Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1979/1882
K: 1979/3487
T: 02.07.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara As.3. Ticaret Mahkemesince verilen 4.11.1978 tarih ve 130/545 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar avukatı tarafından istenmiş olmakta duruşma için tayin edilen 22.5.1979 gününde davacılar avukatı Arslan Ataman ile davalı avukatları Erdoğan Tuncer Ve Teoman Evren gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı şirketin, yönetim kurulu başkan ve üyeleri olan müvekkillerinin ve kendisinin 31.3.1978 günlü genel kurul toplantısında, önceden tasarlanarak, fiili durum yaratılarak kötü niyetle ve ölüm tehdidi ile toplantıdan ve yapıldığı binadan dışarı atıldıklarını, toplantının gündeminde (seçim) bulunmamasına rağmen, kendilerinin azil edilerek yenilerinin seçildiğini, dava dışı Hazine'nin sahip olduğu 955 paydan, oy hakkına ait tehditlerin kaldırılması amacı ile bazı kuruluşlara 100'er pay verildiğini, bu kuruluşların genel kurula Türk Ticaret Kanununun 360, 416, 417. maddeler ile ana sözleşmenin 22. maddesine aykırı şekilde katıldıklarını, devir aldıkları hisse senetlerinin ciro ve devrinin yapılmadığını ve şirket kayıtlarına işlenmediğini, toplantıya katılan 4 hükümet komiserinin yasal görevleri dışına çıkarak yeniden hazurun cetveli düzenledikleri, bu kuruluşların pay sahipleri olduğuna ilişkin karar verdiklerini, yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin gazeteci olmaları nedeni ile davalı şirkette TTK.nun 335. maddesine göre görev yapamayacaklarını, belirterek yasaya aykırı ve batıl olan genel kurul toplantısında tutulan tutanaklarının iptaline, eski yönetimin yasallığının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava vekili savunmasında, davalılardan Arslan Ataman dışındakilerin muhalefetlerini zapta geçirmediklerini bu davacının ise ortaklık sıfatının tartışmalı bulunduğunu şirketin önceden 1977 yılı olağan genel kurul toplantısının yapılacağı 17.2.1978 günü ilan edildiğini, en büyük pay sahibi hazinenin dava açması üzerine yeniden gün tesbiti ile gündeme seçim eklendiğini, en son yeniden gündem düzeltilerek toplantının 31.3.1978 gününe ertelendiğini bu işlemleri davacıların yaptığını, tehdit ve zor kullanma iddialarının doğru olmadığını, davacıların iyi niyetli bulundukları sonra yazılı, paylarının tevdi zorunluluğu bulunduğunu, oy haklarının sınırlandırılmadığını, hazinenin bütçe yasası gereğince (100)'er payını emekli sandığı, ziraat ve turizm bankalarına devrettiğini,toplantının ve alınan kararların yasa ve tüzüğe uygun olduğunu, davacılar vekilinin halen şirketin avukatı olması nedeniyle, aleyhine dava açamayacağını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve belgelere göre, davacılardan Mithat, Samet ve Fatma'nın oturumu terkettikleri ve muhalefetlerini zapta yazdırmadıklarını, Hazımı toplantıya katılmadığı dava hakları bulunmadığı gibi, ayrıca fili durum yaratmaya ve tehdit iddialarının yerinde olmadığı 31.3.1978 günlü genel kurul toplantısının 23.3.1978 günü yapılması kararlaştırılan toplantının devamı olduğu ilk gündemde seçim maddesinin ilan edildiği ikinci ilanda olmamasının sonucu etkilemeyeceği gibi ilanları davacılar yaptığından iyi niyetle de bağdaşmadığı, sözü edilen üç kuruluşa hazine tarafından pay devrinin bütçe kanunu ile yapıldığı, toplantının yapılmasında ve alınan kararlarda bir usulsüzlük ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine çoğunluk karar vermiştir.
Hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıdaki nedenlerden dolayı hükmün onanması gerekmiştir.
1- Kural olarak TTK.nun 369/son maddesi gereğince, (Gündemde gösterilmeyen hususlar genel kurulda müzakere olunamaz). Davacılar, yönetim kurulu üyesi bulundukları sırada 1978 olağan genel kurul toplantısı için 17.2.1978 günlü T.Ticaret Sicil gazetesinde gerekli ilanı vererek toplantının 23.3.1978 gününde yapılacak genel kurul toplantısı gündemi değiştirilmiş ve arada seçilen iki yönetim kurulu üyesinin seçiminin onaylanması ile yönetim kurulu üyelerinin seçimi maddesini gündemini iptal ve toplantıyı 31.2.1978 gününe talik etmişler ve 31.3.1978 gününde yapılacak toplantı gündeminden bu kez yönetim kurulu üyeliğinin seçimi maddesi çıkarılmıştır.
31.31978 günlü genel kurul toplantısında ise (Maliye Bakanlığı) temsilcisi yönetim kurulu üyelerinin azlini teklif etmesi, bu teklif oya konularak, paydaşlardan Arslan Atamanın karşı oyuyla, kabul edilmiştir. Bu durum üzerine, boşalan yönetim kurulu üyeliklerine yeni üyeler seçilmesi teklif edilmiş ve isimler önerilmiştir. Paydaşlardan Arslan Ataman, yönetim kurulu üyeliğine teklif edilen kişilerden hiçbirisinin paydaş olmadığını, bu nedenle yönetim kuruluna seçilemeyeceğini bildirmiş, ancak genel kurulca yeni yönetim kurulu seçilmiştir.
a)- TTK.nun 316. maddesi hükmüne göre, yönetim kurulu üyeleri, ana sözleşme ile atanmış olsalar bile, genel kurul kararıyla her zaman azlonulabilirler. Öğreti ve yabancı uygulamada da bu yön kabul edilmektedir. (F.de Steiger, Le Droit des societes Anonymes en Suisse, 1973, sh.246; Dr. Halil Arslanlı, Anonim Şirketleri II-III. Anonim şirketlerin organizasyonu ve tahviller, 1960, sh.203; Prof.M.Hamel Cours de Droit Çommercial, 1950-1951, sh.441; Prof, Jean Escarra, Çours de Droit Çommercial, 1952 sh. 487, 552). Kanun metni, yönetim kurulu üyelerinin her zaman azledilebileceklerini kabul ettiğine göre, azil hususunun gündemde bulunmasına da gerek yoktur, yani gündemde bulunması dahi genel kurul yönetim kurulu üyelerini her an azledilebilir. (Arslanlı, age, sh.23)
b)- Yönetim kurulu, üyelerinin azledildiği genel kurulda yeni yönetim kurul üyelerinin seçilmesi olanak dahilinde midir? Bilindiği üzere, TTK.nun 435. maddesi gereğince, şirket organlarından birinin, bu arada yönetim kurulunun, mevcut olmaması halinde, şirketin feshi istenebilir. Şirketten kendini böyle bir riske atması istenemez ve beklenemez. Diğer yandan şirket organsız bırakılmamalıdır. Bir an önce organ eksikliği giderilmelidir. Binnetice, şirket genel kurulunun, yönetim kurulunu azlinden sonra ilk işi bu organ eksikliğini gidererek yeni yönetim kurulunu seçmektir. Bunun azlin gerçekleştiği genel kurul toplantısı sırasında yapılmasına yasal bir engel yoktur (Arslanlı, age, sh. 23 ve Arslanlı'ya atfen Vivante ve Çamoğlu'da aynı görüştedir.) .
c)- Davalı şirket ana sözleşmesi ve TTK.nun hükümleri gereğince anonim şirket yönetim kurulu pay sahibi ortaklardan teşekkül eder (Ana sözleşme md. 1 TTK.md. 313/2). Ancak TTK.nun 312/2. maddesine göre, paydaş olmayan kimsenin yönetim kuruluna seçilmesine bir engel yoktur. Ne varki, paydaş olmayan yönetim kurulu üyeleri ancak paydaşlık sıfatını kazandıktan sonra göreve başlıyabilirler. Bu durumda, paydaş olmayan kimselerin yönetim kuruluna seçilmelerinde de yasaya aykırı bir yön mevcut değildir.
2) Şirketin 31.3.1978 günlü genel kurul toplantısında her paya bir oy kullandırılması hususuna gelince; Gerçekten A.Ajansı ana sözleşmesinin 20. maddesi hükmüne göre, her 10 hisse bir oy kullanacak ve pay adedi ne olursa olsun hiç bir paydaş 10 oydan fazla oy kullanamayacaktır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile 6763 sayılı T.T.K.nunun Meriyet ve Tatbik Şekli hakkındaki Kanun hükümleri karşısında ana sözleşmenin anılan maddesinin geçerliliğini koruyup korumadığı söz konusudur. Bu hususun çözümlenmesine, 6.7.1960 tarihinde yürürlüğe giren 7 sayılı Kanun (Resmi gazete 6.7. 1960 gün ve 10544 sayı) hükümlerinin de gözönünde tutulması gerekmektedir. Bu kanunun birinci maddesi hükmü gereğince davalı Anadolu ajansı TAŞ, 6762 sayılı T.Ticaret Kanununun Anonim Şirketlerine ait intibak hükümleriyle 272. maddesi hükmünden istisna edilmiştir.
a)- Bir kere 7 sayılı yasa 6762 sayılı T.Ticaret Kanunundan bahsetmemektedir. Binnetice 6763 Sayılı Kanunun 3. maddesi gereğince, muhtevası tarafların iradeleri nazara alınmaksızın kanun tarafından tanzim edilen hukuki münasebetle yeni kanunun (TTK.nun) meriyetinden önce vücut bulmuş olsalar bile kanunun meriyetiyle birlikte yeni kanuna tabi olurlar.
c)- 6762 sayılı kanunun 19 ve 20. maddeleri birlikte mütalaa edildikte, TTK.nun amir hükümlerine uyulmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. Anılan Yasanın 20. maddesi, şirket ana sözleşmelerinin şeklen yeni Ticaret Kanununa uydurulması için 2 yıllık bir süre tanınmıştır. Ancak bu süre, ana sözleşmenin sadece şeklen yeni Ticaret Kanunu hükümlerine uydurulması ve tescili için süredir. Bu süre yeni Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bir süre değildir. TTK.nun amir hükümleri, yasa yürürlüğe girer girmez, 6763 sayılı yasanın 1/3 ve 3. maddeleri hükümleri gereğince, derhal uygulanmalıdır.
d)- O halde 7 sayılı yasa hükmünün, sadece 6763 sayılı kanununun 20. maddesindeki 2 yıllık sürede ana sözleşmelerini TTK.nun hükümlerine şeklen uydurulmayan şirketin münfesih olacağı hükmünden Anadolu ajansını istisna ettiği, biçiminde yorumlanması gerekmektedir.
e)- Bu durumun sonucu olarak, TTK.nun 373. maddesindeki emredici hüküm nedeniyle 31.3.1978 gününde yapılan genel kurul toplantısında, her pay senedi sahibinin bir oy kullanması gerekmektedir. Gerçekten de öyle kullanılmıştır. O halde, yukardaki açıklamalar karşısında, her pay sahibine bir oy kullandırılmasında yasaya aykırı bir yön yoktur.
3- Kimlerin genel kurula kabul edileceği ne oranda oy kullanacağı ve oy kullanma yetkileri hususunda, TTK.nun 475. maddesi gereğince, ancak yönetim kurulunun yetkili olduğu iddiasına gelince, paydaşların ne oranda oy kullanacakları yukardaki bentte açıklanmıştır. TTK.nun 375/1. maddesi yönetim kurulunun konularda karar organı olduğunu değil, ancak gerekli tedbirleri alacağını belirtmiştir. Filhakika bu konuda Bakanlık Komiserlerinin de uyuşmazlığı bir sonuca bağlanmak yetkileri yoktur. Komiserlerin yetkisi TTK.nun 378. maddesinden yollamasıyla aynı kanunun 297. maddesinde ve Ticaret Bakanlığı komiserleri hakkındaki yönetmeliğin (Resmi Gazete 2 Mart 1975 gün ve 15105 sayılı) 7,8 ve 9. maddelerinde gösterilmiştir. Aslında, yukarıda açıklanan bu konularda yegane karar organı genel kuruldur. (F.de steiger, age, sh.207; Arslanlı, age, sh.31)
a)- Olayda, genel kurul, davacıların genel kurula iştirake ve oy kullanmaya hakkı bulunmadığını iddia ettikleri kişilerin bu yönde davranmalarını benimsediğine göre bu konuda genel kurul karar vermiş olmakta ve bu davranışta şekil hukuku yönünden bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
b) Davalı A.Ajansı paydaşlarından Maliye Bakanlığı sahip bulunduğu paylardan 100'er adedini T.C. Emekli Sandığına, Ziraat Bankasına ve Turizm Bankasına devretmiş ve keyfiyeti 24.3.1978 günlü yazısı ile A.Ajansı genel müdürlüğüne bildirmiştir. Bu 100'er payı devralan kuruluşlar yine 24.3.1978 günlü yazılarla A.A.Genel Müdürlüğüne başvurarak 31.3.1978 günlü genel kurula iştirak edecek temsilcilerini de bildirmek suretiyle toplantıya giriş kartı istemişler ancak şirket genel müdürü ortaklık pay defterinde paydaş görünmediklerinden bahisle bu arzularını yerine getirmemiştir. (Örneğin genel müdürün Turizm Bankasına yazdığı 31.3.1978 günlü yazı) devreden bakanlık ve devralan kuruluşlar temsilcileri ayrıca bizzat 24.3.1978 gününde genel müdüre müracaat ederek pay defterine kaydedilmelerini ve giriş kartı verilmesini istemişler, genel müdür işlemin usulsüz olduğundan bahisle istekleri reddetmiş, bu konuda belge düzenlemeyi de reddetmiş, bunun üzerine devreden ve devralan kuruluşlar temsilcileri kendi aralarında 24.3.1978 günlü tutanağı tutmuşlardır.
Davacılar da A.A. ana sözleşmesinin 5. maddesi son cümlesindeki "şirketin hisse senetlerinin devir ve ferağı yönetim kurulu kararıyla icra olunur" hükmüne dayanarak pay devrinin tekemmül etmediği bu kuruluşların bu nedenle paydaş olmadıkları ve genel kurula usulsüz iştirak ettiklerini iddia etmektedirler.
TTK'nun 418/1. maddesi hükmüne göre şirket devir keyfiyetini ana sözleşmede gösterilen sebeplerden dolayı pay defterine kayıttan imtina edebilir. Yine aynı maddenin 2. fıkrası gereğince sebep gösterilmeksizin dahi kayıttan imtina olunabileceği şartının ana sözleşmeye konulması caizdir. Oysa davalı A.A. A.İŞ ana sözleşmesinde TTK 418/1 ve 2.maddesinde sözü edilen bu hükümler mevcut değildir. O halde kural olarak şirketin pay devrini pay defterine kaydetmesi gerekmektedir. Ana sözleşmenin 5. maddesindeki hüküm, yönetim kuruluna devri pay defterine kaydetmeyi sebep göstererek veya göstermeksizin, red yetkisini tanımamaktadır. Devir hususu yönetim kurulunun onayına da bağlı değildir. Ana sözleşmenin anılan hükmü sadece devir işleminin pay defterine işlenmesinin yönetim kurulunun kararıyla olacağını, yani bu işlemi yönetim kurulunun yapacağını göstermektedir. Hatta bu hüküm, yönetim kurulunun onay ve red yetkisi bulunmadığına göre yönetim kurulunu bu işlemi yapmaya zorlayan bir hükümdür. O halde davacılardan oluşan yönetim kurulunun, uygulanma olanağı olmadığı yukarıda 2. bentte açıklanan şirket ana sözleşmesinin 20. maddesindeki hükümden (her paydaşın en fazla 10 ay kullanabileceği hükmünden) yararlanarak devralan kuruluşların oy kullanmalarının engellemek amacıyla hareket ettikleri de gözönüne alınarak (m.k.2 deki iyi niyet kurallarına aykırı davranış) adı geçen kuruluşların şirket iç ilişkisinden paydaş olduklarının ve bu nedenle genel kurula iştiraklerini de yasaya aykırı bir durum bulunmadığının kabulu gerekir.
c) Miras yoluyla paydaş olanlar için ise yukarıda (b) bendindeki gerekçelerden başka TTK 418/4. maddesindeki "hisse senetleri mirasa ait hükümler yoluyla iktisap edilmiş ise kayıttan imtina olunamaz" hüküm gereğince de bunların genel kurul toplantısına iştiraklerinde bir usulsüzlük mevcut değildir.
4- Davacıların TTK'nun 361. maddesindeki rey hakkına mütedair tahditlerden birini tesirsiz bırakmak maksadıyla pay senetlerinin genel kurulda oy hakkını kullanmak üzere başkasına verilmesi caiz değildir hükmüne dayanarak Maliye Bakanlığının pay devrinin bu maddeye aykırı olduğu iddiasına gelince, evvela bu maddenin olayda uygulama olanağı mevcut değildir. Maddede "verilmeden" bahsedilmektedir (Bak.TTK 360/1). Devri söz konusu edilmemektedir. Saniyen bir an için bu maddeye aykırı olduğu kabul edilse dahi, yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle her pay bir oy hakkı vereceğine ve Maliye Bakanlığının devrettiği 300 paya karşı 300 oy daha kullanması gerekeceğine göre sonuca etkili olmayacaktır (TTK 361/3 son cümle). Bu bakımdan da genel kurul kararının iptaline gerek yoktur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların bütün temyiz itirazlarının reddiyle temyiz olunan hükmün ONANMASINA, davalı vekilleri için tayin olunan 3000 lira duruşma vekillik ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine 2.7.1979 tarihinde bir oya karşı çoğunlukla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
1- TTK'nun 364ve 369. maddelerinde yer alan emredici hükümlere göre, bir anonim ortaklık genel kurulu, ancak gündemde gösterilen hususları görüşüp karara bağlayabilirler. Gündemde olmayan konular hakkında karar verildiği taktirde göndüme bağlılık ilkesi ihlal edilmiş olur.
Hiç şüphesiz her kuralın olduğu gibi bu kuralın da bazı istisnaları vardır. Örneğin, belli hususların tetkik ve teftişi için lüzumu halinde gene kurul, özel denetçi seçilmesine karar verebilir. (TTK md. 348) Yine genel kurul çoğunluğun veya ortaklık sermayesinin onda birine sahip olan azlığın isteği üzerine bilançonun görüşülmesini bir ay sonraya bırakabilirler. (TTK md. 377).
Ne varki idare meclisi üyelerinin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi gibi konuları, istisna edilen hususlar arasına sokmak mümkün değildir.
Çünkü Yargıtayın kökleşmiş içtihatlarına göre azil nedeniyle de olsa organların seçiminin yapılabilmesi için behemehal gündemde sarahat olması gerekmektedir.
Örneğin, Yargıtay Ticaret Dairesi 29.2.1964 gün ve 5577/687 sayılı bir kararında; "1- Tashih isteyen davacılar, davalı Garanti Bankası Anonim Şirketinin 19.3.1960 günlü adi umumi heyet toplantısının gündemi dışında müddeti biten 3 idare heyeti üyelerinden başkalarının da iztifa ettiklerinin kabulü ile yapılmış olan seçimin iptalini istemişlerdir. TTK'nun 364. maddesinde toplanacak umumi heyetlerin müzakere konularının gündemde gösterilmeyen hususların müzakere edilemeyeceği açık ve kesin olarak belirtilmiştir.
2- Cumhuriyet Gazetesinin 19.2.1960 gününde yayınlanan nüshasında davalı Anonim Şirketinin 19.3.1960 tarihine rastlayan Cumartesi günü yapılacak Umumi heyet toplantısının ruznamesinin 4. maddesinde müddetleri biten idare meclisi azasının yerlerine yeniden intihap yapılacağı ilan edilmiştir. Bu durumda umumi heyetçe ancak ruznamenin 4. maddesi uyarınca müddetleri biten idare meclisi azalarının yerlerine yenileri seçilebilir.
3- Umumi heyetçe idare meclisi üyelerinin azli veya üyelerin istifaları vukubulduğu taktirde bunların yerlerine yenilerinin seçilmesi tabii ise de, bu seçim için yeniden gündem yapılması ve gündemin usulü dairesinde ve müddetinde ilan edilmiş olması gerekir. Gündemde bulunmaksızın bir emrivaki ile yeniden seçim yapılması kanunun amir hükmüne aykırıdır..." şeklindeki gerekçe ile karar düzeltme isteğinin kabul ederek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar vermiştir.
Mahkeme evvelki hükümde ısrar etmiş ise de, ısrar kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.3.1967 tarih ve 966/T-400 esas, 154 karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamında yer alan gerekçe ise aynen şöyledir: "Mahkemece, genel kurul toplantısının ve alınan kararların kanun ve statü hükümlerine uygun olduğu bazı istisnai hallerde ve misal olarak Ticaret Kanununun 316. maddesine göre gündemde bulunmasa bile genel kurulun, idare kurulunu azletmek yetkisi bulunduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, işbu karar Yargıtay Özel Dairesince: (Ticaret Kanununun 364 ve 369. maddeleri karşısında, gündemde bulunmaksızın bir emri vaki ile yeniden seçim yapılmasının kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğu) gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemece bu bozmaya karşı eski kararda direnilmiştir.
Gazetelerde ilan edilmiş olan 19 Mart 1960 günlü genel kurul toplantısına ait gündemin 4. maddesinde: (Esas mukavelenamenin 19. maddesi mucibince, müddetleri biten idare meclisi azalarının yerlerine yeniden intihap yapılacağı, açıklanmıştır. Bütün idare kurulu üyelerinin yeniden seçileceklerine dair gündemde bir kayıt yoktur. İdare kurulu üyelerinden yalnız üçünün süresi bitmiştir. Genel Kurul toplantısına ait tutanağın 2. sayfasında: (Ruznamenin 4. maddesini teşkil eden, idare meclisi azalarından müddeti bitenlerin seçimine geçildi. Reis söz alarak: Yenilenmesi icabeden şahısların Adnan Taylan, Tarık H. Koyutürk ve Atıf Tektaş olduğunu, ancak 14 senedenberi devam eden mesai dolayısıyla umumi heyetin itimatlarını tekrar izhar etmelerine imkan vermek üzere bütün azaların seçiminin yenilenmesine taraftar olduğunu ve bu sebepten şahsen istifa ettiğini ve kendisine bütün arkadaşlar iltihak ederse mesele kalmayacağını, aksi taktirde umumi heyet Ticaret Kanunu hükümlerine göre her zaman idare meclisini azil suretiyle değiştirebileceğinden bu ciheti yani seçimin toptanm yenilenmesini teklif etti. azadan Ziya Yörük ve Hikmet Birant aynı mülahazalarla intifa ettiler) denilmektedir. Tutanağın 3. sayfasındaki açıklamaya göre de, idare meclisinin seçiminin yenilenmesine dair başkanın teklifinin oya konularak, oyçokluğu ile yeni bir idare kurulunun seçildiği ve bu seçim sonunda yalnız davacıların seçil eyere/, idare kurulu dışında kaldıkları görülmüştür. Mümeyyiz davacılardan biri muhalefet şerhini ve itirazını genel kurul toplantı tutanağının altına yazmıştır.
Davanın konusu, 19 Mart 1960 günlü genel kurul toplantısının, yeniden yapılmış olan idare kurulu seçiminin kanuna ve statüye aykırı olup olmadığı yönünde toplanmaktadır. Sözü geçen toplantıya ait gündemin 4. maddesinde, bütün idare kurulu üyelerinin yeniden seçilebileceklerine dair bir kayıt yoktur. Ticaret Kanununun 364 ve 369. maddelerindeki emredici hükümler karşısında, gündemde gösterilmeyen hususlar müzakere edilip karara bağlanamaz. Gündemde bulunmadığı halde, bütün idare kurulunun seçiminin yenilenmesi ve bu seçim sonunda davacıların idare kurulu dışında bırakılmaları kanuna aykırıdır. İdare kurulunun yelinmesi söz konusu edildiği hallerde dahi 369. maddede yazılı (gündemde gösterilmeyen hususlar müzakere olunamaz) hükmü uygulanmak lazımdır. Hukuk Genel Kurulu oy çokluğu ile bu sonuca varmış ve hükmün bu sebeple bozulması düşüncesinde bulunmuştur. Bir kısım genel kurul üyeleri bozma sonucuna iştirak etmişler ve fakat çoğunluğun kabul ettiği sebebe dayanmamışlardır. Azınlıkta kalan üyelere nazaran 8 kişiden ibaret idare üyelerinden üçü gündem icabı yenileneceğine, diğer üçü istifa etmediklerine, bu itibarla altı üye mevcut olmadığına, idare kurulu beş kişi ile toplanabileceğine binaen gündem dışı seçim yapmak zarureti bulunmamaktadır. Yalnız bu sebeple bozulması lazımdır.
Temyiz itirazlarının kabulüne, her ne sebeple olursa olsun gündem dışı idare kurulu üyelerinin yeniden seçilmesi cihetine gidelemeyeceğinden dolayı hükmün HUMK'nun 429. maddesi gereğince ONANMASINA..."
Önemine binaen yukarıya aynen aldığım hukuk genel kurulu kararı eski olmakla beraber, bugüne kadar geçen benzeri uyuşmazlıklarda emsal olarak alınmış bir karardır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk (Ticaret) Dairesinin son kararlarında da hep aynı görüşe yer verilmiş ve gerek azil, gerekse seçim konularında gündeme bağlılık ilkesine uyulması lazım geldiği hususu her seferinde tekrar edilmiştir. (Y. Tic. D. 14.3.1972 gün ve m038/1219 sayılı, 2.12.1977 gün ve 4749/5307 sayılı kararları).
2- Kanımca, anonim ortaklıklara ilişkin hükümlerin, çoğunluk görüşü istikametinde yorumlanmasına olanak yoktur. Şayet böyle bir yoruma gidilebilmiş olsaydı, TTK'nuna nazaran daha yeni olan 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda, 98. madde ile anonim şirket hükümlerine yollama yapılmakla yenitilir, ayrıca 46. maddede yer alan "... yönetim kurulu üyeleriyle denetçilerin azli... müstesna olmak üzere gündemde yazılı olmayan hususlar görüşülemez." şeklindeki ayrıcalı hükmün konulmasına gerek görülmezdi.
Demek oluyor ki, yasa koyucu, anonim şirket organlarının azline dair TTK'nun 316. maddesi ile gündeme ilişkin 364 ve 369. maddelerini yeterli bulmamış ve bu nedenle kooperatif genel kurulunun gündemle bağlı olmaksızın azil yetkisini kullanmasını bağlamak için böylesine özel bir hükme ihtiyaç duymuştur.
Anonim ortaklığın organsız kalacağı endişesi ile genel kurulun gündemsiz seçim yapabileceği yolundaki çoğunluk görüşüne de katılmıyorum. Çünkü, bu endişe, genel kurulun gündeme bağlı olmaksızın idare meclisini azledebileceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Oysa genel kurula gündemsiz azil yetkisi tanınmayacak olursa, gündem dışı seçim yapma zorunluluğu kalmamış ve dolayısıyla organsız kalma olasılığı da kalkmış olacaktır.
Asıl tehlike, genel kurulların azil yetkilerini emrivaki şeklinde kullanmalarından doğmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalara göre davacılardan Arslan Atamanın davasını kabulü lazım geleceğinden, hükmün bu nedenle bozulması reyinde olarak çoğunluk kararına karşıyım.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Kiracımız eşiyle boşandığını bildirmeden 2.5 yıl konutu ortak kullanmışlar. 
  • 22.06.2024 16:02
  • Asansör yıllık kontrolü kime ait? 
  • 19.06.2024 15:40
  • [Miras Payları] Payımın eksik verilmek istenmesi 
  • 18.06.2024 16:54
  • görev tahsisli lojman nakil 
  • 18.06.2024 08:26
  • [Miras tasarrufun iptali davaları] Anneye devredilen malın satışını engelleme 
  • 15.06.2024 20:15


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini