Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1979/1512
K: 1979/1798
T: 05.04.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 29.12.1978 tarih ve 386/677 sayılı hükmün tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirketin 15.2.1972 günlü yazılı başvurusu ile, müvekkili firmaya deri bayan mantosu satmayı teklif ettiğini, örneklerinin beğenilmesi üzerine 7.3.1972 günlü sipariş formu ile 1200 adet manto ısmarlandığını, davalının da 20.3.1972 ve 28.3.1972 günü yazıları ile siparişi ve satın alma şartlarını teyit ettiğinden, mal bedeli 102.000 DM.'ın akreditif yolu ile davalıya gönderildiğini, malların 18.7.1972 gününde teslim alındığını, ancak gönderilen örneklerin model ve renk yönünden uygun olmadığının anlaşıldığının durumun 1.8.1972 günü teleksle davalıya bildirildiğini, varılan uzlaşma sonucu ayıplı malların müvekkili tarafından, davalı adına satılmasının kararlaştırıldığını ve 20.400 DM.'a satıldığını bakiye 81.600 DM.'ın iade olunmadığını, taraflarca uyuşmazlıklarda Alman Yasalarının uygulanmasının kabullendiğini belirterek Türk Lirası karşılığı 428.400 liranın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında, davacı firmanın ikametgahının yurtdışında olduğundan teminat göstermesi gerektiğini iptadai itiraz olarak ileri sürmüş bu itirazının reddinden sonra, uyuşmazlığın çözümünde Alman Hukukunun uygulanma olanağı bulunmadığını, sipariş formunda da müvekkilinin imzasının olmadığını, malların ayıplı numuneye uygun teslim edildiğini, süresinde muayene ettirilmediğini ve ihbar yapılmadığını, müvekkili şirketin, kendi adına satma isteğinde bulunmadığını, isteğin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve belgelere göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık kamu düzenini ilgilendirmemekle beraber (zamanaşımı def'inde bulunmak davalı tarafın ihtiyarında bir husustur. Mahkemenin bulunduğu yer kanunun (lex fori) tayin ettiği azami zamanaşımı süresi amir bir hükümdür. Ve bu nedenle (lex forinin) gösterdiği zamanaşımı süresniden daha fazla bir süre tesbit eden yabancı kanunun (Osman Berki age, Sh. 200). (Lex fori) olan TTK.nun 24/4. maddesi gereğince davanın 6 aylık zamanaşımına tabii bulunduğu kabul edilerek zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Devletler Hususi Hukukundaki (irade muhtariyeti ilkesi) Türk Hukukunca da kural olarak benimsenmiştir. Bu ilkeye göre taraflar, aralarındaki ilişkiye bir yabancı hukukun uygulanmasını kararlaştırabilirler.
Mahkemece, ilk etapta, taraflar arasında bu konuda açık bir anlaşma olması lazım geldiğini, oysa olayda, davalının yolladığı teyid mektubunda Alman mevzuatının uygulanmasının kabul edildiğine dair hiçbir kayıt bulanmadığını kabul etmiştir. Bir kere bu kabulün zımmi olabileceğini belirten müellifler vardır (M. Reşit Sevig-Vedat R. Sevig. Devletler Hususi, Hukuku, 1962, Sh. 560). Diğer yandan (00998, 251 sayılı davacının 7.3.1972 günlü sipariş mektubunun da ön sahifede sözü edilen şartlarının mevcut olmadığı hakkında hiçbir ihtirazı kayıt ileri sürmediği gibi bir imada dahi bulunmamıştır. Dava sırasında ileri sürüldüğü veçhile şartların mevcut olmadığını açıkca beyan etmişler, ancak sipariş mektubu ile satış şartnamesinde imzaları olmadığını savunmuşlardır. Gaipler arasında sözleşme yapılması mümkün olduğuna göre davacının sipariş mektubunda davalının imzasının bulunmaması doğaldır. Fakat, ancak mahkemenin 4.11.1978 günlü oturumda, hatırlatılacak nitelikte soru sorması üzerine, davalı vekili 14.4.1978 günlü oturumda, sipariş mektubunu bulamadıklarını ve müvekkilinin ifadesine göre sipariş mektubunun arkasında maktu bir kısım bulunmadığını, beyan etmiştir. Davalının bu konuda bir inkarı olmadığı halde, mahkemenin onu inkara sevkedecek, bir konuyu hatırlatacak biçimde davalı tarafa soru yöneltmesi HUMK.nun 75/1. maddesi hükmüne aykırıdır ve yasanın, bu hükmüne aykırı olarak alınan bu beyana davalı ve mahkemenin dayanmaları olanaksızdır. Nitekim mahkeme de bu beyana açıkça istinat etmemiştir.
Açıklanan bu durum karşısında, taraflar arasında BK.nun 5 ve 10. maddelerine uygun olarak, sipariş mektubunun arkasındaki şartlar da dahil olduğu, halde, yazışma suretiyle, bir sözleşme yapıldığının ve bu sözleşme gereğince aralarındaki ilişkiye Alman Hukukunun uygulanması gerektiğinin kabulü gerekmektedir.
Ancak Alman (yabancı) Hukuku ne ölçüde uygulanacaktır.Davanın görüldüğü mahkemenin bulunduğu memleketin kamu düzenine ve imar hükümlerine aykırı yabancı hukukun uygulanamayacağı genellikle kabul edilmektedir. Diğer bir deyimle Devletler Hususi Hukukundaki irade muhtariyeti ancak yorumlayıcı hükümlere uygulanabilir. Emredici hükümlere ise mahkemenin bulunduğu yer kanunu uygulanır (M. R. Sevig - V. R. Sevig. age, Sh. 562, Prof. Erdoğan Göger, Devletler Hususi Hukuku, 1075, Sh. 284, 288). Kural olarak zamanaşımının kendisine, "lex casua" yani taraflar arasındaki ilişkiyi idare eden hukuk (yabancı) uygulanır. Zamanaşımının kendisi kamu düzenini ilgilendiren nitelikte değildir (H. R. Sevig - V. R. Sevg, age, Sh. 572, 593; Prof. Osman Berki, Türk Hukukunda Kanunlar İhtilafı, 1982, Sh. 25, 198, Prof. Göger, age, Sh. 313). Ancak zamanaşımının kendisi kamu düzenini ilgilendirmemekle beraber (zamanaşımı definde bulunmak) davalı tarafın ihtiyarında olan bir husustur). Mahkemenin bulunduğu yer kanunun (lex fori) tayin ettiği azami zamanaşımı süresi amir bir hükümdür. Ve bu nedenle (lex forinin gösterdiği zamanaşımı süresinden daha fazla bir süre tesbit eden yabancı kanununun uygulanması istenemez) (M. R. Sevig - V. R. Sevig, age, Sh 572, 573). Osman Berki age. Sh. 200). (Lex fori) durumunda bulunan BK.nun 127. maddesi zamanaşımı sürelerinin yabancı bir kanuna yollama yapılmak suretiyle süreleri sözleşme ile uzatılamaz. TTK. nun 25/4. maddesi hüküm ticari satışlarda zamanaşımı süresinin azaltılabileceğini kabul etmiştir. Bu durumda varılacak sonuç, Tük Hukukunda tesbit edilmiş olan zamanaşımı sürelerinin yabancı bir kanuna yollama yapılmak suretiyle uzatılamayacağı, ancak ticari satışlarda kısaltılabileceğidir. Binnetice, yukarıdaki örnekte Alman Hukukunda daha kısa bir zamanaşımı var olsa idi bunun uygulanması olanak dahilinde olacak idi. Ancak mahkeme olayda uzatılması mümkün olmayan Türk Hukuku zamanaşımının geçtiğini kabul etmiştir. Gerçekten BK.nun 207. maddesi gereğince satılan malın ayıbından doğan davalar, ayıp daha sonra meydana çıksa bile malın alıcıya tesliminden itibaren bir yıl geçmekle sakıt olur. TTK.nnun 25/4. maddesi ile tacirler arasında bu süreyi altı aya indirmiştir. O halde olayda uygulanması gereken azami zamanaşımı süresi tesliminden itibaren 6 aydır.
Dava dilekçesinde malların 17.7.1972 tarihinden teslim alındığına iddia edildiğine ve işbu davada iki sene sonra 18.7.1974 tarihinde açıldığına göre, olayda zamanaşımı gerçekleşmiştir. İcra taktibinin kesebileceği düşünülse dahi icra takibi de bu süre geçtikten çok sonra ve 23.3.1974 tarihinde yapılmıştır. Bu nedenlerle mahkemenin davanın zamanaşımından reddine ilişkin hükmünün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerden dolayı davacının bütün temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 5.4.1979 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini