 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1979/2273
K: 1979/2968
T: 05.06.1979
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı C. C. K.'na ait taşınmazı satın almak için komisyoncu davalıya tapu hariç ve masrafları için kapora karşılığında 1.8.1977 günlü (75.000) liralık çeki verdiğini, sonradan taşınmaz satın alınmadığını, çek geri istenmesine rağmen geri verilmediğini ve icra takibine geçirildiğinden karşılıksız çekin ve icra takibinin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının satıcılara ödemek üzere çek verdiğini çek bedeli bankadan alınarak satıcılara ödendiğini, sonradan İş Bankası tarafından hesabın müsait olmadığından söz edilerek çek bedeli müvekkilinden alındığını, dolayısıyle müvekkilinin zarara uğradığını, davacının talimatının yasaya aykırı olduğu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre (75.000) liralık çek, tapu harcı ve kapora karşılığı alındığı ve bu amaçla ödemeler yapıldığını davalı isbat edemediğinden çek ve icra takibinin iptaline karar vermiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı, davacıdan taşınmaz mal satın alınmasının kaporası ve masrafları karşılığı 75.000 liralık çek almış bankadan tahsil etmiş, fakat sonradan davacının satış ve çekten cayması sonucu banka çek bedelini davalıdan geri almıştır. Bunun üzerine davalı çek'e dayanarak davacı aleyhine takip yapmış çek keşidecisi olan davacı da işbu davayı açarak çekin ve takibin iptalini istemiştir. Dava hukuki niteliği itibariyle çekle borçlu bulunmadığının tesbiti, diğer deyimle bir menfi tesbit davasıdır.
Gerçekten davalının davacıdan 75.000 liralık çeki tapu masrafları ve kapora giderleri karşılığı olarak aldığı 1.8.1977 günlü makbuz içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalının çek bedelinin tamamının satıcıya kapora olarak verildiği yolundaki savunmaları belge karşısında geçersizdir.
Diğer yandan davalı, 20.7.1977 günlü olup davacıya hitaben yazdığı yazısında 100.000 lira istemiş, bunun 50.000 lirasını kapora olarak satıcıya vereceğini, 50.000 liranın da masraflar karşılığı olacağını belirtmiştir. Bu belgedeki önemli bir beyan da davalının kendi teminatı altında satıcılara 50.000 lira kapora vereceğini açıklamış olmasıdır. Bu açıklama içinde, satıştan vazgeçilmesi halinde kaporanın kendi tarafından davacıya ödeneceği taahhüdü mündemiçtir. Bu durumda kaporanın iadesi veya kaporadan bir borcu olmadığı yönünden davalıya husumet teveccüh eder. Bundan başka bilindiği üzere kapora pey akçesidir ve Borçlar Kanununun 156/1 nci maddesi hükmü gereğince akitten dönülmesi halinde pey akçesinin iadesi gerekir.
Davalı çek'le 32.000 lira ve makbuz karşılığı olarak da 35.000 lirayı kapora olarak satıcı C. Ç.'a ödediğini savunmuştur. Gerçekten İş Bankası Çatalça şubesinden gelen 28.3.1978 günlü tezkere cevabında, davalının dava konusu çek bedelini tahsil ettiği 1.8.1977 günlü kapora olarak 35.000 lira alındığına dair bir belgede ibraz etmiştir. Ancak davalı çek'i kendi hesabından ödediği gibi 35.000 liralık makbuzda da davacı adına hareket ettiğine dair bir kayıt yoktur. Diğer bir deyimle, davalı, davacı adına hareket ederek kapora verdiğini belgede belirtmemiştir. Akit yaperken mümessil, sıfatını bildirmediği takdirde aktin alacak ve borçları kendisine ait olur (BK. 32/2). Bu durumda ve C. Ç'a verilen çek ve onun tarafından verilen makbuza dayanarak davacının esasen adı geçen C.'a karşı dava açarak kaporanın iadesini istemesi olanağı mevcut değildir. Bu iadeyi ancak davalı isteyebilir.
Bundan başka, davalının kabulüne göre dahi, davalı 3 ncü kişiye 67.000 lira vermiştir. Taşınmazın satışı yapılmadığına göre bir gider söz konusu olmadığı cihetle yedinde davacının borçlu olmadığı 8000 liranın mevcut bulunması gerekir.
Özetlemek gerekirse davalının kaporanın iadesini şahsen garanti etmiş olmasına, C. Ç. isimli 3. kişiden kaporayı ancak kendisinin talep etme olanağı bulunmamasına göre, hükmün onanması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddiile hükmün onanmasına, 3000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1665 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına 5.6.1979 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.