 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1979/1397
K: 1979/1731
T: 20.03.1979
DAVA : Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı mahalli mahkemesinden verilen hükmün; dairemezin 27.11.1978 gün ve 1978/5083-5312 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmiştir. süresi içinde davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü :
KARAR : Davacı, hileye dayanarak yapılan dava konusu taşınmazdaki 14/40 paya ilişkin tapu kaydının iptaliyle adına tescilini, davalılar da kalan pay üzerine irtifak hakkı tesisini, aralarındaki sözleşme nedeniyle 20.000 lira tazminatın davalılardan tahsilini istemişlerdir.
Tapu işlemine karşı hile iddiasının ileri sürülmesi ve bunun her türlü delille ispatı olanağı vardır. Dosya kapsamına ve mevcut delillere göre davacının hileli işlemi 1975 Ekim ayında öğrendiği ve bir yıllık hak düşürücü süre içinde de bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Tapu işleminden önce davacı ve onun miras bırakanı ile davalıların murisi arasında 11.1.1969 gün ve 8095 yevmiye numarasıyla Ankara 8. Noterliği'nde düzenlenmiş bir satış vaadi sözleşmesi vardır. buna göre taşınmazın 40 pay itibariyle 26 payı davalıların murusine 14.000 lira bedelle satılacak, 14 payı satan şahıslar üzerinde bırakılacaktır. 26 payı olan kimse taşınmaza 1 katlı bina yapacak, satan kimselerde kendi üzerlerinde kalan 14 paya karşılık bu bina üzerine ikinci katı çıkacaklardır. Bu sözleşmeden sonra 17.6.1970 gününde tapu işlemi yapılmış taşınmazın tamamı davalıların murisine intikal etmiştir. Davacı tapu işleminin satış vaadi sözleşmesine uygun olarak yapılması gerektiğini yani 40 pay itibariyle 26 payın satışının bahse konu olduğunu, 14 payın kendi üzerlerinde kalması icap ettiğini ileri sürmüş, bunu kanıtlıyan mektupları ibraz etmiş ve tanık dinletmiştir. Davalıların murisine ait olduğu davalılar vekilince 27.1.1977 günlü dilekçeyle kabul edilen imzasız ve tarihsiz mektupta muris aynen (ben tapucuya söyledim biz böyle muamele yapamayız dedi bende öyle yaptım. Ben namuslu insanım seni hiç kandırmadın. Ben sana senet yok demiyorum ben ev yaptığımda siz de yapın) demiştir. Bu mektubun tapu işleminden sonra yazıldığı ifade tarzından açıkca anlaşılmaktadır. Buna göre tarafların asıl amacının pay satışı olduğu, davalıların murisinin davacı ve kardeşini hileye düşürerek, taşınmazın tümünün devrini sağladığı sonucuna varılmıştır. Davalıların murisinin kayınpederi'nin eski harfleriyle davacıya yazdığı dosyada mevcut mektup ve tanık beyanlarında bunu doğrulamaktadır. Bu nedenle davacının 14/40 payın iptaliyle adına tesciline ilişkin davasının kabulü gerekir. Davacı bunun dışında irtifak hakkı tesisiyle tazminatta istemiştir. Taşınmazda bina yapılmamış kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmamıştır. Bu ortamda mahkeme karariyle kat irtifakı tesiside mümkün değildir. Davacı hem sözleşmeye dayanarak bir kısım payın iptalini hemde tazminatı birarada isteyemez. Bu nedenle son iki isteğe yönelik dava ve buna ilişkin düzeltme isteği yersizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltme isteğinin kabulüyle, dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve mahal mahkemesi kararının yalnız bu yönden BOZULMASINA, 20.3.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.