 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1979/8683
K: 1979/9095
T: 27.11.1979
DAVA : Yukarda tarih ve numarası yazılı mercii kararı alacaklılar tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 27.9.1979 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu hakkında bonolara istinaden kambiyo senetlerine mahsus icra isteği ile takip yapılmış ise de borçluya 538 sayılı yasa ile değişiklik yapılmadan evvelki hükümlere göre düzenlenen 49 örnek numaralı ödeme emri tebliğ edilmiştir. Bu ödeme emrinde borçlunun her türlü itirazlarını icra dairesine bildirmesi yazılı olduğu halde borçlu icra dairesine herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi ödeme emri şekline ve tebliğ usulüne dair bir şikayette bulunmayarak icra tetkik merciine alacaklılardan ibraname aldığından bahisle alacaklıların vasisini hasım göstermek suretiyle itiraz etmiştir. Bu durumda icra dairesine bir itiraz yapılmadığı cihetle takip borçlu yönünden kesinleşmiş olup icra tetkik merciine yapılan itirazın geçersiz olması sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken geçerli bir itiraz varmışçasına takibin durdurulmasına karar verilmesi esastan yanlış olması sebebiyle mercii kararının esastan bozulması gerekir. Diğer taraftan 25.5.1979 tarihli Sulh Mahkemesi kararı ile reşit olmayan küçük alacaklılara vasi tayin edilmiş bulunmaktadır. MK. 14. maddesi gereğince küçükler medeni hakları kullanmak salahiyetinden mahrum olup 16. madde gereğince mümeyyiz olsalar bile, küçükler kanuni mirasçıların rızalarını almadıkça bizzat kendi tasarrufları ile iltizam edemezler, İktisapta bulunmak için bu rızaya muhtaç olmadıkları cihetle lehlerine bono ihdası mümkündür. Bu itibarla küçük alacaklıların verdikleri ahzkabza ilişkin ilmuhaber olarak yazılı belgeye istinaden takibin durdurulmasına karar verilmesi kabul şekline göre de isabetsiz olduğu gibi takip vasi tarafından tevkil edilen vekil eliyle yapılmıştır. M. Kanunun 405. maddesi gereğince takipten evvel Sulh Hakimliğinden izin alınmaması takipten sonra izninin alması mümkün olduğu cihetle bu konu bekletici mesele sayılıp Sulh Hakiminden izin alması halinde takibin yürütülmesine mani olmadığı düşünülmeksizin bu cihetlerden de itirazın kabulü yasaya aykırı olduğundan kararın bu yönden de bozulması gerekir.
SONUÇ : Yukarda yazılı nedenlerle mercii kararının esastan ve kabul şeklin göre İİK. 366 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.11.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.