 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1978/217
K: 1978/291
T: 25.09.1978
DAVA : İfadeleri hükme dayanak yapılan şahadete ve tüm dosya münderecatına göre metal-kapak fabrikası hissedarlarından bulunan maktul Kemal Hasoğlu ile aynı fabrikanın hissedarlarından olup sanığı öldürmeye teşvik etmek suçundan dolayı hakkında açılan kamu davası delil yetersizliğinden beraetle sonuçlanan sanığın ağabeyisi Mehmet Çelepçi arasında olay günü yapılan idare meclisi toplantısını müteakip saat 15.00 sıralarında, şirket sermayesinin artırılması ve hisse senetlerinin satılması yüzünden, maktulün odasında başlayıp koridorlarda devam eden, galiz küfürlerin sarfedildiği, tekme ve tokat kullanıldığı ve karşılıklı olarak "burası sana dar gelir", "bakalım sana mı dar gelir" sözlerinin kullanıldığı kavgayı öğrenen sanığın, maktulün nerelerde bulunabileceğini o günkü idare meclisi toplantısına iştirak eden hissedarlardan ve maktulün yakın çalışma arkadaşlarından telefonla sorup ve metalkapak fabrikasında bulunabileceği tesbit ettikten sonra, aynı gün kendisine ait işyerinden yeğeni Cevdet Çelepçi'yi Yeniköy'deki eski sekreteri Nuray Kansu'yu da Bostancı'daki evlerine bırakmak üzere otomobili ile ayrılarak Yeniköy istikametinde seyrederken yolu üzerinde bulunan olayın cereyan ettiği metal-kapak fabrikası sapağına gelince asabi ve fevri bir davranışla fabrika içerisine girdikten sonra arabasından inerek o sırada fabrika bahçesinde otomobiline binmekte olan maktulün yanına gidip, olayı sanığa ait otomobilin içerisinde seyreden şahitler Nuray Kansu ve Cevdet Çelepçi ile fabrika odalarında izleyen diğer tanıklarca mahiyetleri anlaşılmayan sözleri ile başlattığı tartışmanın devamı sırasında, maktulün bir ara elini sanığın ensesine koyması üzerine tartışmanın kavgaya dönüştüğü ve tarafların birbirlerini kavramaları ile başlayan bu kavganın karşılıklı yumruklarla sürdürüldüğü, sanığın bir aralık kaçtığı, maktulün ise arkasından yetişerek yakalaması üzerine kavga ve mücadelenin devam ettiği sırada kavgacıların yere düştükleri ve alt-alta, üst-üste kavgayı sürdürdükleri sırada sanığın hamili bulunduğu tabancasını çekerek maktule üç el ateş edip alnına isabet ettirdiği iki kurşunla onu öldürdükten sonra otomobilden inmiş bulunan yeğeni ile sekreterini olay yerinde bırakıp otomobiline binerek süratle uzaklaştığı tesbit edilmiş bulunmaktadır. Oluş ve şahadete ve sanığın olay yerine bir hadise çıkarmak maksadıyla geldiğinin anlaşılmasına ve maktulen sadır olduğu mahkemece de kabul edilen haksız hareketlerin (ki adiyen darp ve hakarettir) öldürme suçlarında ancak TCK.nun 51/1. maddesinin uygulanması gerektirecek nitelikte olup vaki darp ve hakarete davanın tahrikin ağır ve şiddetli olduğunu kabule müsait bir niceliğe ulaşmamış bulunmasına göre Özel Daire bozma nedeni yerinde olup uyulması lazım gelirken oluş ve kabule ters düşen bazı gerekçeler ileri sürülerek eski hükümde direnmeye karar verilmesi yasaya aykırı görüldüğünden, müdahilin temyiz itirazlarının kabulüne, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle direnme hükmünün anılan sebepten bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne karşı olan Üyeler; Direnme hükmündeki gerekçeyi benimseyerek çoğunluk oyuna katılmamışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenle tebliğnamedeki istem gibi direnme hükmünün BOZULMASINA, müdahilin depa parasının geri verilmesine, sanığın temyiz itirazları haklı görülemedeğinden depo parasının gelir kaydına, üçte ikiyi geçen çoğunlukla 25.9.1978 tarihinde karar verildi.