 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1979/286
K: 1979/777
T: 20.02.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 22.9.1978 tarih ve 158/458 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin 14.10.1974 günlü trafik ruhsatnamesi ile mülkiyeti muhafazalı olarak maliki bulunduğu vasıtayı davalıya kasko poliçesi uyarınca sigorta ettirdiğini, sigorta süresi içinde meydana gelen trafik kazası sonucu vasıtada hasar meydana geldiğini, ihtara rağmen davalının ödemediğini ve aracın sahibinin değiştiği iddia edildiğini, iktisaden yararlanan müvekkilinin zararını isteyebileceğini iddia ederek toplam 21.153.44 liranın % 10 faizle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 06 DF 245 plakalı vasıtanın Rıza ismindeki şahıs adına sigortalı olduğunu, davacının ilgisi olmadığını, satış ile sigorta sözleşmesi kendiliğinden münfesih hale geldiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre sigortayı davacının değil Rıza'nın yaptığı ve sözleşmenin 8. maddesi uyarınca vasıtanın davacıya satışının davalı sigortalıya bildirilmediği ve sözleşme münfesih hale gelmekle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1 - TTK. nun 1303. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için aracın mukavele müddeti içerisinde el değiştirmiş olması lazımdır. Oysa araç trafik kaydına göre 18 Ekim 1974 tarihinde davacıya satılmış olup, iddianın dayanağını teşkil eden sigorta mukavelesi ise satış akdinden çok sonra 2.1.1976 tarihinde akdedilmiştir. Bu duruma göre olaya, anılan yasa hükmünün ve dolayısiyle poliçe genel şartlarının mülkiyet değişikliğine ilişkin 8. maddesinin uygulanması mümkün değildir.
2 - Davacı vekili, söz konusu aracın, sigorta ettiren Rıza tarafından mülkiyeti muhafaza kaydiyle davacıya satıldığını iddia etmiş ve mahkemece de böyle ir satışın yapıldığı hususu karar yerinde kabul edilmiştir.
Öte yandan poliçede, sigorta ettirenin Rıza olduğu yazılıdır.
Sabit olan ve kesinleşen bu duruma göre Rıza, satışta mülkiyeti kendi uhdesinde muhafaza eden kimse sıfatiyle araç üzerindeki menfaatini sigorta ettirmiştir. Davacı ise sigorta edilen araçtan iktisaden yararlanan kimsedir. Bu nedenle, yapılan sigorta akdi geçerli olup, davacının intifa hakkı sahibi olarak TTK. nun 1269. maddesi hükmü uyarınca bu sigortadan yararlanmaya ve dolayısiyle sigortacı aleyhine dava açmaya hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.400 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.2.1979 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.