 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1979/6421
K: 1980/1544
T: 03.03.1980
DAVA : Yaşlılık aylığından fuzulen ödenen 30.280.00 liranın tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda: ilamda yazılı nedenlerle esas davadan gerçekleşen 30.280.00 liranıne davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve davalı ve karşı davacının açtığı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi üzerine işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : 1 - Davacı -Davalı Sosyal Sigortalar Kurumu'nun temyiz itirazları, hükmün lehine verilmiş olması ve bu nedenle temyizden yararı bulunmaması nedeniyle reddolunmalıdır.
2 - Davalı- Davacı (H.Ç.)'in 1.4.1950 tarihinden itibaren sigortalı olarak çalıştığı işinden 30.6.1966 tarihinde ayrıldığı, 15.1975 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurarak emekliliğini istemesi üzerine Kurumca 1.6.1975 tarihinden itibaren kendisine yaşlılık aylığı bağlandığı, diğer taraftan adı geçenin 1.10.1972 tarihinden itibaren de Bağ-Kur üyesi olarak çalıştığı sırada evvelce geçen sigortalı hizmetleri nedeniyle ve SSK.'nu anlamında yaşlılık aylığı talep etme hakkının doğması durumunda kendisine bu yolda aylık bağlanıp bağlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davalı-Davacı (H.Ç.)'in yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen prim ödeme koşulunu Bağ-Kur Yasası yürürlüğe girmeden önce tamamlanmış, yaşlılık aylığı bağlanabilmesi hususunda gerekli yaş koşulunun tamamlanabilmesini beklediği sırada Bağ-Kur sigortalı olma zorunluluğunu doğuran bir işle uğraşması nedeniyledir ki, kendi isteğine bağlı olmadan zorunlu şekilde Bağ-Kur üyeliği gerçekleşmiştir. Bu durumda; adı geçenin Bağ-Kur veya Sosyal Sigortalar Kanunlarına göre yaşlılık aylığı bağlanmasını istemesi de seçimlik hakkının bulunduğu ortadadır. Diğer yandan SSK.'na göre "Yaşlılık aylığı" hakkı doğmuş ve Bağ-Kur Yasası bakımından yaşlılık aylığı hakkının ise özel şartları henüz gerçekleşmediğinden bu aşamada doğmamıştır. Ayrıca, olayda 228 sayılı yasanın 3. maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen "Hizmetlerin birleştirilmesine" ilişkin hükümlerin uygulanma durumunun bulunmadığı da ortadadır. Bu düşüncelerin sonucu olarak da doğmuş bulunan bir hakkın kullanılmasından, doğacak bir hakkın beklenilmesi icap edeceği gerekçesiyle, davalı alıkonulamaz. Giderek yaşlılık aylığının bağlanabilmesi içina SSK.'nun 60 ve devam eden maddeleri hükümlerince" yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için sigortalılık niteliğinin kalkmış olması gereklidir. Başka bir deyişle, sigortalı işten ayrılan bir kişiye, gerekli yasal koşullar mevcut olduğunda, ancak sigortalı işten ayrıldıktan sonra aylık bağlanması söz konusudur ve anılan maddelerde öngörülen "Sigortalılık niteliğinde sadece 506 Sayılı yasa yönünden sigortalı olmak anlamının çıkarılacağı doğaldır. Nitekim; sonradan sigortalı bir işte çalışma nedeniyle yaşlılık aylığının kesilmesi hallerini düzenleyen aynı yasanın 63. maddesindeki yeni "Sigortalı" iş dairemizin oturmuş görüşü ile 506 sayılı yasa yönünden "Sigortalı" olma anlamında kabul edilmektedir, bu görüşün sonucu olarak da yaşlılık aylığı bağlanmasından sonra Bağ-Kur yasasına göre sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışmak, aylığın kesilmesini gerektiren hallerden bulunmamaktadır. Son olarak: Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan bir kişinin hayatı boyunca velevki, Bağ-kur Yasası uyarınca zorunlu şekilde sigortalı olmayı gerektiren iş olsun, herhangi bir işte çalışmasına engel olunamayacağı da söz götürmez.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı nedenlerle Sosyal Sigortalar Kurumunun davasının kabulüne karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 3.3.1980 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Örnek nitelikteki hükmün gerekçesini benimsiyor ve onanması oyunda bulunuyorum.