 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1978/9-474
K: 1979/19
T: 22.01.1979
- KAZANILMIŞ HAK
- DERNEK AÇMA- KAPATMA
ÖZET: 1 - Hüküm sanıklarca temyiz edilmiş olsa bile suç niteliğinde kazanılmış haktan söz edilemez ve suçun niteliği yönünden bozma yapılabilir. Kazanılmış hak, ceza bakımındandır.
2 - Bir derneğin açılması veya kapatılması, kamu düzenini ve güvenliğini ilgilendirmektedir. Bu niteliği bakımından bir ceza değil, ancak bir önlem olup CMUK.nun 326. maddesindeki kazanılmış hak kuralının dışında kalmaktadır.
(1630 s. Dernekler K m. 4/d-e, 35, 64, 65)
(1412 s. CMUK m. 326)
1630 sayılı Kanuna aykırılıktan sanık Bekir, Selçuk, İbrahim, Ümit, Tayyar, Kanber ve Nadir'in hükümlülüklerine ve cezalarının, ertelenmesine dair (Balıkesir Ağır Ceza mahkemesi)nden verilen 9.4. 1978 gün ve 360/93 sayılı hüküm sanıkların temyizleri üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce incelenerek 20. 10. 1978 gün ve 4019/4016 sayılı ilam ile, bozulmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın; CMUK.nun 322. maddesi uyarınca özel daire bozma ilamında itiraz ederek bozma kararının kaldırılması ve hükmün tebliğnamenin bir nolu bendi uyarınca bozulması istemini bildiren 23. II. 1978 gün ve 84 sayılı itiraz namesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü
1630 sayılı Dernekler Kanununa muhalefetten sanıklar, Bekir, İbrahim, Selçuk, Kamber, Nadir, Ümit, ve Tayyar'ın anılan Yasanın, 35. maddesi aracılığı ile 65 maddesi uyarınca 6 şar ay hapislerine ve 647 sayılı Yasanın 6. maddesi nazara alınarak bu cezalarının ertelemesine, Balıkesir Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği'nin açılmasına ilişkin hükmü özel daire (Ceza mahkemelerince, Dernekler Kanununa göre belli suçlara ilişkin ceza mahkumiyetleri sonucu olarak verilen dernek kapatma kararı, ilgililere yönelik cezayı ağırlaştırıcı bir öge ve etken bulunması nedeni ile CMUK.nun 326. maddesinde yer alan kazanılmış hak kuralının uygulanmasını gerektireceğinden tebliğnamedeki aksine görüşe iştirak edilmemiştir.
Mahkemece kabul edilen oluşa nazaran sanıklar Bekir, İbrahim, Ümit, Tayyar ve Kamber'in 1630 sayılı Kanunun 4/d, e maddeleri delaletiyle 64. madde gereğince cezalandırılmaları gerekirken, eylemlerinin 35. Maddeye uyduğu kabul edilerek 65. madde ile tecziyelerine karar verilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklardan Bekir, İbrahim, Ümit, Tayyar ve Kamber'in suçlarının sübutu kabul, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde tenkit dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu sanıkların mahkumiyetine ilişen kısmının tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak onanmasına; diğer iki sanık Selçuk ile Nadir'in temyizlerine gelince : Halk Gecesinin düzenlenmesine dair karara katılmadıklarını, geceye iştirak etmediklerini savunan Nadir ve Selçuk'un bu savunmalarının varit olup olmadığı araştırılmadan ve suç teşkil eden eylemleri inandırıcı gerekçeleri ile açıklanmadan yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi) isabetsizliğinden bozmuştur.
C. Başsavcılığı 23. II. 1978 gün ve 84 sayılı itiraz yazısında, özet olarak yerel mahkemenin, sanıkların eylemleri 1630 sayılı Dernekler Kanununun 4/d-e maddesine uyduğu ve 64 ncü madde gereğince cezalandırılmaları gerektiği halde oluşa ters düşer şekilde anılan Yasanın 65. maddesine göre hüküm kurarak bunun sonucu olarak derneğin kapatılması yerine açılmasına karar verdiğini, dernek açma kararının sanıklara yönelik bir ceza olmadığını, dernek açma ve kapama kararlarının devletin kamu düzeni ve güvenliğini korumak amacıyla getirildiğini, bu özelliğinden dolayı ceza değil bir önlem olduğunu belirterek, CMUK.nun 326/2. maddesindeki kazanılmış hak kapsamında kabul edilemeyeceğini ileri sürüp, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 20.10.1978 gün ve 4109-4016 sayılı ilamının onama ile ilgili bölümünün CMUK.nun 322. maddesi uyarınca itirazen kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün tebliğnamenin 1 nolu bendi uyarınca da bozulması istenmiştir.
Özel daire sanıklardan Nadir ve Selçuk hakkındaki mahkumiyet hükmünü isteğe uygun olarak noksan soruşturma ve incelemeden bozmuştur.
Diğer sanıklar Bekir, ibrahim, Ümit, Tayyar ve Kamber haklarındaki hükmü ise eylemleri 1630 sayılı Dernekler Yasasının dernek kapatmayı da içeren 4/d, e ve 64 maddesine uyduğu halde anılan Yasanın 35, 65. maddesi ile mahkumiyetlerine ve derneğin açılmasına karar verilmek suretiyle suç niteliğinin yanlış tayin edilmesini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi saymayarak onamıştır.Özel daire ile C. Başsavcılığı eylemin 1630 sayılı Dernekler Yasasının 64. maddesi kapsamında bulunduğunu ve bu madde uyarınca ceza görmelerini, derneğin kapatılması gerektiğini kabul etmektedir. Suç niteliğinin tayininde mahkemenin yanılgıya düştüğü noktasında birleşmektedirler. Uyuşmazlık aleyhe temyiz olmadığı için gerek suç vasfında ve gerekse dernek açma hususunda kazanılmış haktan söz edilip edilemeyeceğine yöneliktir.
Hüküm sanıklar tarafından temyiz edilmiş olsa bile suç niteliğinde kazanılmış haktan bahsolunamaz; ve suçun niteliği yönünden bozma yapılabilir. Kazanılmış hak ceza bakımındandır. Nitekim Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 15/2. 1950 T. ve 21/2 sayılı ve Ceza Genel Kurulu'nun 11.5.1964 T. ve 601 sayılı kararlarında da bu görüş ilke olarak benimsenmiştir.
Dernek açma kararına gelince; bir derneğin açılması veya kapatılması, devletin kamu düzeni ve güvenliğini ilgilendirmektedir. Bu niteliği itibariyle bir ceza değil, ancak bir önlem olup CMUK.nun 326. maddesindeki cezalara ilişkin kazanılmış hak kuralı dışında bulunmaktadır.
Bu itibarla, itirazın kabulüne ve sanıklar Bekir, İbrahim, Ümit, Tayyar ve Kamber haklarındaki onama kararının kaldırılmasına, eylemleri 1630 sayılı Dernekler Kanununun 4/d, e maddesi aracılığı ile 64. maddesine uyduğu halde anılan Yasanın 35, 65. maddeleriyle hüküm kurularak suç niteliğinin tayininde hataya düşülmesi isabetsiz bulunduğundan ceza yönünden kazanılmış hak saklı tutulmak suretiyle hükmün suç niteliği yönünden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk kararına katılmayan üyeler ise, özel daire kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan itirazın reddi yolunda oy kullanmışlardır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle itirazın kabulüne, özel daire kararının onama bölümünün kaldırılmasına, hükmün sadece ceza yönünden kazanılmış hak saklı tutulmak suretiyle suç niteliğinin tayininde yanılgıya düşülmesinden dolayı bozulmasına, 22.1.1979 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.