 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1979/3043
K: 1979/3350
T: 11.06.1979
DAVA : Davacı Ahmet vekili tarafından, davalı Hasan aleyhine 24.1.1979 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ile tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; Davanın kabulüne dair verilen 10.5.1979 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, dava konusu taşınmazın satış vaadi sözleşmesi uyarınca adına tescilini istemiştir. Taşınmazın davalıya 18 Ocak 1954 gününde 4753 sayılı Yasaya göre verildiği, anılan Yasanın 58. maddesinde belirtilen 25 yıllık taktit süresi dolmadan 1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Yasasının yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır. 1757 sayılı Yasanın 235. maddesiyle 4753 sayılı Kanun yürürlükten kaldırıldığı için aynı Yasanın 211. maddesiyle 4753 sayılı Yasa uyarınca dağıtılan topraklar, 1757 sayılı Yasa hükümlerine bağlı tutulmuştur. Dava tarihi olan 24.1.1979 da 25 yıllık sınırlama süresinin bitmesi olaya etkili görülmemiştir. Dava konusu taşınmazın davacıya devir ve temliki diğer bir deyimle, tescili için 1757 sayılı Yasanın 61. maddesi hükmünce Toprak ve Tarım Reformu Müşteşarlığının izni gerekir.
Ancak; 1757 sayılı Yasa, Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş ve bu iptal kararı 10.5.1978 gününde yürürlüğe girmiştir. Yukarıda belirtilen esaslar 1757 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu devreye aittir. Bu yasanın iptalinin geçerli olduğu tarihten sonra eldeki davalar için yasa hükümlerini uygulama olanağı kalmadığından yeni bir sorun ortaya çıkmaktadır.
Bu sorun, 1757 sayılı Yasanın iptali karşısında olaya ilişkin 1617 sayılı Toprak Ve Tarım Reformu Öntedbirler Yasasının 8. maddesinin yürürlükte olup olmadığı konusudur. 1617 sayılı Yasanın 8. maddesine göre 4753 sayılı çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile 4486 sayılı Teknik Ziraat ve Bahçıvanlık Okulları Hakkındaki Kanuna dayanılarak dağıtılan tarım arazisi, Toprak ve Tarım Reformu Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar devir ve temlik edilemezler. Kanun koyucu bu maddeyle 47753 ve 4486 sayılı yasalarla dağıtılan topraklar için sonradan çıkarılacak kanunla yeni esaslar getirmeyi o nedenle şimdilik dondurmayı amaçlamıştır. Nitekim 1757 sayılı Yasanın 211. maddesinde de bu amaca uygun olarak hüküm konmuş, bu iki yasaya göre, verilen topraklar hakkında 1757 sayılı Kanuna göre verilen topraklara ilişkin hükümlerin uygulanacağı gösterilmiştir. 1757 sayılı Yasa, Anayasa Mahkemesince iptal edilince, iptal kararının yürürlüğünden itibaren bu yasanın yok sayılması gerekir. Bu yokluk karşısında 1617 sayılı Yasayla kanun koyucunun gerçekleştirmek istediği amaç nedeni ile bu yasanın 8. maddesinin, 1757 sayılı Yasanın yerine alacak yeni bir yasa çıkıncaya kadar yürürlükte olduğunun kabulü zorunludur. Bu bakımdan satış vaadi sözleşmesinin henüz yerine getirilmesi (ifa) olanağı doğmadığından ona dayanılarak tescil istenemez.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile usul ve Yasaya aykırı olan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.6.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.