 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1979/1168
K: 1979/1279
T: 29.05.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davanın (Karabük 2. Asliye Hukuk Hakimliği)'nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 23.1.1978 tarih ve 184-5 sayılı hükmün temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde olduğu anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davacı müşekkilinin yüklenici olarak, kurulan eser sözleşmesi uyarınca inşaat yaptığını, yapılan işin ödenmesi tarihlerinin sözleşme ile belli edildiğini, davacının 157.775 liralık iş yapmış olmasına karşılık, davalı işverenin ancak muhtelif zamanlarda ödediği para toplamanın 103.000 lira olup, geri kalan 54.132 lirayı ödenmemiş bulunduğunu ve 16.000 lira değerindeki 20 metreküp kerestenin de davalıda kaldığına beyanla toplam olarak 70.132 liranın davalıya ödettirilmesini istemiştir.
Davalı vekili savunmasında; taraflar arasında inşaat yapımı hususunda anlaşma yapıldığını, davacının hiç bir haklı nedene dayanmadan akdi ifadan imtina ederek, inşaatı yarım bıraktığını, halbuki inşaatın anahtar teslimi olarak tamamlanması gerektiğini, davcıya 116.377 lira ödemiş olduğunu, ayrıca 100.000 liralık keresteyi de alıp götürdüğünü beyanla haksız açılan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının sözleşme uyarınca inşaatı tamamlamadığı ve yarım bıraktığının anlaşılması nedeniyle, yersiz açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karar, her iki tarafca temyiz edilmiştir.
1- Taraflar aralarında anahtar teslimi inşaat yapımı hususunda bireser sözleşmesi yapmışlardır. Davacı yüklenicinin bu inşaatı yarım bıraktığı, davacı vekilinin mahkemeye sunduğu 29.11.1977 günlü dilekçesi kapsamından anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre, taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmenin fiilen bozulmuş olduğu saptanmıştır. Davacı yüklenici inşaatı terk etmiş bulunması nedeniyle, davalı işveren tarafından ihtarın semeresiz kalacağı kuşkusuz bulunduğundan, BK'nun 107. maddesine göre ihtar keşide edilesinde de zorunluluk bulunmamaktadır. Sözleşmenin bozulması nedeniyle aynı kanunun 108. maddesi uyarınca, akitten rücu eden alacaklının vaat olunan şeyi vermekten imtina ve tediye eylediği şeyi istirdat hakkı mevcuttur.
Davacı yüklenicinin sözleşme gereğince 157.741 liralık iş yapmış olduğu, davacı tarafından yaptırılan 22.1.1973 günlü tespiti delail sonucu verilen Bilirkişi Raporu ile gerçekleştirmiştir. Ancak bu rapora davalı taraf itiraz etmiş bulunması dolayısıyle, davacı yüklenicinin yaptığı iş bedelinin, sözleşmenin 28. maddesi hükmü de gözönünde tutularak seçilecek bilirkişi aracılığı ile tespit ettirilmesi icap eder.
Ayrıca taraflar arasında, davalı işveren tarafından davacıya ödenen para miktarı konusunda da uyuşmazlık vardır. Zira davacı 103.00 lira aldığını iddia etmekte, davalı da 116.377 lira ödediğini savunmaktadır. Buna göre, davalıya, davacı yükleniciye 116.377 lira ödediği konusundaki delillerini ibraz için mehil verilmesi ve yazılı delili bulunmadığı takdirde de yemin teklifine hakkı olduğunun hatırlatılması suretiyle, davalı tarafından ödenen para miktarının kesin biçimde saptanmasından sonra, bilirkişi tarafından tayin olunacak iş bedelinden, davalının ödediği sabit olan miktarın düşülmesi suretiyle, kalanın davalıdan alınmasına karar verilmesi icap eder.
2- Yine davacının 16.000 lira değerinde bulunan kereste hakkındaki iddiasının da tahkiki ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
3- Davalı vekilinin temyizine gelince; Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasına ve kabule göre : Davacı vekili tarafından davada talep olunan 70.132 lira üzerinden avukatlık ücret tarifesi nazara alınarak davalı yararına vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, bu konuda bir karar verilmemesi de kabul yönünden usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Kararın yukarıda bir ve iki numaralı bendlerde belirtilen nedenlerle davacı yararına ve üç numaralı bendde açıklanan nedenle de davalı yararına (BOZULMASINA), ödedikleri temyiz peşin harçların istekleri halinde iadesine, 29.5.1979 gününde oybirliği ile karar verildi.