 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1979/2748
K: 1979/5058
T: 31.05.1979
DAVA : Davacılare vekili, müvekkillerinin murisi (A.Z.) ın davalı Belediye tarafından 1.4.1971 ila 1.8.1972 tarihleri arasında kaçak işçi olarak çalıştırıldığını ölenin ailesine ikramiye ve maaş bağlanması için gerekli borçlanmanın Şile Belediyesi tarafından kabul ve taahhüt edildiği hususlarının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacılar avukatında temyiz edilmesi üzerine, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Davacılar miras bırakanları (A.Z.)'ın 27.12.1976 tarihinde Şile Belediyesi'nde işçi olarak çalışmakta iken öldüğünü ve işverence 1.4.1971 tarihinden 1.8.1972 tarihine kadar kaçak olarak çalıştırılıp Sosyal Sigorta priminin ödenmediğini ileri sürmek suretiyle yukarıda anılan tarihler arasında kalan çalışmasının saptanmasına karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, 1.8.1972 tarihinden itibaren davanın açıldığı 10.10.1978 tarihine kadar aradan 5 seneden fazla bir süre geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79. maddesinin 5. fıkrasında aynen "usul ve esasları tesbit olunacak belgeleri işveren tarafından verilmeyen sigortalılar çalıştıklarını hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispat ederlerse bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazançlar toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır" denilmektedir.
Madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere amaç, sigortalı sayılanların sigortasız geçen çalışmalarının saptanmasıdır. Mahkemeye başvurmak için de hizmetin geçtiği yılın sonundan başlamak üzere 5 yıllık bir hakdüşürücü süre tanınmış ve hakdüşürücü sürenin, saptanması istenilen sigortasız geçen çalışmanın bettiği tarihten itibaren değil, taraflar arasında var olan hizmet akdi ilişkisinin kesildiği yani bittiği yılın sonundan başlıyacağı öngörülmüş bulunmaktadır.
Dairemizin şimdiye kadarki yerleşmiş ve kökleşmiş içtihadı da bu yoldadır. Hizmet akdi ilişkisinin devam ettiği sürede işçi ile işverenin mahkeme önünde hasım duruma getirilmesi kanun koyucu tarafından doğru görülmediği fıkranın yazılış şeklinden anlaşılmaktadır.
Gerçekten, hizmet akdinin devam ettiği süre içinde daha güçsüz durumda olan bir kimsenin işverence işine son verilebileceği, çalışma koşullarının kötüleştirilebileceği gibi daha buna benzer bazı nedenlerin etkisi altında kalarak böyle bir davayı açmaktan çekineceği doğaldır.
Anılan fıkra da çalışma sözcüğünden ayrı olarak başka anlamı bulunan hizmet sözcüğünün kullanılmış olması da dairemizin görüşünü doğrular niteliktedir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen yönler gözönünde tutulmak davacıların miras bırakanı ile davalı işveren arasındaki hizmet sözleşmesinin ölüm tarihine kadar süresiz olarak devam edip etmediği araştırılıp işin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 31.5.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.