 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1978/13909
K: 1978/14668
T: 24.11.1978
DAVA: Kanun yararına bozma isteyen C. Başsavcılığı.
Karşı taraf: Akal Tekstil Sanayi A.Ş. avukatı.
Bozulması istenen karar: Yalova Asliye Hukuk Hakimliğinden İş Mahkemesi sıfatiyle verilen 23.3.1978 günlü ve 447/115 sayılı kararı=
İsteğin özeti: Yalova Asliye Hukuk Hakimliğinin gün ve sayısı yukarıda açıklanan kararın yürürlükteki hukuku ihlal edici nitelikte bir hükmü kapsadığı gerekçesiyle usulün 427. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması isteğinden ibaretir.
KARAR: Cumhuriyet Başsavcılığı; davacı işçi tarafından özel işveren Aksa Akrilik Kimya Sanayii A.Ş. aleyhine ihbar tazminatından kesilen gelir vergisi ile mali denge vergisinin tahsili için açılan dava sonunda, Yalova İş Mahkemesinin 28.3.1978 tarih, E. 1977/447, K. 1978/115 sayılı kararı ile, talebin Danıştay'a yapılması gerekli olduğu sebep gösterilerek vazife yönünden davanın reddine karar verildiği belirtilerek 27.10.1978 tarihli talepname ile;
Taraflar arasındaki çekişme, ihbar tazminatının gelir vergisi ve mali denge vergisinden istisna edilip edilmediği konusundadır. Vergi Usul Kanununun 8. madesinin 2. fıkrasında, vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir. 11. maddesinin 1. fıkrasında ise, yaptıkları ya da yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanlar verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili ödevleri yerine getirmekten sorumludur, hükmü yer almaktadır.
Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesi hükmüne göre davalı şirket hizmet erbabına ödediği ücretlerden gelir vergisine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdur. Yukarıda sözü geçen maddelerin amacı bazı gelirlerin kaynaktan vergilendirilmesini sağlamaktır. Davalı şirket vergi sorumlusu, davacı ise vergi mükellefidir.
Davalı şirket tevkifatı Danıştay kararlarına ve Maliye Bakanlığının görüşüne uygun olarak yapmış ve kanunun kendisine yüklediği görevi yerine getirmiştir. Olayda kusurlu olduğu iddia ve isbat edilemediğinden mükellefe karşı sorumlu olduğu kabul edilemez.
Uygulmanın hatalı olduğunu iddia eden davacının Vergi Usul Kanununun 383 ve müteakip maddeleri uyarınca yetkili mercilere başvurarak tevkif edilip vergi dairesine yatırılan vergileri düzeltme yoluyla istemesi gerekir. Nitekim Danıştay 4. Daire 28 Nisan 1960 gün, E. 1960/1160, K. 1960/1872 sayılı, 6 Nisan 1964 gün ve E. 1964/116, K. 1964/1872 sayılı ve 27 Ocak 1976 gün ve E. 1975/836, K. 1976/157 sayılı kararlarında tevkif edilip vergi dairesine yatırılan vergilerin vergi sorumlusu tarafından düzeltme yoluyla geriye istenemeyeceği, talep ve dava hakkının bizzat vergi mükellefi veya kanun temsilcilerine ait bulunduğu kabul edilmiştir.
Sonuç olarak çekişme, ihbar tazminatının noksan ödenmesinden değil, tazminatın gelir vergisi ve mali denge vergisinden istisna edilip edilmeyeceği konusundan doğmaktadır. Bu bakımdan davalıya husumet teveccüh etmez, davanın husumet yönünden reddi gerekirken, özel, gerçek ve tüzel kişiler aleyhine Danıştıy'a dava açılamayacağı da düşünülmeden görevsizlik kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı görülmüştür, denilerek kanun yararına bozma isteğinde bulunulmuştur.
Gerçekten 521 sayılı Danıştay Kanununun 29. maddesi hükmüne göre Danıştay idari uyuşmazlıkları ve davaları görür ve çözümler, işçi ile özel işveren arasındaki davayı çözümlemek Danıştay'ın görevi dahilinde olmayıp adli kazanın görevi içinde olduğundan, bu bakımdan C. Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği yerindedir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerden Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile, kesin olarak verilen ve nitelği bakımından yürürlükteki mevzuata aykırı bu sonucu hüküm altına alan mahkeme kararının HUMK, 427. maddesi uyarınca hükmün hukuki neticelerine etkili olmamak üzere, kanun yararına bozulmasına, kararın bir suretinin Adalet Bakanlığına yollanmasına 24 Kasım 1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.