 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1979/3582
K: 1979/3825
T: 12.09.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 13.4.1979 tarih ve 341/211 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği alaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili davalı şirketin müvekkilinin 10.1.1977 tarihinde hayat sigortası teklifnamesini tek taraflı olarak imzalayıp gönderdiğini ancak müvekkilinin poliçeyi imzalamayıp sigortalamaktan vazgeçtiğini, davalı şirket tahsildarını 23.12.1976 tarihinde müvekkilinden 7.250 lira tahsil ettiğini, poliçenin üçüncü maddesi gereği poliçe her iki tarfça imazalanmadığı sürede hüküm ifade etmeyeceğinden ve müvekkilini de sigorta akdinden rücu etmesi nedeniyle ödemiş olan 7.250 liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında davacının 10.1.1977 tarihli teklifnameyi imzaladığını, pey akçesini ödediğini 19.1.1977 de de poliçe tanzim edilerek davacıya gönderildiğini, akdin tamam olduğunu akitten dönenin davacı olması nedeniyle ödediği paranın ödenmesini talebinin reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece davacının yaptığı hayat sigortası teklifi kabul ile sonuçlanarak taraflar arasında bir akit yapılamasına sonuçlandırıldığına ve teklifnamenin makbuzlar kapsamının nazara alınması halinde dava sabit görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sigorta akitleri de diğer akitler gibi, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile meydana gelir. Nitekim, incelemekte olan bu davada sözü edilen (hayat sigortası) bağıtı da bu suretle vücut bulmuştur. Davacının 10.1.1977 tarihil telkifname ile yaptığı icap, davalı sigortacı tarafından kabul edilmiş ve üstelik poliçeye de bağlanmıştır.
Davacını 23.12.1976 tarihli makbuz karşılığında (pey akçesi) olarak yatırdığı (7.250) lira ise ilk yıl primi olarak işlem görmüştür. esasen bu paranın prime dönüştüğü hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık da söz konusu değildir.
Poliçe içeriğine göre, mukavelenin yürülük tarihi teklifname tarihi olan 10.1.1977 dir. Hal böyle iken, davacı 31.1.1977 tarihli bir mektup ile akidden rücu ettiğini davalıya bildirmiştir. Oysa 31.1.1977 tarihli bir metup ile akidden rücu ettiğini davalıya bildirmiştir. Oysa TTK.nun 1325. maddesinin ikinci fıkrasında, sigorta ettirenin üç yıl geçmeden akitten cayması halinde verdiği primi sigortacıdan geri isteyemeyeceği yazılıdır. Her ne kadar bu hüküm TTK.nun 1264. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca sigorta ettiren yararına değiştirilmesine olanak var ise de, olayımızda böyle bir değişiklik şöyle dursun, aksine, gerek 23.12.1971 tarihli makbuzla ve gerekse poliçe genel şartlarının 7/4. maddesinde ödenen primin iade edilmeyeceği açıkça belirtilmek suretiyle yasa hükmü temiyiz edilmiştir.
Şu halde, mahkeme tarafından davanın reddi yolunda tesis hüküm bu nedenlerle isabetli olduğundan onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 12.9.1979 tarihinde oybirliği ile karar verildi.