 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1978/1118
K: 1980/2083
T: 25.06.1980
DAVA : Taraflar arasındaki Meni müdahale davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sungurlu Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.11.1976 gün ve 191-765 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yagrıtay 14. Hukuk Dairesinin 23.5.1977 gün ve 3015-3202 sayılı ilamı: (... 1 - Hakimin son oturumda tutanağı yazdırılıp imza ettiği karar esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Kısa kararda davanın reddine karar verildiği halde gerekçeli karada 7352 m2 için davanın kabulü yolsuzdur.
2 - Tapu kaydı gayri sabit sınırlı olduğuna göre, tesisindeki miktara itibar edilmesi gerektiği düşünülmeden 7352 m2.lik yerin davacı adına tescili usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çervilmekle yeniden yapılan yargılama sonuda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği Belediye Başkanının kendi avukatına yazdığı mektubun mahkemeye hitaben yazılmamış olmasına ve bu mektubu müteakip avukatın Belediye adına temyize başvurmasına, mektubun avukatı ile Belediyenin iç ilişkilerine ait olmasına göre kurulca temyizden vazgeçme anlamı taşımayacağı sonucuna varılarak dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi davası olarak açılmıştır. Davacı tarafın dayandığı tapu kaydında, evvelce 1838 m2 olan yüzölçümünün 7352 m2 ye çoğaltıldğı anlaşılmamaktadır. Mahkemece, bu son kayda göre 7352 m2lik kısma davalının elatmasının önlenmesine, diğer kısım hakkındaki davanın reddine dair verilen 14.12.1961 günlü karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince; Tapunun ilk tesis kaydının celbedilip uygulanması ve gayri sabit hadlar bulunup bulunmadığıda tesbit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulması üzerine, mahkemece bu bozma ilamına uyulmuş ve yargılama sırasında taşınmazda kadastro tesbiti başlayınca Asliye Hukuk Mahkemesi davaya kadastro mahkemesi olarak devam etmiştir.
Mahkeme son celsede "Davanın reddine dair ekli karar tevhim kılındı" diye hüküm tesis ettiği halde, sonradan yazıldığı anlaşılan gerekçeli kararda, bozmadan önceki karara benzer biçimde, tapu kapsamı 7352 m2 yüzölçümlü olan 3 parsel numaralı kısmın davacı adına tesciline karar vermiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 191/2. maddesine göre tutanak "ittihaz olunan kararda tefhimini ihtiva eder." 382. maddede ittihaz olunan kararın alenen tefhim olunacağı ön görülmüştür.
Bu itibarla hakimin son oturumda tutanağa yazdırarak taraflara bildirdiği karar esas karardır. Bilahare taraflara tebliğ olunanında buna aykırı olmaması gereklidir.
Tefhim olunan karar davanın reddine dair iken gerekçeli karar kısmen red ve kısmen kabulü içermektedir ki bu hal usul ve kanuna aykırıdır. O halde asıl kararın taraflara tebliği ile onlara kanun yollarına başvurma imkanının tanınması için taraflara tebliğ olunan ve tefhim olunan kararla çelişen, kısmen kabul ve kısmen redde ilişkin gerekçeli kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Davalı Belediye Avukatının temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 25.6.1980 gününde oybirliği ile karar verildi.