 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1978/812
K: 1980/2317
T: 05.11.1980
DAVA : Taraflar arasındaki rücuan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 18. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.11.1976 gün ve 534-668 sayılı kararın incelenmesi davalı Başak Sigorta vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.4.1977 gün ve 1720-1856 sayılı ilamı: "...Her ne kadar trafik kaydı dava dışı Mehmet Aydın üzerine yazılı ise de davalı Mevlüt Keskin'in bu kamyonu satın alarak gene dava dışı Hayri ismindeki şahsa sattığını duruşmada bildirmiştir.
Bu suretle, Mevlüt Keskin kamyonu satın aldığını ve mülkiyetine geçirdiğini kabul etiğine ve ibraz edilen adi senet H.U.M.K.nun 299/1. maddesi hükmü gereğince, onu imza eden ile mirasçıları hakkında geçerli olup, 3. kişiler hakkında hüküm ifade etmeyeceğinden, davalı Mevlüt Keskin hakkındaki davanın husumet yönünden reddi doğru görülmediğinden, davacının temyiz itirazları yerindedir" gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Karayolları Trafik Kanunun 50. maddesine göre motorlu taşıtın sahibi, vasıtanın kullanılmasından doğacak maddi ve ölüm dahil bedeni zararlardan hukuken sorumludurlar. Bu maddede öngörülen "araç sahibi"nden kastı, vasıtayı fiilen çalıştıran ve ondan yararlanan kimsedir.
Davalı Mevlüt Keskin, olaya sebebiyet veren kamyonu Mehmet Aydın adındaki kişiden satın aldığını ve kullandığını kabul etmekle beraber hadise tarihinden önce adi senetle Hayri adındaki şahsa sattığını savunmuştur.
Her ne kadar hususi senetlerde, resmi senetler gibi münderecatı hakkında bir delil teşkil ederler ise de, bu senetlere eski tarih konulmasındaki kolaylık nazara alınarak ve bunu meydana çıkarmanın zorluğunu düşünerek bu gibi senetlerin 3. şahıslara karşı yalnız münderacatı hakkında delil teşkil edip gösterdiği tarih hakkında delil teşkil edememesi esasını H.U.M.K.nu kabul etmiştir. (H.U.M.K. 299/1) 3. kişiler, muamelenin o tarihten sonra yapıldığını iddia ettikleri takdirde bu iddialarını isbat zorunluluğunda değildirler.
O halde Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA 5.11.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.