 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1979/5024
K: 1979/5218
T: 14.11.1979
DAVA : Davacılar vekili, müvekkillerinden İ. ve A.'a ait Altıntaş halı mobilya mağazası, M.P. ve yine A.A.'nda ayrıca Özaltıntaş halı mobilya mağazası ünvanlarıyla tescilli iki ayrı ticari işletmeleri bulunduğunu, buna rağmen davalıların sonradan Özaltıntaşlar halı mobilya mağazası ünvanıyla istigal konusu aynı olan ve onlarınkine yakın bir yerde işletme açmış olduklarını ve böylece müvekkillerinin anılan ticari ünvanları ile iltibasa sebebiyet verip zarar tehlikesine maruz bıraktıklarını ve ihtar edildiği halde davaların işbu ünvanlarını düzeltmediklerini öne sürerek tazminata ilişkin istem hakları saklı kalmak üzere davalılarca Özaltıntaşlar halı Mobilya mağazası adlı ticaret ünvanının kullanılmasının ve bu yolda yaratılan haksız rekabetin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde, müvekkillerinin soyadlarının Altıntaş olup bu soyadlarına uygun olarak Özaltıntaşlar ünvanını alıp daha evvel tescil ettirdiklerini, bir kısım davacıların bundan sonra kısmen farklı bulunan Özaltıntaş ünvanını kullanmaya başladıklarını ve bu suretle haksız rekabet ve ünvan gasbı yoluna esasen onların gitmiş olduğunu ve öte yandan davacıların iki ayrı ünvanda kullandıklarını, buna ise yasal olanak bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacılar Altıntaş ve Özaltıntaş adlarını ticari ünvan (firma) olarak eskidenberi kullandıklarını davalılarında Özaltıntaşlar Ticaret ünvanı altında aynı iştigal konusunda faaliyete geçtiklerini bildirerek TTK. 57/5 ve 58/1-b maddeleri gereğince haksız rekabetin menini istemişler, davalılar kendi soyadlarınında Altıntaş olduğunu, kendi ünvanlarının "Özaltıntaşlar" olduğunu bu ünvanı davacılardan önce kullandıklarını savunmuşlardır.
Vergi dairesinden gelen yazıya göre davacılar Altıntaş ünvanını 1969'dan, Özaltıntaş firmasında 1976'dan itibaren kullanmakta olup bu ünvanları tescil de ettirdikleri anlaşılmaktadır. (Ticaret Odası yazısı) davalılar aksini kanıtlıyamamışlardır.
Ancak mahkeme tarafların aynı soyadını taşıdıklarını soyadını ticari ünvan olarak kullanmasının yasal hakları olduğunu BK. 48'e göre haksız rekabetin mevcut olmadığını kendi adlarını da yazdıklarına göre müşterileri hataya düşürecek nitelikte bir iltibasın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir.
Bu kere ilk önce şunu belirtmek gerekir ki, taraflar tacirdir T. Ticaret Kanunun Meriyet ve Tatbik Şekli Hakkındaki 6763 sayılı Yasanın 41/II-a maddesi hükmü gereğince ticari işlere ait olan haksız rekabet hakkında Ticaret Kanunu hükümleri mahfuz tutulmuştur. O halde ve taraflar tacir olduğuna göre olaya BK.nun 48 değil TTK.nun 56 ve devamı maddeleri hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Diğer yandan TTK.nun 52. maddesi hükmüne göre, tescil ve ilan edilmiş Ticaret ünvanını kullanmak hakkı yanlızca bu ünvan sahibine aittir. Bu tekel, aynı ticaret sicili çevresi ile sınırlı ise de (Olay aynı ticaret sicili çevresindedir). Aynı ad ve soyadını taşıyan kişilere karşıda ileri sürülebilir. (Prof. Yaşar Karayalçın Ticaret Hukuku, 1 Giriş/Ticareti İşletme, 1968 s. 391; İsmail Doğanay T.T. Kanunu Şerhi 1. Cilt 1974 s. 233/.
Bu hususu TTK.nun 43/2. maddesinde de görmekteyiz. Gerçekten bu maddeye göre Ticaret ünvanına aynı sicil dairesinde daha evvel tescil edilmiş olan ünvanlardan açıkça ayırdetmeye yarayacak ilavelerin yapılması zorunludur. Davacıların Ticaret ünvanı "Altıntaş" davalıların ki ise savunmaya göre "Öz Altıntaşlar" dır. Bu durumda yukarıda anılan TTK.nun 43/2. maddesi gereğince davalıların Ticaret Ünvanının davacıların Ticaret ünvanından açıkça ayırdetmeye yarayacak ilaveleri taşıyıp taşımadığı ve bu hali ile iltibasa meydan verecek nitelikte (TTK. 57/5) olup olmadığı hususlarında bu konuda uzman bilirkişilerin fikirlerine başvurarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacılar yararına bozulmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.11.1979 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.