 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1979/3821
K: 1980/105
T: 17.01.1980
DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.01.1974 gününde verilen dilekçe ile satış sözleşmesine dayanarak 491, 492 ve 522 parsellerde müşterek miras bırakan Ayşe'ye ait payların davacılar adına tescili ve bu paya muarazanın önlenmesi; davalılar Hasan ve Asiye vekili 09.02.1974 günlü müteakabil dava dilekçesi ile davaya dayanak yapılan sözleşmenin iptalinin istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tescil ve paya muarazanın önlenmesi isteğinin kabulüne ve mütekabil davanın reddine dair verilen 30.11.1978 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ve mütekabil davacılar vekili, duruşmasız incelenmesi de davalı Fatma vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dosya kapsamı, toplanan deliller itibarıyla mümeyyizler vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak;
Tarafların miras bırakanı Ayşe, sağlığında kocası müşterek miras bırakan Durmuş'dan kalan 491, 492 ve 522 parsellerde kendine düşen 1/4 payı davacılara satmış ve bu hususta teyiden 13.05.1972 günlü sözleşme düzenlenmiştir. Bu sözleşmede Ayşe'nin parmak izi var ise de, Usulün 297. maddesinde öngörülen koşullar yerine getirilmiştir. Davacılar vekili, mezkür sözleşmeye dayanarak çekişmeli taşınmazlardaki ölü Ayşe'ye payların müvekkilleri adlarına tescilini istemiştir. Bu durumda davanın yasal dayanağı MK.'nun 612. maddesidir. Bu madde uyarınca sözleşmeyle mirasçıların, birbirlerine veya üçüncü bir kişiye miras haklarını temlik etmeleri mümkündür. Ancak; bu sözleşmenin geçerliliği için yazılı olması ve sözleşmeye bütün miras haklarının dahil edilmesi gerekir. Çünkü yasa koyucu miras haklarının temlikini öngörmüş, bununla belli bir taşınır ve taşınmaz maldaki payın temlikini madde kapsamına almamıştır. Yargıtay Yüksek Hukuk Genel Kurulu'nun 30.11.1968 gün ve esas 1968/5-881, karar 787 sayılı içtihadı da bu doğrultudadır. Bu yüzden kök miras bırakan Durmuş'un terekesinde dava konusu taşınmazlar dışında mal bulunup bulunmadığının kesin olarak saptanması, sözleşmenin buna göre geçerli olup olmadığının tartışılması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ve incelemeyle yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mümeyyizler vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının mümeyyizlere iadesine, 1400 lira duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak temyiz edenlere ödenmesine, 17.01.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.