 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1978/188
K: 1978/347
T: 01.02.1978
DAVA : 275 sayılı Kanuna muhalefet etmekten sanık (D)nin yapılan yargılaması sonunda; Hükümlülüğüne ve cezanın ertelenmesine dair İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 2.12.1977 gün ve 1977/600 esas, 1977/922 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş ve şartı depo parası ile yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : 275 sayılı Toplu İş sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun 18. maddesinin 1. fıkrasında lokavt tarif edilmiş, 2. fıkrasında ise lokavt kanuni ve kanun dışı olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Anılan madde ile kanuni lokavt yanınd kanun dışı lokavt düzenlenirken, kuşkusuz, işverenin haklı bir neden olmadan keyfi davranışlarla veya işçilere kızdığı için onları topluca işten uzaklaştırması, işyerini kapatması ve böylece işçileri işsiz bırakması hali gözönünde tutulmuştur. Bunun dışında işverenin, kanunların kendisine tanıdığı haklara dayanarak işçileri topluca işten çıkarması veya işyerini kapatıp ticaretten çekilmesi halinde kanun dışı bir lokavt hareketinden sözedilemez. Aksinin kabulü, işveren ziyan etse bile kanun dışı lokavt korkusu ile işçileri toptan işten çıkaramaması, işyerini kapatamaması, ticaretten tamamen çekilmemesi sonucunu doğurur ki, bu hal kanunun ruhuna uygun düşmez.
Olayımıza gelince:
Dosya münderecatına göre sanık, Kağıthanede kurulu mermer atölyesi işverenidir. İşyerinde çalıştırdığı işçilerin mensubu oldukları (K) Sendikası ile arasındaki Toplu İş sözleşmesi görüşmelerinin akamete uğraması üzerine, sözü edilen sendikanın kanuni prosedür gereklerini yerine getirerek, 30.3.1977 günü yapılan oylamasında (Evet) sonucunu almasını takiben, işyerini kapatıp işçilerin işlerine son vermek suretiyle kanun dışı lokavt suçunu işlediği iddiası ile kovuşturmaya maruz kalmış ve hakkında bu suçtan dolayı kamu davası açılmıştır.
Sanık savunmasında özetle; İşlerin bozulması nedeniyle işyerini kapatmak zorunda kaldığını, keyfiyeti vergi dairesine bildirdiği gibi işçilerin sözleşmelerini kanuna uygun şekilde feshederek haklarını ödediğini ve işyerindeki makinaları (H) adındaki bir şahsa sattığını beyanla vergi dairesine tevdi ettiği dilekçe, feshi ihbar bildirimleri, ibranameler ve makina satışına dair sözleşme fotokopilerini ibraz etmiştir.
Sanık vekilinin ise 1.12.1977 günlü dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari durumunun bozulması nedeniyle bir senedenberi iş hacmini küçülterek fazla işçileri kanuni haklarını vererek işten çıkarmış bulunduğunu son olarak ham mermer fiatlarının iki misline çıkması ve bazı büyük müşterilerin firmasından alışverişi kesmesi üzerine iflasın eşiğine geldiğini, bu arada oğlu ve yeğenleri dışındaki işçilerin ücret artış taleplerini dahi karşılamayacak duruma gelmesi ve ticari faaliyetinin aksaması yüzünden borçlu bulunduğu bonoları ödeyemeyerek protestoya uğradığını, bu durum karşısında ticari itibarını korumak, evine haciz getirmemek, makinaları satarak borcunu ödemek için 31.3.1977 tarihinde işyerini kapatarak ticareti terkettiğini ve keyfiyeti vergi dairesine bildirdiği gibi oğlu ile yeğenleri dışında kalan işçilerin sözleşmelerini feshedip kanuni haklarını verdiğini ileri sürdüğü görülmüştür.
Diğer taraftan dosyada bulunan İş Müfettişi (H.S.) tarafından düzenlenen raporun sonuç kısmında sanık hakkında yalnız Sendikalar Kanunu'nun 19. maddesine aykırı davranıştan dolayı kovuşturma yapılması lüzumuna değinilmekle yetinildiği, lokavt'dan sözedilmediği anlaşılmıştır.
Bu itibarla işveren sanığın işyerini kapatıp ticaretini terketmesi ve işçilerin hizmet sözleşmelerini feshetmesi eyleminin, işyerinde yapılan grev oylaması sonucundan duyduğu infial ve keyfi davranıştan mı, yoksa içinde bulunduğu elverişsiz iktisadi ve mali şartlardan mı ileri geldiği etraflıca tahkik ve tesbit edilerek sonucuna göre hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken, bu yapılmadan ve savunma karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine, 1.2.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.