 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1979/10594
K: 1979/10582
T: 15.12.1979
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararı borçlu tarafından
temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 5.12.1977
tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı müteveffa (A.M.) terekesi adına idare memuru (V.V.)
aleyhine alacağın tahsili için umumi haciz yoluyla takip yapmış ve idare memuruna 49 örnek numaralı ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine tereke idare
memuru, hakkındaki takibe karşı nedenlerini göstermek suretiyle itiraz etmiştir. Alacaklı, bu itirazın kaldırılması için merciie vaki muracaati,merciice terekenin M. Kanunun 531 ve onu izleyen maddelerine göre tedbir yolu ile idare edildiğini ve bu halde yasanın 559 ve onu izleyen maddelerine göre bir defter tutma talebi bahis konusu olmadığından 565. maddenin olaya uygulama olanağı bulunmadığından defter tutma işleminin devamı süresince terekenin borçları hakkında icra takibi yapılamayacağına ilişkindir. İdare memurluğunun itirazı yerinde görülmeyerek reddelip icra takibinin devamına karar verilmiştir. Bu karar tereke idare memuru tarafından temyiz edilmiştir. Özetlenen şu duruma göre halli gerekli husus, kendisine husumet tevcih edilen idare memuru bu gibi icra takiplerinde husumete ehil olup olmadığı ve Medeni Kanununun 531. ve onu izleyen maddelerine göre ihtiyati tedbir yolu ile idare edilen terekeler hakkında 559 ve onu izleyen maddeleri gereğince defter tutma taleplerine ait 3. fasılda yazılı 565. maddenin olaya uygulama olanağının bulunup bulunmadığı hususlarının tesbitlerinden ibaret bulunmuştur. Bu açıdan dosya incelendikten İstanbul 13. Sulh Hukuk Hakimliğine borçlunun mirasçılarından (H.M.)'nun talebi üzerine 26.7.1977 tarihinde terekenen Medeni Kanununun 533/3. maddesi gereğince resmen icrasına ve idare memuru olarak Av. (V.V.)'in tayinine karar verilmiş ve bilahare alacaklının talebi ile de yasanın 532. maddesi gereğince tedbir kararı verilmiştir. Bu halde, kendisine husumet tevcih edilen idare memuru M. Kanunun 16. Bab. 1. fasılda yazılı hükümlere göre idare etmekle yükümlü olup tasfiye yapamaz. Bu babın 3. faslına göre defter tutma talebi olsaydı bu halde tasfiye yapılacağından alacaklıların alacaklarını kayldettirip defter tutma süresi bittikten sonra mirasçıların yapacağı beyana göre tasfiye yapılması gerekecektir. Şu halde, olaya 565 inci maddenin uygulama olanağı bulunmadığından bu isteğin reddine karar verilmesi doğrudur. Ancak, mercii usulüne göre kendisine intikal eden işlerde yasaların emredici hükümlerini re'sen nazarı itibare alması gerekeceğinden itirazı tetkik ederken M. Kanun gereğince husumetin idare memuruna tevcihinin mümkün olup olmadığını da araştırması icap eder. Medeni Kanunun 539. maddesine göre mirasın açılması halinde mirasçılar onun tamamına sahip olur. Miras ölüm ile açılacağından 517. madde hükmü müvacehesinde mirasçılar terekenin sahibidirler. Mirasçıların yukarda yazılı tedbirden başka bir talepleri bulunmadığı ve 581. maddeye göre de miras şirketine bir mümessil tayini söz konusu olmadığından ve 582. madde gereğince mirasçılardan her biri müteveffanın borçlarından müteselsilen sorumlu olmaları sebebi ile takibin bu durumda mirasçılara tevcihi gerekir. Bu halde tedbir kararı
dolayısiyle idare memuruna husumetin tevcihine olanak bulunmadığı
düşünülmeksizin itirazın ref'i ile icra takibinin devamına karar verilmesi
isabetsiz, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden mercii kararının İİK. 366 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA 15.12.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.