Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1978/61
K: 1978/150
T: 08.05.1978
DAVA : Adam öldürmek suçundan sanıklar M.A. ve A.G. bozmaya uyularak TCK.nun 449. maddesi delaletiyle 452/1, 463, 51/1. maddeleri uyarınca takdiren 9'ar sene ağır hapis cezası ile tecziyerine ilişkin hükmü, Özel Daire:
1- Cezanın şahsileştirilmesi sırasında sanıklara bağlı olmayan nedenlerle esasen yasanın artırma sebebi saydığı bazı sebepler ileri sürülerek cezanın aşağı sınırın üzerinde saptanması,
2- Aşağı sanırda verilecek ceza ile sanıkların mütenebih olmayacakları hakkındaki kanunun yasal dayanaklarının açıklanmamış olması,
3- TCK?nun 463. maddesi uygulanırken cezanın 1/2 oranında indirilmeyip 1/3 oranında indirilmiş olmasının yasal ve inandırıcı sebeplerin karar yerinde açıklanmamış olması... isabetsizliğinde bozmuş,
Yerel Mahkeme ise; bazı sebep ve düşüncelerle önceki hükümde direnmeye karar vermiştir.
Dosyaya, oluşa ve delillere göre;
Yenimahalle İlçesi Kazan Bucağında olay gecesi icra edilmekte olan düğün merasim ve eğlenceleri sırasında tabanca atışları yapıldığının duyulması üzerine, orada görevli jandarma komutanı olan maktul, sarhoş ve sivil elbise giymiş durumda düğün yerine gelerek, olay yerine gelmiş bulunan jandarma erlerine düğünü dağıtmalarını ve orada bulanan çalgıcıların karakola götürülmesini emrettikten sonra bir kamyona binerek ve çalgıcıların götürülmesine engel olmak isteyen H.G.'ü de arabaya alarak hareket ettiği sırada karakola götürülmesine engel olmak isteyen Hüseyin'in, maktul ile münakaşaya tutuştuğu, maktulün Hüseyin'e küfrettiği, Hüseyin'in de maktule kolu ile vuracağı sırada dengesini kaybederek arabadan düştüğü, bunu gören düğün halkının (adamı öldürdünüz, nereye kaçırıyorsunuz) diyerek arabayı taşlamaya başladıkları, taş yağmurundan kurtulmak isteyen maktulün arabayı durdurup o civarda Yunus isimli şahsın evine sığındı, buna rağmen sanıklar Murat Aydoğdu ve Abdullah Gülsün ile diğer sanıkların maktulün düşüp öldüğü, ölü muayene tutanağına göre, kaburga kemiklerinde birkaç kırık olmakla beraber, baştaki iki lezyonun meydana getirdiği beyin kanaması sonucu ölümün meydana geldiği, kafa kemiklerinde kırık ve çatlak bulunmadığı anlaşılmaktadır.
KARAR : Toplam 18 sanık hakkında açılan dava sonunda mahkemece, 3.2.1976 gün, 121-8 sayı ile; Sanıklar M.A. ve A.G.'ün eylemlerine uyan TCK.nun 4449/2, 51/1. maddeleri uyarınca 24'er sene ağır hapis ile tecziyelerine, diğer sanıkların bir bölümünün TCK.nun 464/1, 273, 51/1 ile mahkumiyetlerine ve bir bölümünün de beraetlerine karar verildiği,
C. Savcısı ve sanıklar Murat ve Abdullah'ın temyizleri üzerine, Özel Dairece: Murat ve Abdullah'ın eylemleri müessir fiil kastı ile yapılmış darbelerden ibaret bulunduğu halde, TCK.nun 452/1, 463. maddeleri uygulanacak yerde yazılı şekilde hükümlülüklerine karar verilmesi isabetsizliğinden hükmün bozulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkeme, bozmaya uyulduktan sonra sanıklar hakkında TCK.nun 449/2. ve 452/1. maddeleri ile yapılan uygulamada, maktulün güvenlik kuvvetlerinin amiri ve görevli bulunduğu halde, sanıklar tarafından taş yağmuruna tutulması üzerine, bu tecavüzden kurtulmak için o civarda bulunan bir eve sığınmak istediği, buna rağmen oraya da toplu olarak giren sanıkların hep birlikte maktulü taş ve yumruk darbeleri ile döverek öldürdükleri, bu halin o yerde kamu düzenini önemli ölçüde etkiler nitelikte görülen eylemlerinin işleniş tarzı, şiddet sebebi olarak kabul edilip cezanın aşağı had üzerinde tayin edildiği açıklanmış, ayrıca yasal hiçbir gerekçe gösterilmeden sanıklara aşağı düzeyde ceza verilmesi halinde mütenebbih olmayacakları ileri sürülerek TCK.nun 452/1. madde ile sanıkların azami 8'er sene artırılmak suretiyle 18'er sene ağır hapis cezası uygulandıktan sonra TCK.nun 463. madde ile yapılan indirmede de cezanın yarı oranında indirilmeyip hiçbir yasal neden ileri sürülmeden 1/3 oranında indirme yapıldığı görülmüştür.
Gerçi cezanın kanunda yazılı aşağı ve yukarı sınırları sırasında tayini mahkemelerin yetkileri içinde bulunduğu tartışılamayacak bir konu ise de, gerek Anayasa'nın emredici hükmü, gerekse CMUK.nun 32.ve 260. maddeleri her türlü kararların yasal bir gerekçeye dayandırılmasının zorunluluğunu belirttiği gibi, ceza miktarına etkili olan olay ve nedenlerin karar yerinde açıklanmasını da emretmiş bulunmaktadır.
Cezanın aşağı ve yukarı hadleri arasında tayin edilmesi ise, cezanın şahsileştirilmesi ilkesine dayanmakta olmasına göre, bu ceza miktarının tayinine alınacak dayanağın sanık ya da sanıkların kişiliğine bağlı olması gerekir. Yerel Mahkeme ise; ceza aşağı sınırından 8'er sene arttırırken sadece maktulün kişiliğini gözönünde tutmuştur. Bu hal ise TCK.nun 449 aracılığı ile 452/1. maddesi uygulanırken, yasa tarafından dikkate alınarak cezanın artırılmasına neden yapılmıştır. Kanunun artırma sebebi saydığı yasal bir nedeni ayrıca takdiri artırma sebebi yapımaya olanak yoktur.
Mahkeme ayrıca olayın işleniş tarızını da şiddet sebebi olarak kabul etmektedir. Oluşa göre maktulü hemen bütün düğün halkı taşlamış ve dövmüştür. Birçok sanık hakkında dava açılmış, aynı suçu işleyenlerin bir bölümüne TCK.nun 464/1 ile ceza verilmiş, sanki bütün fiilleri sanık Murat ve Abdullah işlemiş gibi ceza şiddetlendirilerek tayin edilmiştir. Bu sanıkların sadece Yusuf'un evindeki fiilleri iştiraki sabit olmuştur. Fakat dışardaki olaylar da bu iki sanığa yükletilmiştir. Bu ulgulama adalete uygun değildir. Mahkemelerin verdikleri hükümlerde biteviye adaleti sağlamaları gereklidir.
Mahkemece ayrıca, maddede yazılı cezanın asgari haddi ele cezalandırılmaları halinde sanıkların mütenebih olmayacakları kanısını da ileri sürmüş ise de, mahkemeye bu kanıyı veren yasal gerekçeler gösterilmemiştir. Kaldı ki, ölüm dahil bütün olaylara olay sırasında sarhoş olan maktulün keyfi ve kanunsuz hareketleri ile sebebiyet verdiği mahkemece de bu kabul edilmiş ve sanıklar lehine yasal indirim nedeni sayılarak TCK.nun 51/1. maddesi uygulanmıştır. Gerçekten maktul sarhoş olarak olay yerine gelmiştir. Silah atıldı ise görevi silah atılmasını önlemek ve silah atılmasını önlemek ve silah atanları tesbit ile gereken kanuni işlemi yapmak bulunmamasına rağmen, görevini saptırıp keyfi ve davranış içerisine girerek düğünü dağıtmış, çalgıcıları karakola götürmüştür. Maktule ait bu kusurun sanıkar için şiddet sebebi sayılmasına olanak bulunmadığı gibi, yasal da değildir.
Bozmayı uyularak TCK.nun 463. maddesi uygulanırken hiçbir yasal gerekçe gösterilmeden cezanın 1/2 oranı yerine 1/3 oranında indirilmesi de yasaya aykırı görülmüştür.
Bu itibarla, Özel Daire bozma kararı yerinde olup, uyulmak gerekirken oluşa uygun bulunmaya düşüncelerle önceki hükümde direnilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Üyeler; Mahkeme kararındaki düşünceyi benimseyerek usul ve yasaya uygun olan direnme hükmününün onanması gerektiği yolunda oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak direnme hükmünün bozulmasına, depo parasının geri verilmesine, 10.4.1978 gününde yapılan birinci müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından, 8.5.1978 günü yapılan ikinci müzakerede salt çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini