 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1978/560
K: 1979/1401
T: 28.11.1979
DAVA : Taraflar arasındaki rücuan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 3.4.1975 gün ve 153 - 72 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 4.6.1976 gün ve 4773 - 2430 sayılı ilamı ile, "Davacının bu davada rücu isteği halefiyete dayanan bir rücu talebi değildir. çünkü davacı İçişleri Bakanlığı, haksız eylemi ile jandarma çavuşunun ölümüne sebep olan araç sürücüsünün o aracın sahibine karşı zarar görenlere yaptığı ödeme nedeniyle onların davalılara karşı ileri sürebilecekleri haklara halef olma imkanına hukuken malik değildir. Bu itibarla davalılar ile zarar gören arasındaki esas ilişkiye uygulanan zamanaşımı süresinin bu davada uygulanması kabul edilemez. Davacının davalılara rücu isteğinin dayanağı Borçlar Kanununun 51. maddesi gereğince zarardan müteselsilen sorumlu bir borçlu sıfatiyle muhtelif sebeplerin içtimaı halindeki rücu kuralıdır. Davacının rücu hakkı Borçlar Kanununun 51. maddesinden doğduğundan ve kanuna dayanan bu talep hakkı için özel herhangi bir zamanaşımı süresi belli edilmediğinden davada uygulanması gerekli zamanaşımı süresi Borçlar Kanununun 125. maddesi gereği 10 yıldır.
Mahkeme davayı zamanaşımı nedeniyle reddetmesine rağmen ayrıca davacının davalı şöförün eyleminden hukuken sorumlu olmadığı halde fiilen zarar görenlere tazminat ödenmesinin kendisine rücu hakkı vermeyeceği sebebiyle de davanın reddine karar vermiştir.
Jandarma çavuşu, kamu hizmeti ifası sırasında davalıların kullandığı ve maliki oldukları otobüsün sadmesi sonucu öldüğünden İçişleri Bakanlığı hukuken sorumlu görülmüş ve davacı idare Danıştay kararı gereğince zarar görenlere tazminat ödemiştir. Davacının sorumluluğunun gerekçesi Danıştay kararında açıklanmıştır. Danıştay kararına rağmen Danıştayda davanın reddedilmesi gerektiğinden bahis edilerek davacının rücu hakkının olmadığına karar verilmesi yasaya aykırı görülmüştür." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden ve duruşma isteyen: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu kararı:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki kağıtlara, gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı bozulmasına 28.11.1979 gününde oyçokluğuyla karar verildi.