 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1978/1-483
K: 1979/95
T: 5.3.1979
765/m.448,455
Adam öldürmekten sanık Resul'un hükümlülüğüne dair Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 27.2.1978 gün ve 169/32 sayılı hüküm müdahilin temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 14.9.1978 gün ve 169/164 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C.Savcısı ve müdahil tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş müdahil yönünden koşuluda yerine getirilmiş olduğundan, dosya C.Başsavcılığının hükmün onanması istemini bildiren 23.11.1978 gün ve 4661 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Kasten adam öldürmekten sanık Resul'un TCK.nun 455/1 maddesinde mahkumiyetine ilişkin hükmü özel daire Sanığın düğün evinde eğlenmekte bulunan kişilerin bulunduğu odaya iki el ateş ederek bu atışlardan biri ile maktulü başından vurup öldürdüğü hükme dayanak alınan delillerden anlaşılmasına göre tabanca gibi öldürücü nitelikteki bir araçla insanların bulunduğu odaya doğru yapılan bir atışla bir kişinin vurulup ölebileceğinin fail tarafından bilineceği açık bulunmasına göre, sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğinin düşünülmemesi isabetsizliğinden bozmuş; mahkeme ise sanığın bulunduğu pencere önü ile yatmakta olan maktulün bulunduğu oda arasında 8-9 metre gibi bir mesafenin ve bir salonun mevcut olduğunu köy düğünlerindeki adet icabı olarak şenlik amacıyla iki el ateş edildiğini bu koşullar altında öldürme kastından söz edilemeyeceğini; esasen keşfe ve krokiye göre atışın aşağıdan yukarıya doğru bir seyir takip ettiğini belirterek önceki hükümde direnmiştir.
Dosya kapsamına, şahadet, keşif ve bilirkişi açıklamasına göre sanık Resul düğün evinde sarhoşlaşmış ve arkadaşları tarafından hava almak üzere evden dışarı çıkarılmıştır. Misafirler ve çalgıcıların bulunduğu salonun sokağa bakan penceresi önünde oturmaya başlayan sanık bir ara ayağa kalkarak pencereden salona ufki vaziyette tabancasını tevcih etmek suretiyle iki el ateş etmiştir. Çıkan mermilerden biri salona bağlı olan oda kapısı üstüne ordanda tavana çakılmış ikinci mermi ise ayakta soyunmakta olan zurnacı maktul Süleyman'ın oksipital bölgesinden girerek beyni parçalayıp onu öldürdüğü anlaşılmaktadır.
Sanık öldürücü nitelikte bir silah olan tabancasını insanların bulunduğu salon ve odaya doğru ufki vaziyette tutarak iki el ateş etmiş olmasına göre orada bulunanlardan birinin vurulup ölebileceği bilinci içindedir. Sanık kalabalığa ateş ederek bir kişiyi öldürmüş olmasına göre adam öldürmek kastıyla hareket etmiş ve fakat özel olarak ölmüş olanı öldürmek istememiştir. Burada adam öldürmek istemiş olması kastın varlığı ve suçun sübutu için yeterlidir.
TCK.nun 448. maddesinde yalnızca bahsedilmiştir. Mehaz kanunundaki öldürmek niyeti ibaresi kanunumuza alınmamıştır. 448. maddede muayyen bir şahsın öldürülmesi şeklinde bir koşul mevcut değildir. Belirli olmayan kasıtlada suç oluşabilir. Örneğin bir panik yaratmak için kalabalığın üstüne bomba atmak gibi sanık gerek belirli ve gerekse belirsiz, şekilde ve fakat sonucu istemiş ise onda adam öldürmek kastı da var demektir. Fail kalabalığa ateş ederek bir kişiyi öldürmüştür, burada failin maksadı adam öldürmektir. Onun adam öldürmek istemiş olması suçun oluşması için yeterlidir. Konu doktirinde bu şekilde kabul edilmektedir.
Bu itibarla direnme hükmünün o yer C.Savcısı ve katılan vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk kararına katılmayan üyeler ise direnme kararındaki gerekçelere göre direnme hükmünün onanması yolunda oy kulanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme hükmünün tebliğnamedeki onama isteyen düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA depo parasının geri verilmesine 12.2.19790 günlü 1. incelemede yasal çoğunluk sağlanamadığından 5.3.1979 gününde salt çoğunlukla karar verildi.