiren dava şartlarındandır. Yargılamanın her safhasında hakim tarafından görevinden ötürü (resen) nazara alınması gereklidir.
Medeni Kanun ile belirtilen hükümler saklı kalmak üzere, hakim her iki tarafın iddiaları ve savunmaları ile bağlı olup ondan çoğuna veya bir başkasına hüküm veremez. Kanunun gösterdiği ayrıklardan (istisna) başka, hakim iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya iddia sebeplerini kendiliğinden gözönüne alamaz ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz.
07.02.1973 gün 2493 sayılı istisna sözleşmenin gerçek tarafları Meliha ile İkbal'dir. Müteahhit İkbal'de 14.01.1975'de ölmüştür. Davanın açılma tarihi ise 28.05.1976'dır.
Davalı Meliha, davacı İsmet'e karşı bir borç ilişkisinde bulunmamıştır. Bu durumda davacı İsmet'in 07.02.1973 gün 2493 sayılı mukavelenameye dayanarak bizzat "müteahhit" olma sıfatı ile taraf ehliyeti yoktur. Davanın bu yönden reddi gerekirken kabulü ile yazılı biçimde hüküm verilmesi usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle mahalli mahkeme kararının davalı yararına (BOZULMASINA), (1.400) lira duruşma avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ve ödediği 2380,00 lira temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 13.09.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.