 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1979/4031
K: 1979/4702
T: 11.10.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 3. Ticaret mahkemesince verilen 26.2.1979 tarih ve 112/68 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkikik davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 9.10.1979 gününde davacı avukatı Yalçın Ülker ile davalı avukatı Kaya Dümdüz gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürür işin incelenerek karr bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştır. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulp düşünüldü :
KARAR : Davacı şirket vekili müvekkili şirketin yönetim kurulu üyesi bulunan davalının müvekkiline mal satan yabancı bir firmanın Türkiye temsilciliği görevini yüklenerek TTK.nun 335. maddesine aykırı davranışlarda bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 25000 lira maddi ve 75000 lira manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili zamanaşımı savunmasında bulunduktan sonra müvekkilinin yüklendiği görevin davacı şirketin mevzuu ile irtibatı olmadığını ve iddiayı kabul etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanılan delilleri ve alınan bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak olayda TTK.nun 335. maddesi hükmün göre yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açılabilmesi için öncelikle bu konuda şirket genel kurulunca bir karr verilmesi ve kararı mütakisemende davanın şirket adına murakıylar tarafından açılması gerekir.
Her ne kadar davacı (Ereğli Demir ve Çelik fabrikaları A.Ş. özel bir yasa ile kurulmuş ise de; 1.3.1960 gün ve 10445 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış olan 7462 sayılı davacı şirketin kurulmasına ilişkin yasanın 3. maddesine göre; bu şirket hakkında TTK.nun 329,368,374 ve 422 maddelerinni uygulanmayacağı açıklandıktan sonra bu maddeler dışında şirketin özel hukuk hükümlerine tabi olacağı hükmü bağlanmış olmasına ve TTK.nun 341. maddesinin de bu istisna hükümleri arasında uyulmamış bulunmasına nazaran bu davada da belirtilen unsurların gerçekleşip gerçekleşmediği dairemizin kökleşmiş içtihadlarına göre mahkemece resen araştırılması gerekir.
Dava dosyasının incelenmesinde yönetim kurulu üyesi olan davalı hakakında dava açılması hususunda bir genel kurul kararı bulunmadığı gibi davanın da deneticiler tarafından değil, şirket temsilcileri tarafından verilen vekaltenameye dayanılarak açıldığı görülmektedir.
Şu duruma göre TTK.nun 341. maddesinde belirtilen ve yukarıda açıklanan eksikliklerin giderilebilmesi için davacı tarafa HUMK.nun 39 ve 40. maddeleri gereğince noksan soruşturma ile davaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve 3000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 11.10.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.