 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1978/166
K: 1978/221
T: 05.06.1978
- SU ÜRÜNLERİNE ZARAR VERMEK (BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ)
- SULARA ZARARLI MADDE DÖKMEK
ÖZET: Su ürünlerine veya bunları üretenlerle kullananların sağlığına, ya da üretim araç ve gereçlerine zarar veren maddelerin atıldıklar, yerin bilirkişi tarafından görülmesi; alınacak örnekler üzerinde inceleme yapılması gerekir. Dava konusu kuruluşların denize akan artık maddelerinin ayrı ayrı incelettirmesi, tüzükte öngörülen durumların saptanması, zorunludur.
(1380 s. Su Ürünleri K m. 4, 5, 6, 7, 20, 36/d-2)
(Su Ürünleri Tüz. m. II)
1380 sayılı Su Ürünleri Yasasına aykırı davranışta bulunmaktan sanık Bülent'in cezalandırılmasına ilişkin hükmü özel daire; (Sanığın müdürü bulunduğu alkol fabrikasının atıklarının; sirke fabrikası, zeytinyağı depolama işletmesi, birleşik sanayii un fabrikaları ve Emlak Kredi Bankası depoları kirli su kanalları ile birleşerek denize döküldüğü ve bu birleşme sonucu, tutanağın istinat ettiği 24.11.1975 tarihli raporda; rengin tabii suyun renginden % 60 değişik olduğu P. H. 4,5 ısının 80 derece çökeltici maddenin % 10 oranında bulunduğu, mahkemece bilirkişiye yaptırılan incelemede P. H. derecesinin 3, 38-4, 19 asitli ve ılık bir ortamda denize ulaştığı, atık maddelerin çökerek bir birikim meydana getirdiğini tespit edildiği; sanık tarafından ibraz edilen Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Sınav Kimya Kürsüsünce verilen 23.6. 1977 tarih ve 77 sayılı raporda; P. H. derecesinin fabrika çıkışında 9,33, denize döküldüğü yerde 6.32 olarak saptandığı anlaşılmasına göre; Su ürünleri Tüzüğünün II. maddesi ve tüzüğe ekli 5 sayılı listede nazara alınarak bu listedeki kıymet ve verilere göre raporlar arasındaki aykırılıklar giderilmeden, yalnız alkol fabrikası atıklarının denize dökülen yerde alıcı deniz suyuna etkisi bilirkişilere incelettirilmeden ve 1380 sayılı Kanunun 20, Tüzüğün II ve geçici birinci maddesine göre atık suların aktığı yerin de, su ürünleri istihsal yeri veya civarı olup olmadığı araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi) isabetsizliğinden bozmuş, mahkeme ise bazı gerekçelerle evvelki hükümde direnmiştir.
Özel daire ilamındaki bozma sebepleri soruşturmanın genişletilmesine yönelik, biri atık suların akıtıldığı yerin su ürünleri istihsal yeri veya civarı 717 olup olmadığının tespitine, diğeri, tüzük ve eki 5 sayılı liste hükümleri nazara alınarak atıkların denize döküldüğü yerdeki durumun incelettirilmesi raporlar arasındaki aykırılıkların giderilmesi nedenlerine dayanmaktadır.
Sanığa isnat edilen suçun unsurlarını kapsayan 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununun (sulara zararlı madde dökülmesi) başlıklı 20. ve tüzüğün 11. maddesinde : (Su ürünleri veya bunları istihlak edenlerin veya kul(ananların sağlığına veyahut istihsal vasıtalarına, malzeme, teçhizat, alet ve edevata zarar veren maddelerin iç sulara ve denizlerdeki istihsal yerlerine veya civarlarına dökülmesi veya döküleceği şekilde tesisat yapılması yasaktır. Hangi maddelerin dökülmesinin yasak olduğu tüzükte gösterilir) hükmü bulunmaktadır. Maddenin açık yazılışından suçun oluşması için zarar veren maddelerin denizlerde istihsal yerlerine veya civarına dökülmesi, yahut döküleceği şekilde tesisat yapılması şarttır. 1380 sayılı Yasanın 4, 5, 6,7. maddelerinde su ürünleri istihsal yerlerinin sınırlandırılması, kiraya verilmesi, yeni istihsal yerlerinin tespiti, değişiklikleri hüküm altına alınmıştır. İstihsal yerlerinin sınırlarının tayinine dair zabıt ve krokilerin tapu dairesinde saklanması gerektiği gibi, Resmi Gazete ile yayınlanmasın da icap etmektedir. 1380 sayılı Yasa körfezler bakımından bir ayrıcalık tanımadığına, göre, mahkemenin İzmir Körfezinin her tarafında balık istihsal edildiği için olay yerinin istihsal yeri veya civarı olup olmadığının araştırılmasına gerek bulunmadığı yolundaki görüşü, suçun unsurlarını oluşturan 20. maddesine aykırı bulunmaktadır.
1380 sayılı Yasa hükümlerine göre çıkarılan tüzüğe ek 5 sayılı listenin 1-5 . maddelerinde denizlerdeki istihsal yerlerine veya civarına dökülmesi yasak olan zararlı maddelerin sıcaklık, koku, renk bulanıklık, çökelme bakımından tanımları yapıldığı gibi, 66. maddesinde de atıkların P. H. değerinin 6, 5-5,5 arasında olacağı ve atık suyun P. H. değerinin alıcı suyun P. H. değerini 0,1 den fazla değiştirmeyeceği kabul edilmiştir. Su Ürünleri Tüzüğünün II. maddesinin 3. fıkrasında da atıkların alıcı sudaki zararlı etkisinin tespiti bir kaideye bağlanmıştır. Buna göre (atıkların alıcı sudaki zararlı etkisinin analiz yoluyla saptanması için; alıcı sudan, atıkların alıcı suya karışdığı yer merkez olmak üzere en çok elli metre yarıçapında ki alan içinde, alıcı su akıntılı ise akıntı doğrultusunda su numuneleri alınır. Bu kontrol, numune alma alanına bir kafes içinde konulacak su ürünlerinin yaşayıp yaşamadıklarının devamlı olarak gözlenmesi suretiyle de yapılabilir).
Dosyada mevcut 24.11.1975, 10.6.1977 günlü raporlar ile sanık tarafından ibraz edilen 23.6.1977 tarihli raporda, analiz numunelerinin, Su Ürünleri Tüzüğünün II. maddesinde öngörülen şartlara uygun şekilde alındığına dair bir kayıt bulunmamaktadır. 24.11.1975 günlü raporu tanzim eden Biyolog Ülkü Gökalp ve Ziraat Teknisyeni Mustafa Kızıl, duruşmadaki şahadetlerinde, alkol fabrikası atık sularının fabrika çıkış yerinden ve denizden numune almak suretiyle analiz yapıldığını beyan etmelerine rağmen, raporlarında sadece sıcaklığın 80 derece, P. H. değerinin de 4,5 olduğunu bildir melerine göre, sıcaklık derecesi de nazara alındığında tespitin fabrika çıkış yerinden yapıldığı, denizden alınan numune verilerinin gösterilmediği anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişi Atilla Alpbaz tarafın dan verilen 10.6.1977 günlü rapordan değişik yerlerden alınan numunelerin analiz edildiği görülmekte ise de; tüzüğün II. maddesine uygun numuneler alınıp alınmadığı kesinlikle belli olmamaktadır. Mahkeme bilirkişiye, duruşmada yemin vermiş, bilirkişi olay yerine giderek numuneler alıp analiz yapmıştır. Esasında mahkeme heyetinin bilirkişi ile birlikte olay yerine gitmesi, hakimin tüzüğün II. maddesine uygun şekilde tespit edeceği yerlerden huzurda alınacak numuneler üzerinde analiz yapılması ya da numunelerin anılan II. maddede öngörülen koşullara uyularak alındığının saptanması gereklidir.
Ayrıca, aynı kanal üzerinde beş tesisin atık suları birleştikten sonra müşterek olarak denize döküldüğü anlaşılmaktadır. Bu tesislerin atık maddelerinin, diğerlerine etkisi olup olmadığı da araştırılmamıştır. Bu nedenle, alkol fabrikası dışında kalan dört tesisin atık maddelerinin olay tarihinde görevliler tarafından kontrol edilip edilmediğinin tahkiki, mevcutsa raporlarının celbinden sonra, olay yerine gidilerek beş tesisin atık maddelerinin ayrı ayrı incelettirilmesi, diğer tesislerin atık maddelerinin tüzükte gösterilen verilere göre, sıcaklık, çökelti, renk, bulanıklık, koku durumları ve P. H. değerleri tespit ettirilerek denizden alınacak numuneler üzerindeki tesir derecelerini tayin edecek bir bilirkişi tetkikatı yaptırılması suretiyle sonuca varılması icap etmektedir.
Şu hale göre, sanık müdafinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı bulunan direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle, direnme hükmünün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak (BOZULMASINA) depo parasının geri verilmesine 5.6. 1978 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.