 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1979/7320
K: 1979/7621
T: 04.10.1979
DAVA : Merci kararının alacaklı tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 18.7.1979 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı 350 DM karşılığı Türk Lirası'nın Eylül 1975'ten itibaren kanuni faizi ile birlikte tahsili için takip yapmış ve bu takip itirazsız kesinleşmiştir. Borçlu 20.3.1979 tarihinde icraya müracaat ederek D. Markı'nın bu günkü rayice göre Türk Parası karşılığının Merkez Bankası'ndan sorulmasını istemiş ve Merkez Bankası'ndan keyfiyet sorularak verilen cevaba göre tesbit edilen 5.200 liranın ödenmesi için borçluya 6.4.1979 tarihinde tebligat yapılmış bunun üzerine borçlu 4 sene evvel Mark'ın değeri 6 lira olduğundan bu miktar üzerinden ödemeyi kabul ettiğini beyan etmiş ise de icra memuru 12.4.19799 tarihli kararı ile borçlu süresi içinde itirazda bulunmadığından bu günkü rayici üzerinden borçlunun menkul mallarının haczine karar verilmiş, borçlu 14.5.1979 tarihli dilekçesi ile 5.200 lira borçlu olduğunun kendisine bildirildiğini, icra memuruna verdiği dilekçesinin nazara alınmasını istemiştir. Borçlu 9.4.1979 tarihli dilekçe de borcun alındığı tarihteki rayici üzerinden sorumlu olacağını ileri sürerek Mark'ın değerinin 1975 rayiçlerine göre hesaplanmasını istemiştir. Mercice borçlunun icra rayic bedel üzerinden yaptığı itirazın takibi durdurucağını ve alacaklının itirazın yasal yoldan kaldırılmadan takibin devamına yasal olanak bulunmadığından takibin devamıyla ilgili işlemlerin ve takibin durdurulmasına karar verilmiş ve bu karar alacaklı tarafından temyiz edilmiştir. Özetlenen şu duruma göre borçlu Mark'ın Türk Parası karşılığına göre ödenmesi için yapılan takibe itiraz etmediğine göre hakkındaki takip bu şekilde kesinleşmiştir. Borçlunun Mark'ın hangi tarihteki rayice göre Türk Parası ile sorumlu olabileceğinin tayini icra tarifesinin vazifesidir. Ve bu cihet de icra dairesince borçlunun 20.3.1979 tarihli kabulüne göre Merkez Bankası'ndan tahkik edilerek tesbit edilmiştir. Evvela bu kabul muvacehesinde icra memurunun yaptığı muamele yasaldır. Bilahare borçlu bu kabulünden dönerek Mark'ın alındığı tarihteki rayicinin tesbitini istemesi ve icra memurluğunca bunun kabul edilmemesi üzerine alacaklının değil borçlunun bu muameleyi şikayet etmesi gerekir. Ve nitekim borçlu bu şikayetini merciye yaptığına göre şikayetin BK'nun 83. ve 312. maddeleri nazara alınarak halli gerekir. Alacaklı Mark olarak verdiği paranın aynen tahsilini istemeyip Türk parası karşılığını istediğine göre borcun vadenin hululu günündeki rayici üzerinden memleket parası olarak ödenmesi gerekir. Vade bahis konusu olmadığı cihetle ödeme emri tebliğinden sonra BK'nun 312. maddesi gereğince 6 hafta içinde verilmesi gerekeceğinden borçlunun 30.3.1979 tarihli beyanı veçhile tesbit edilen rayic üzerinden Türk parası karşılığını ödemesinin muhtura ile bildirilmesinde yasaya aykırı bir cihet bulunmadığı düşünülmeksizin takibinin devamına ilişkin icra memuru işlemlerini ve takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsiz,
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 4.10.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.