 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1979/363
K: 1979/364
T: 31.01.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 25.1.1978 tarih ve 501/530 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu ve gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin müdürler kurulu üyesi ve şirket müdürlüğünün yürüten davalının, yönetmeliğe aykırı biçimde, ikametgahı Balıkesir'den asli görev yeri ve şirket merkezi olan Ankara'ya toplanıldı.işci gelişlerine ait yolluk ve giderlerin ödenmesine ilişkin toplantılara katılarak bu yolda karar çıkartıp şirkete zarar verdiğini, bu nedenle 24.180.20 lira şirket zararının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılamada ise, davalının eyleminin katıldığı müdürler kurulu kararlarından kaynaklanması ve müdürlük görevinin ifasına ilişkin bulunduğundan TTK.nun 309. maddesi hükmünce şirket merkezi Ankara Ticaret Mahkemesi'nin yetkili bulunduğunu bildirmiştir.
Davalı savunmasında, şirkette üye değil, müdürler kurulu üyesi bulunduğunu istemin nedensiz zenginleşme niteliğinde bulunması ve ikametgahının Balıkesir olmasına göre bu yer mahkemesinin yetkili, yetkili mahkemesinin ise yetkisiz bulunduğunu bildirerek, davanın yetki yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece, uyuşmazlığın sebepsiz iktisabtan doğan alacak davası niteliğinde bulunduğu, davalı ikametgahının Balıkesir olduğunun saptandığı, davada BK. nun 73/1. maddesi ve HUMK. nun 10 ve 11. maddelerinin uygulanamıyacağı, Yargıtay HGK. nun 25.11.1967 gün ve 1967/9 - 215/525 sayılı inancının da bu yönde olduğu gerekçesi ile, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi dava, şirketin temsil ve idaresinden sorumlu olan müdürler kurulunun eski üyesi aleyhine ikame edilmiş bir tazminat davasıdır.
Limitet şirketlerde kural olarak ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecbur olmakla beraber, şirket sözleşmesi veya genel kurul kararı ile şirketin idare ve temsili ortak olmayan kimselere de bırakılabilir. Bu takdirde bu gibi kimselerin gerek yetki ve gerekse sorumlulukları hakkında ortak olan müdürlere ait hükümler uygulanır. (TTK. nun 540, 541).
Diğer taraftan, TTK. nun 556. maddesi hükmü anonim şirket hükümlerine yollama yapmak suretiyle, limitet şirketi yönetimleri hukuki ve cezai sorumlulukları hakkında anonim şirketlerin bu hususlara ilişkin hükümlerinin uygulanmasını öngörmüş bulunmaktadır.
Şu hale göre, ister ortak olsun, ister olmasın bir limitet şirketi temsil ve idare yetkisine haiz olan kimseler (müdürler) hakkında TTK. nun 336. ve 336. müteakip maddelerinin uygulanması mümkün olacak demektir.
Anılan bu maddeler arasında yer alan 340. madde ise, 336. ve 337. maddeler gereğince idare meclisi azalarına yükletilen sorumluluk hakkında 309. madde hükmünü dahi uygulanacağını hükme bağlamıştır. Davada diğer iddiaları meyanında, davalının şirket müdürü olarak görevinin yükümlülük ve sorumluluğunu gereğince yerine getirmediği ileri sürülerek aynı zamanda TTK.nun 336. maddesine de istinat edilmiş olmasına göre, 340. madde yollaması ile 336/5 ve 309/3. maddeleri gözönünde tutularak davacı şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin (Ankara) yetkili olduğunun kabulü gerekir.
Bu nedenlerle, yerel mahkemenin yetki yönünden dava dilekçesinin red etmesinde isabet bulunmadığı kabul edilerek kararın bozulması cihetine gidilmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 31.1.1979 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.