 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1979/542
K: 1979/1290
T: 19.02.1979
DAVA : Yukarda tarih ve numarası yazılı mercii kararının borçlu vekili tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 15.1.1979 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Takip konusu senet (N.D.) - (Y.A.) lehine keşide edilmiştir. Bedelin tamamı bunlardan yalnız (N.D.) takip etmiş, diğer lehtar (Y.A.) temsil ettiğine veya ona ait hisseyi iktisap ettiğine dair hiç bir kayıt ve belge göstermemiştir. Ticaret yasasında lehtar alacaklılar yönünden bir teselsül bahis konusu olmadığından Borçlar Yasasının 148. maddesi olaya uygulanamaz, bu halde bir ticari senedin lehtarı veya hamili birden ziyade ise bunlardan münhasıran birinin gereken yetkiyi haiz olmadıkça senet bedelinin tamamını dava ve takip hakkı yoktur. Ancak, borç bölünmesi kabil borçlardan olup lehtarın birisinin senetten doğan hakkın yarısını dava ve takip edilebileceği cihetle borçlunun itirazının senet bedelinin yarısı hakkında kabulü gerekirken red olması isabetsiz olduğu gibi Avukatlık Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti (550) lira olarak tayini gerekirken (5000) lira vekalet ücreti takdiri isabetsiz, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden mercii kararının İİK. 366 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA) 19.2.1979 gününde karar verildi.
Üye S.O.'in karşı oy yazısı:
T.T.K.nun kambiyo senetleri, özellikle bonolar ile ilgili hükümlerinde, lehtarın birden ziyade bulunması halinde aralarındaki hukuki ilişki düzenlenmiş değildir. TTK.nun 1. maddesi yolu ile uygulanması mümkün BK.nun alacaklılar arasındaki teselsülü düzenleyen 148. madde hükmü dahi, unsurları tekevvün etmediğinden bono lehtarları hakkında tatbik olunamaz. Ticari senette alacaklı birden fazla ise, bu takdirde cironun bütün alcaklıların imzasını taşıması zorunlu olup, kısmi cironun batıl bulunmasına nazaran, TTKanununun hükümlerine göre temlik edilemeyen bir alacak hakkının tek başına kullanılamayacağı da gözetilir ise, böyle bir bonoya dayanan özel yol ile açılacak takibin bütün alacaklılarca müştereken açılması ve yapılması şartına bağlıdır.
Olayda, iki lehtardan sadece birinin İİKanununun 167 ve takip eden maddelerine göre açılan bonolu takibin bu nedenlerle İİK.nun 170/a maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi gerekir idi.
SONUÇ:Bozma kararı sonuç itibariyle doğru ise de, bozma gerekçesine yukarıda yazılı nedenlerle katılmıyorum.