 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1978/9-89
K: 1978/140
T: 17.04.1978
- YASA DIŞI GREV (SİYASAL AMAÇ)
ÖZET: İşçilerin, Devlet Güvenlik Mahkemeleri yasa teklifini protesto etmek amacıyla yaptıkları toplu iş bırakma hareketi 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasasının 17. maddesine göre yasa dışı bir eylemdir. İşbu siyasal grev, anılan yasanın 55. maddesinin sınırları içinde düşünülmelidir.
(275 s. Top. Söz. K m. 17, 55)
275- sayılı Yasaya aykırılıktan sanık Mehmet ve arkadaşlarının beraatlerine dair (Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 24. 12. 1976 gün ve 909/1113 sayılı hüküm müdahil vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 28.12.1977 gün ve 482/1024 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, şartıda daha önceden yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 9.3.1978 gün ve 9/1065 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
275 sayılı Kanunun 55. maddesine aykırı davranışta bulunmaktan sanık Tofaş İşçileri Mehmet ve onsekiz arkadaşının beraatine ilişkin hükmü özel daire (TC. Anayasası'nın 47. maddesi grevi bir hak olarak kabul edip himayesi altına almış ve bu hakkın kullanılması ve istisnalarının düzenlenmesini kanuna bırakmıştır. Anayasa buyruğu olarak çıkarılan 275 sayılı Toplu İş Sözleşme Grev Ve Lokavt Kanununun 17. maddesinin 1. fıkrasında, grevin tanımı yapılarak hangi hallerin grev sayılacağı ve grevin şartları belirtildikten sonra 2. fıkrada, grevler kanuni ve kanun dışı olarak ikiye ayrılmıştır. Maddeye göre bir grev hareketinin kanuni olması için iki şartın birlikte bulunması gerekmektedir. Bunlardan birisi, grevin işçilerin işverenle münasebetle rinde iktisadi ve sosyal durumlarını düzeltmek amacı ile yapılması diğeri ise grevin bu kanun hükümlerine uygun bulunmasıdır. Şartlardan birinin yokluğu grevin kanun dışı bir grev haline getirecektir. Grev hakkı, sadece mesleki ihtilaflarda kullanılabilecek bir hak olduğundan geçici komisyon raporunda belirtildiği üzere politik grevler bu madde ile yasaklanmış ve bu çeşit grevler 54. madde dışında 55. madde ile ayrı bir müeyyideye bağlanmıştır.
Açıklanan duruma, Bursa Tofaş Otomobil Fabrikası İşçilerinden olan sanıkların, Devlet Güvenlik Mahkemeleri Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun teklifinin TBMM. nde görüşülmesi ve kanunlaşmasını önlemek amacıyla Disk Genel Merkezi'nce alınan ve yayınlanan karar gereğince olay günü sözü edilen işyerinde çalışan işçileri kanunsuz greve teşvik ettikleri, bu hususta propaganda yaptıkları ve kanunsuz greve iştirak ettikleri iddiasıyla kamu davası açılmış bulunmasına göre; dosyada mevcut ve kamu davası açılmasına esas teşkil eden tutanaklarda imzaları bulunan şahıslarla, hazırlık soruşturması sırasında ifadeleri alınmış olan şahısların tanık sıfatıyla davet ve dinlenerek, sanıklardan her birinin eylemlerinin ve sözü edilen iş yerinde meydana gelen işçi hareketi niteliğinin tesbit edilmesinden sonra tahassül edecek duruma nazaran bir karar verilmesi gerekirken, hiçbir soruşturma yapılmaksızın sadece sanıkların sorguları ile iktifa edilmek ve 275 sayılı Kanuna değişik anlam verilmek suretiyle yazılı düşüncelerle beraat hükmü tesisi) isabetsizliğinden bozmuş, mahkeme ise; verilmiş bir grev kararı olmadığını, Disk Genel Merkezince İşçiler aleyhine olan ve o sırada TBMM. de görüşülmekte bulunan Devlet Güvenlik Mahkemeleri Kuruluş Ve Yargılama Usulü Hakkındaki Yasa teklifinin protesto edilmesi ve yasalaşmasını engellemek için sadece genel yas ilan edildiğini, bunu radyoda ve gazetelerde öğrenen işçilerin aralarında anlaşma olmadan ve müstakilen hareket ederek işi bıraktıklarını, pasif direnişe geçtiklerini, işçilerin bu hareketlerinin yasal olup olmadığının mahkemece tesbit edilmediğini, hareketin işverene karşı olmadığını, bu nedenle olayda kast unsurunun bulunmadığını, 275 sayılı Yasanın 54 ve 55. maddelerindeki suçların oluşmadığı belli olduğundan olayla ilgili tutanak imzacıları İle tanıkların dinlenmelerine lüzum olmadığı belirtilerek eski kararında direnmiştir.
Dosyadaki belgelere göre; olay günü işbaşı yapan işçilerin saat 13'ten itibaren toplu halde işi bıraktıkları, çeşitli ikazları bu arada işyerine gelen Çalışma Bakanlığı İş Müfettişleri'nin hareketin yasa dışı olduğu, bundan kendilerinin zarar göreceği yolundaki uyarılarını dinlemedikleri ve bu uyarılara karşı sendika temsilcisinden işe başlamaları direktifi gelmedikçe işbaşı yapmayacaklarını söyledikleri ve böylece ayın on altısından yirmisine kadar çalışmadıkları ve bu yüzden iş yeri faaliyetinin durduğu anlaşılmıştır.
275 sayılı Yasanın 17. maddesinin 1. fıkrasında grevin tanımı yapılmış, 2. fıkrasında ise yasal ve yasa dışı grevler anlatılmıştır.
Anılan madde açıklığına göre dava konusu işçi hareketi yasal sayılamaz. Topluca iş bırakma şeklinde tezahür eden bu hareket, işçi işveren münasebetiyle ilgili değildir. TBMM. nde görüşülmekte olan yasa teklifinin yasalaşmasını önlemeye yöneliktir. İşyeri faaliyeti durduğundan yasa dışı grev fiili oluşmuştur. Bu hususun tesbiti için iş mahkemesi kararına ihtiyaç yoktur.
İşbu grev, anayasa ve 275 sayılı Yasanın tecviz etmediği siyasi bir grevdir. Müeyyide bakımından 55. Madde sınırları içinde mütalaa edilmesi gerekir.
Sanıklar hakkında sözü edilen yasa dışı grevin propagandasını yaptıkları, diğer. işçileri greve teşvik ettikleri ve greve katıldıkları iddiasıyla kamu davası açıldığı gözönünde tutularak olay tutanakları imzacıları ve hazırlıkta ifadeleri alınan tanıkların dinlenmesinden sonra herbirinin ayrı ayrı hukuki durum ve sorumluluklarının tayini gerekir. Özel dairenin bozma nedeni yerindedir.
Bu itibarla, özel dairenin bozma ilamına uyulması gerekirken direnilmesi, usul ve yasaya aykırı, davaya katılanın temyiz itirazları isabetli bulunduğundan direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme hükmünün, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak (BOZULMASINA) depo parasının geri verilmesine, 17.4.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.